DAVA GÜNÜ

16 2 0
                                    

Şimdi şu ana geldik zaten önceki bölümde 've okullar bitti yaz tatilinin iki ayı da bitti!' dediğimizde dava günüydü yani '5 ay önce muhabbeti kapandı'. Neyse iyi okumalar!

Yüksek bel kot pantolonumun içine de beyaz tişörtü sıkıştırdıktan sonra siyah deri ve pantolonun başladığı yerde biten ceketimi giyip oldukça hafif bir makyaj yaptıktan sonra aynaya son kez baktım ve 'Kimi seçeceksin zeki!' derken çantamı alıp aşağıya indim. Hayır ev villa değil. Sadece dubleks ve biz çocukların(!) odası üst kattaydı şansımıza. Kardeşim çabuk kaynaşan biriydi öyle ki daha 5 aydır tanışmamıza rağmen çok sıcakkanlı ve samimi davranıyordu. Ben de elimden geldiğince karşılık vermeye çalışıyordum , tüm aileme aslında.

"Bilmiyorum Barış. Yani o kadar söyleyeceğiz dedik söylemeliyiz bunu davada habersizce duyması çok daha kötü olur. Zaten şuanda da görmüyor musun çok kararsız kimi seçeceğini bilmiyor. Ve eğer biz ona söylemezsek bize güvenmez ve bizi seçmek istemez. Ama davada illaki öğreneceğine bakarsak onları da seçmez. Ve gerçekten çok üzülür. En azından artık ayrı kalmayalım kızımızla. Ne olursa olsun söyleyelim."

"Haklısın hayatım söyleyelim söylemesine de ne diyeceğiz. 'Sena aslında seni yıllar önce manevi ailen 1. yaş doğum günü partinden sen yukarda uyurken kaçırmıştı. Pardon biz de yanında değildik bir kaç akrabayla sohbet ediyorduk. Biz de seni bu kadar yıl aradık ama kusura bakma anca bulabildik ama ne yapacaksın kader bulduk ya gel bizi seç olur mu?' böyle mi diyeceğiz çocuğa. Zaten 5 ay önce ona çarpanın kim olduğunu öğrendiğinde ne yaptığını gördük. Hayır yaptığı şey çok mertçe idi ama kendini tehlikeye atması iyi değil. Ve yine yapabilir."

"Ne yaptığını değil , ne yaptığınızı gördüm ben ikinizin de , ama ne yazık ki bu huyu sana çekmiş."

Dedi annem iğneleyici bir tonda. Duyduklarımla şok olurken , ya da manevi ailemin gerçek yüzünü görürken babam keyifli sesle "Güzel huylarımı kendime saklayamıyorum. Yani tüm huylarımı nasıl saklayayım zaten değil mi Zeynepciğim" dedi ve annemin dudağına küçük bir öpücükle " Seni seviyorum." deyip konudan ustaca sıyrıldı. Bense şaşkın şaşkın odama ilerleyip kendime nasıl anlayamadığımı sordum. Çünkü benim 1 yaşından küçük hiç fotoğrafım yoktu. Ve manevi anneme ne zaman sorsam geçiştirirdi. Ağzımdan bir hıçkırık koptu. Devamının davada gelmemesini umarak akan bir kaç gözyaşımı sildim.

Spor ayakkabılarımı giyerken annemin holden " Senaa" deyişiyle durdum ve ben de "Nee?" dedim.

"'Ne' değil 'efendim' olmalı tatlım" dedi yüzündeki tebessümle. "Bi ıı bizim seninle bir konuyu konuşmamız lazım. Hani demiştik ya sana davadan önce manevi ailenle ilgili bir şeylerden bahsedecektik hatırlıyor musun? O kon.." derken sözünü kestim annemi ikinci kez böyle gözleri dolmuş , sesi titrek , ve kaygılı görüyordum. Birincisi zaten onu ilk gördüğüm andı.

"Biliyorum. Onların beni kaçırdığı konu değil mi?" İkisi de bana sorarcasına baktığında "Iıı şey ben konuştuklarınıza istemeden misafir oldum da.."dedim biraz mahcubiyetle annem sakinliğimden dolayı ve konuşmayı yapmaktan kurtulmuş olmanın rahatlığıyla olacak ki yüzündeki tebessümle karşılık verirken babam bana sıkıca sarıldı ve saçlarıma bir öpücük kondurdu. Ben de "Ve tabii bir özelliğimin sana benzediğini de duydum" sonlara doğru kıkırdadım. Babam da "Cesurluk. Evet tam anlamıyla bu kokusunu alabiliyorum" derkeen kardeşim "'Misafir' değil 'kulak misafiri' olmalıydı ablacık" dedi alaycı bir tonda. Ben ise boylarımızın farkını düşünüyordum çünkü benden sadece 3 yaş küçüktü ve neredeyse benim boyuma gelmişti.

"Demek ki neymiş kardeşler de benzermiş. İkimizde kulak misafiriyiz. Evet bakmayın öyle az önce sizi duydum. İkiniz de cesurmuşmuşsunuz hah(!) aynı bana çekmişsiniz. Bence biz ajan olalım" onun bu dedikleriyle kahkahayı basıp saçlarını karıştırırken annem "Aaa inanmıyoruum 37 dk mız kalmış davanın başlamasına hadi herkes arabaya geç kalacağız çabuk olun!" derken biz dışarı çıkmıştık bile. Ve annem daha çantasını alıyordu." Ben annemi kapıda beklerken babam kardeşimin omzuna kolunu atmış kadınların geç kalma bahanelerinin yalanlarını anlatıyordu 'Kural 1 , 2'diyerek. Bense 32 diş sırıttığımı arabaya bindiğimde anlamıştım.

"Biyolojik" dedim. Hakim bana sorarcasına bakarken net bir cevap istediğini anlayıp tekrar "Biyolojik ailemle yaşamayı istiyorum." dedim. Sonrasında hakim beni kaçırdıklarıyla ilgili kanıtları ve DNA testini de göz önünde bulundurarak benim de seçimimle benim gerçek , yani biyolojik ailemle yaşamama karar verdi ve mahkeme salonundan çıktık. 2 ailemde birlikte pek de dostça sayılmaz bir tavırla konuşurken ben amcamın oğlu yani kuzenim Tarık'la konuşuyordum. Tarık çok iyiydi ve aslında biraz içine kapalıydı. 5 ayda anca çok samimi olabilmiştik. Ben çizmeyi , içimdekileri karalayarak dökmeyi severim o ise bu olayı resim yapma boyutuna taşıyabilmiş. İlk böyle gerçekten tanıdık birbirimizi o bana resim konusunda bazı taktikler verdi sonra zaten mimiklerimizle bile anlaşabilmeye başladık.

"Kızım bir dk ka konuşalım mı?"Aa bakın kimler gelmiş eski(!) ailem.

"Bana neden bunu yaptığınızı mı? Oluur , hadi anlatın. Ama bir şey sorucam abim de mi sizin gerçek çocuğunuz değil? Onu da mı kaçırdınız?"dedim gözlerim endişeli bakışlar atan abime kayarken. Ne olursa olsun o benim balkondan milletin kafalarına ve arabasına bir şeyler attığım; ajancılık , arka sokaklar , hayvancılık oynayıp bilgisayar için kavga ettiğim abimdi , ne olursa olsun!

"Biz seni gerçek çocUğumuz gibi sevdik. Hala da seviyoruz kızım gitme ne olur?!! " Manevi annemle babam bunları derken ben abime sarılıp " Ne olursa olsun o benim balkondan milletin kafalarına ve arabasına bir şeyler attığım; ajancılık , arka sokaklar , hayvancılık oynayıp bilgisayar için kavga ettiğim abimsin?"dedim o da yüzündeki gülücükle saçımı karıştırırken "Ne olursa olsun , kardeşimsin. Ne olursa olsun." dedi gülücüğü tebessüme dönerken. Bende manevi aileme "Ben size artık güvenemem daha nedenini bile söylemiyosunuz , aslında sizi tanımıyorum ben nasıl hala anne baba derim şimdi ha?"

Gözlerim dolmaya başlamıştı bile olamaz yağ! Hemen gitmek için arkamı döndüğümde son bir bakış attım kaybetmişlerin arasındaki kazanmışlara ; kazanmışların arasındaki kaybetmişlere.. Geçmişime ; geleceğime ama burda tek gördüğüm şimdimdi ; şimdim.. Sahte veya gerçek 4 ebebiyinimin de yüzündeki acıya karşın bendeki gözyaşları vardı. Amcam bana nedense gururla bakarken ,sanki abimin dolmuş gözleri de gururla bakıyordu , taktirle.. Ben de onunla gurur duydum ve bu duyguyla bir tebessüm yolladım ona. Kardeşim sevgisini sanki gözlerine 'Ablacım' der gibi yansıtmışken daha fazla dayanamadım ve arkamdan Tarık'ın gelişiyle daha kararlı attım adımlarımı.

Taksiye bindiğimizde Tarık bana bir 100lük uzatınca "Amcamı daima çok sevmişimdir"deyip kaptım 100lüğü o da sırıtarak "Bende"dedi. "Peki eski amcan mı yoksa babam mı?"dediğinde eski amcamı hatırladım. O küçükken iyiydi. Yanı bana şakalar falan yapardı mesela. Ama onunla 3 senedir falan çok nadir görüşmüştük ailevi sorunlardan dolayı. "Tabiki yenisi!" dedim ben de sevinçle. "Eee ne yapalım" Onun bu dediğine şaşırarak "Önce tabiki tıkınalım"dedim. Gerçekten acıkmıştım.

Arkadaşlar bir dahaki bölümde bu yerden devam edicem. Bölüm bir kaç gün sonra gelicek. Lütfen yorum ve vote bırakın bu benim için gerçekten çok önemli. Ayrıca bir dahaki bölümde sena sürpriz birini görecek. BBYIN

RUHSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin