One

31 6 1
                                    

Hi guys! Bu hikayeyi bi sözlükten alıntıladım bazı yazım hatalarını düzeltip, bazı şeyler ekleyerek. Bu yazı beni Vc17 virüsü hakkında düşünmeye ve araştırmaya itti.Bende sizinle paylaşmak istedim.İyi okumalar!

2009 yılında Amerikan hükümeti tarafından üniversitemi 1. bitirdiğim için burs ile Amerika'ya davet edildim.Çok gururluydum. California da master degree imkanı veriyorlardı. Düşünmeden kabul ettim. Çünkü kaçınılmaz bir teklifti.18 farklı ülkeden 21 öğrenciydik.Hepimizin ortak özelliği tamamen sağlıklı, okulunu birinci bitirmiş zeki öğrencilerdik. Aramızda gözlük kullanan, herhangi en ufak hastalığı olan biri yoktu. Ben içlerindeki tek türktüm.

9 ay herşey çok iyi geçti.Tamamen eğitim amaçlı bir burstu. 21 öğrencinin tamamı bölümlerinde derece almaya devam ediyordu.

Bazen grup olarak gönüllü işler yapıp, insanlara yardım ediyor, çocukları sevindiriyor, sokakta kalanlara yadım ediyorduk.Bu bursun bir parçasıydı.

2010 yılının mart ayında kaldığım eve bir mektup geldi. tüm grup yaşlılar için yine gönüllü bir iş yapacaktı.

Bir hastaneye davet edildik.Etrafta hiç yaşlı yoktu..

Birşeyler ilginç gidiyordu.

Zaten hastane dışardan terk edilmiş harabe gibi gözüken bir yerdi. Eğer araba ile yanından geçiyorsanız kesinlikle hastane olduğunu anlayamazdınız...

İçeri girdik.

Bize birer yaka kartı verdiler.Benimkinin üzerinde d 2389 yazıyordu.Anlam veremedim.

Üst kata çıktık boş yataklar ve yanlarında serum şişeleri vardı.

Biraz ürperdik.. Hala ne olduğunu anlamaya çalışırken bir arkadaş neler olduğunu sordu.

Bizi karşılayanlardan birtanesi, görüşeceğimiz yaşlı insanların sağlık durumu iyi olmadığı için bizleri bir muayeneye sokacaklarını böylece yaşlı insanları sağlık olarak riske atmayacağımızı garanti edeceklerini söylediler.

Tamamen sıradan nefes dinleme, göz muayenesi ve kan alacaklarını söylediler.

Bana çok garip geldi... Neden kanımı alsınlar? Bu yaşlılar ile herhangi yakın bir temas olmayacaktı..

Yanımızda amerikaya ilk ayak bastığımızdan beri bizim ile birlikte olan profesörümüz vardı.Bu adama çok güveniyorudm her zaman bize destek olmuştu.Bende bir kan vermek sorun olmaz diyip kabul ettim...

hepimiz ettik...

Fakat kan almak için doktor şırıngayı sol kolumdan soktuğunda kendimden geçmiştim..

Uyandığımda bu sefer oda da yalnızdım ve ne olduğunu anlayamıyordum.Kim olduğumu, nerede olduğumu, nereden geldiğimi bilmiyordum...

Konuşmak istedim. Ama ne etrafımda konuşulanları anlayabiliyordum ne de cümle kurabiliyordum.

Kısa süreli hafızam silinmiş gibiydi.Ölü gibi hissediyordum.

Nefes alan bir ceset gibi.

Daha sonra bir doktor sırtıma omurilik sıvısı gibi bir şey enjekte etti.

Gözlerim karıncalanıyor ellerim ve tüm damarlarımı patlıcak gibi hissediyordum.Ama hiçbirşey yapamıyordum.

Bir tane adını sonradan öğrendiğim Barbara isminde 50'li yaşlarda bir kadın ilgileniyordu benimle.O andan sonra güvendiğim profesörü asla göremedim.

Kadın bana kanımı aldıklarında bayıldığımı, uluslararası bir öğrenci olduğum için tıbbi olarak kontrol altına alındığımı, herşeyin yolunda olduğunu ve sadece 6 saattir hastanede olduğumu belirtti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 23, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

no returnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin