4.Bölüm

52 1 0
                                    

Kapının çarpılma sesiyle irkildim. Karşıya baktığımda çoktan gitmiş olduğunu gördüm. Hemen ayağa kalkmak için hamle yaptığımda ayağıma bir şey takıldı ve düştüm. Baktığımda dün onun üzerine örttüğüm çarşaftı. Yerde öylece kalakaldım.

Ben dün gece hiç tanımadığım evsiz birini evime alıp evde ne varsa yedirip üzerine bir de çay verip bununla da sınırlı kalmayıp aynı salonda karşılıklı koltuklarda uyumuştum. Ne ad ne soyad elimde hiç bir bilgi yok. Giderken çarşafı üzerime örtmesi büyük bir kibarlık tabi orası ayrı. Dengesiz davranışlarım sürüyordu. Bir an önce ne yaptığımı bilmem gerekiyordu.

Banyoya gidip duşumu aldım. Rahatlamış ve hafiflemiş hissediyordum kendimi. Aynanın karşına geçip saçlarımı taramaya başladım. Yüzüm değişmişti. Artık daha fazla çizgiler vardı. Gözlerimin altı yeşillenmişti. Saçlarım artık daha cansızdı. Vücudum tepkiler gösteriyor gibiydi. Telefonumun çalmasıyla dikkatimi kendiden uzaklaştırdım.

-Her şey yolunda mı?'' Başka şehirde olabilirdi ama aklı hala bendeydi. Normal olan da buydu zaten. Onun çocuğuydum beni düşünmesi ve merak etmesi gerekiyordu fakat bu biraz bana sıkıcı geliyordu.

-Evet baba. Her şey yolunda merak etme.'' Yalan söylemeyi sevmezdim fakat 'hayır baba değil kendimi yıkık ve güçsüz hissediyorum' da diyemezdim.

-Aslında sormam gereken daha önemli bir şey var. '' Ne soracağını o kadar iyi biliyordum ki!

-Hayır. Gitmeyeceğim. Sanki hayatım çok güzelmiş gibi insanların karşısına çıkıp sırıtıp şarkı söylemeyeceğim. '' Bunu içten içe bende istiyordum ama yapamazdım. Kendimi bu kadar cesur hissetmiyordum.

-Pekala. Sen bilirsin. Ben sadece iyi olman için benim çabamın yetmediğini seninde çabalaman gerektiğini söylüyorum. Yoksa bu hayat senin. Sen nasıl istersen öyle ilerleyecek elbet.'' Ben bu kadar tersken o bana karşı fazla iyiydi.

-Şimdi kapatmam gerek sonra yine konuşuruz'' deyip kapattı. Sesinde kırgınlık vardı.

O kadar acısına rağmen bir de ben onu üzüyordum. Ona yardımcı olmam gerekirken bir de üzerine ben canını sıkıyordum. Toprağa karışan kalbine mi üzülmeliydi , her şeye rağmen ayakta kalıp güçlü durmasına mı yoksa benimle uğraşmasını mı düşünmeliydi. Omuzlarından yükü alıp iyi olduğumu göstermeliydim. Sözlü olarak hep iyiyim diyordum ama bunu hissetmeliydi.

Giyinip salona indim. Mutfaktan atıştırmalık bir şeyler alıp televizyon karşısına geçtim. Zaman su gibi akıp geçiyordu. Saate baktığımda 6 ' yı gösteriyordu. Gün içinde fazla oyalanmıştım evet ama bu kadar uzun bir müddet olduğunu tahin etmemiştim.

Kart çantamdaydı. Alıp oraya gitmeli miydim yoksa sürekli evde oturup acı mı çekmeliydim ?. Ani bir kararla yerimden fırladım. Giyinme odama gidip dolabı açtım. Hiç de şık olmayan sade elbisemi üzerime geçirdim. Altına uygun ayakkabılarımı bulup giydim. Aynaya baktığımda göz altlarım cidden kötü durumdaydı. Biraz olsun onları normale döndürdükten sonra kartın olduğu çantamı da alıp salona indim. Telefonumu ve anahtarımı da alıp evden çıktım. Eğer hızlı hareket etmeseydim kendimi biliyordum her an vazgeçebilirdim.

Hızla bir taksi çevirip kartın üzerinde adresi tarif ettim. Kendim için olmasa bile ailem için yapmalıydım. Annem bugüne kadar kendi için değil bizim için yaşamıştı. Şimdi sıra bendeydi.

Yarım saatin sonunda o görkemli mekanın önünde durmuştuk. Parayı uzatıp arabadan indim. Altın rengindeki tabelanın üzerinde görkemli bir şekilde 1040 yazıyordu. Adı değişik ve güzeldi. Giriş kapısına doğru ilerlediğimde güvenlik beni durdurdu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AGAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin