"Sayın yolcularımız iniş tamamlanmıştır.Güvenli bir şekilde inebilirsiniz"
Anonsun sesiyle birlikte insanlarda yavaş yavaş inmeye başlamıştı.İçimdeki heycan duygusu her hareketimde daha bastırılamaz hale geliyodu.Görevlinin elime bavulumu vermesiyle yürümeye devam ettim.Son engel kapısınıda aşıp dışarı çıkmamla derin bir nefes aldım.İstanbul kokunu bile özlemiştim.En çokta içinde barındırdığın o insanı özlemistim.Boranı....
Gözlerim Eylül Olcay yazısında takılı kalınca gülümseyerek ona doğru ilerlemeye başladım.Ahmet abide beni görünce gevşeyerek kollarını yere doğru indirdi.
"Sonunda gelebildin cadı"
Ahmet abinin taktığı lakap gülümsememe neden olmustu.
"Geldim "
Ahmet abi elimdeki bavulumu bagaja yerlestirirken benim gozlerim onu arıyodu Boranı.Amerikaya giderken de yolcu etmemişti şimdide yoktu.Onun hayatında matematikteki sıfır degerini taşıyordum galiba.Etkisiz eleman.
"Birdaha gitmek yok tamam mı cadı ? Bak bak hiç cevap veriyomu gitmeyimi düsünüyosun yoksa ?"
Beynime uğultu gibi gelen sesleri Ahmet abinin koluma dokunmasıyla algılamaya başlamıştım.
"Boranın şirkete gitmesi gerekiyodu o yüzden gelemedi."
Ahmet abiye buruk tebessumumle arabaya bindim.Nereye daldığımı anlayacak kadar zeki bir insandı.Boranı sevdiğimide o zamanlar bir tek o anlamıştı çünkü.
Ahmet abide sürücü koltuğuna yerlestikten sonra eve doğru sürmeye başladı.Yol boyunca ikimizde sustuk.Işıklarda durduğumuzda yandaki kırmızı araba çekti dikkatimi küçük bir kız çocugu cama çıkmaya çalışıyordu yandaki abisi oldugunu düsündüğüm kiside onu içeri sokmak için üstün bir çaba harcıyodu.Gülümsemem büyürken beynim bir anda 17 yıl öncesine kaydı.
"Çekil ya surdan ahmet abi birsey dermisin Bora benim cama çıkmama izin vermiyo.
"Cama çıkman tehlikeli Eylül hem sen daha çocuksun"
"Ben mi çocugum ben artik okula bile gidiyorum hem sen niye çıkıyosun o zaman cama"
"Çünkü ben büyüğüm"
Gözlerimi kısıp Borana dogru baktım.Benden alt tarafı 4 yaş büyüktü.Burun kıvırıp cama doğru döndüm.Boranında boşluğundan yararlanıp elimi dışarı doğru sallamaya başladım.
Zafer Eylül olcayındı herzaman ki gibi.Boranın hızla beni içeri çekip camımı kapatmasıyla sinirle arkama yaslandim."Seni hakana söyliyicem dövsün seni görürsün sen"
"O bücürmü dövcek beni Eylül komik olma bu arada seni bir onun yanında göreyim dayak yiyen sen olursun ona göre.
Şimdiki zaman
Gözümden akan yası elimin tersiyle silip arkama yaslandım.Keşke hep küçük kalsaydık.O zaman duygularimizda saf ve masum kalabilirdi belki.Camı yarıya kadar açıp elimi camdan disarı doğru uzattım.17 yıl önceki zaferimi şimdi kutlayabilirdim.
Araba güvenliklerin olduğu bölümde durdu.Güvenlikler Ahmet abiyi başlarıyla selamlarken kapıyı açtılar.Güvenliklere dönüp bende gülümsedim.Kısa bir şaşkınlıktan sonra onlarda bana gülümsedi.Pek sasırmamıştım dogrusu.Olcay malikanesinin kuralları arasında çalışanlarla çok samimi olmamakda yer alıyordu.Sert ve despotçu tutumları onları çekilmez yaptıklarının farkında bile değildiler.Farkında olsalar bile bunu pek takıcaklarını düsünmüyordum zaten.
Ahmet abinin arabayı durdurmasıyla arabadan indim.Eve doğru yürürken Ahmet abide arkamdan bavulumu getiriyordu.Annemle Babam kapının önünde beni bekliyorlardı.En azından kapıya kadar çıkabilmişlerdi buda bişeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanıtım
Teen FictionHayat biz planlar kurarken başımıza gelenlerdir.Ne kadar klise bir cümlede olsa benim hayatımın özetide bu kelimelerde saklıydı. Hayat bir sahnedir ve herkes kendi hikayesinin başrolüdür.Herkesin bir esas oğlan ve esas kızı vardır.Hayatımıza giren i...