BÖLÜM 1

11 1 2
                                    

Her zamanki gibi telefon elimde, Lost'a attığım mesajın cevabını bekliyorum. Uzun zamandır ona yazıyorum. Yani yazıyorum derken; herkesin dertlerini sorgusuz sualsiz dinler ve sorulan sorulara cevap vermeye çalışır.

Bugün yine ona bir anımı anlattım. Okulda nasıl ezildiğimi, nasıl dalga konusu olduğumu, ailem tarafından yine ve yine o zavallı bakışlara nasıl şahit olduğumu yazdım. Tabikide hemen cevap vermesini beklemiyorum. Binlerce insan yazıyordur şimdi.

Düşüncelerimi bölen mesaj sesimdi. Ondan geldiğine kesinlikle eminim. Çünkü onun mesaj sesini değiştirdim. Sadece ona özel farklı çalıyor. Neden bilmiyorum ama kendimi ona yakın hissediyorum. Bu ona yazdığım son yazılar çünkü. Evet, bir zavallı gibi pes ediyorum. Bir zavallı gibi intihar ediyorum. "Salak mısın? Başka yol mu yok? Yaşamaya devam et." Gibi cümlelerinizi duyar gibiyim. Denedim. Vallaha denedim. Ama fazlalalığım ben bu dünyada. Belki günah, belki vebali çok büyük. Ama dayanamıyorum. Bana okulda yaptıkları eziyetler, zorla hizmet etmeleri, sürekli dövmeleri felan. Cidden canım yanıyor. Fiziken değil tamamen ruhsal.

"Yine ne oldu?"

Mesajı okuyunca yüzümde ufak bir tebessüm oldu. Birini daha sıktım. E haklı, sabah akşam derdimi anlatıyorum. Sıkılmasını anormal bulmuyorum.

"Senden tek bir şey isteyebilir miyim? Söz bu son."

Mesajı attıktan sonra tırnaklarımı yiyerek cevabı beklemeye başladım. Aradan 2 dakika sonra o ses geldi. Vakit kaybetmeden telefonu elime alıp mesajıma baktım.

"Yardım edecekse neden olmasın?" Haydi bismillah diyip yazmaya başladım." Sana atacağım adresi haberlerde adımı gördüğün an gelmeni istiyorum. Ve mezarımda en son konuştuğunda sen ol istiyorum."

Mesajı gönderdikten sonra beklemeye başladım. Gelmezse de sıkıntı olmayacaktır. Her türlü bugün öleceğim.

"Neden böyle bir şey yapayım? Ve neden ölüyorsun?" Dedim işte gelmez diye.

"Ben sana yinede adresi mesaj olarak atacağım. Gelmesende sorun değil. Sana bir saat göndereceğim. O saati haberlerde görürsen bil ki benim."

Diyip saati koluma taktım. Beyaz ve ortasından kare şeklinde altın renginde şekiller var. Bu benim ilk doğum günü hediyemdi. Tekrar mesaj sesi duyunca açıp baktım.

"Pekâlâ, ciddi duruyorsun ama ölmen bir şeyi değiştirmeyecek. Sadece o zavallıları mutlu edeceksin."

Hiç beklemeden mesajı yazdım. "Benim sayemde eğer birinin suratı gülecek ise, ister iyi olsun ister kötü. Emin ol bundan gurur duyarım. Neyse, hoşçakal gizemli...

Mesajı gonderip interneti kapattım. Ardından telefonun bataryasını çıkarıp köşeye koydum. Kalkıp kapıyı da kitledikten sonra bir engel kalmadığını anladım. Banyoya gidip önceden çaldığım orta boylardaki jileti aldım ve yatağıma doğru ilerledim. Yatağın üzerine bağdaş kurmuş bir şekilde oturdum ve duvara baktım. Düşünceler beni ele geçirirken ruhuma saplanan bıçakların açtığı yaraların tekrar sızladığını hissettim. Yatağımın kenarındaki nota son kez bakıp jileti bileğime dik bir şekilde koydum. Okuduğum hikayedeki bir cümle aklıma düştü. "Kimse olması gerektiği yerde değildir." Nota yazdığım cümleyi içimden tekrar ettim. "Olmam gereken yerde değilim...

LOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin