İki bölümdür bir türlü kızımızın adını öğrenemedik hadi hayırlısı sksksmdmsm
Medya hikayemizdeki kız
Arabasından inip küçük, mütevazı evine girdi. Ev beyaz ve bordo renkti beyazın üzerinde yan çizgi şeklinde iki bordo renk vardı.Evde tek başına yaşıyordu. Biraz daha para biriktirseydi daha büyük bir eve sahip olabilirdi. Ama bu saçma olurdu evde tek başına yaşayan birisi büyük bir evde ne yapacaktı ki? Zaten biriktirdiği paraları kesinlikle kitaplara harcardı. Kitapları çok severdi. Hemen ardından da çizgi roman ve mangaları severdi. Evinin oturma odası ve yatak odası kitaplar, mangalar, çizgi romanlarla doluydu.
Üstünü değiştirdikten sonra oturma odasına geçti ve derin bir nefes aldı. Ardından "Myungsoo'ya çarptım BANA GÜLÜMSEDİ! AĞAĞAĞAĞAĞA" diye bağırırken eş zamanlı olarak kendini yere atıp halıda yuvarlanmaya başladı. Böyle devam ederse çevredekileri rahatsız edeceğini farkedince kendini durdurmaya çalıştı fakat sonuç olarak dilini ısırdı.
Acıyla dilini tutarken "Ağyh dvifmi ısfrdım."* derken acı geçene kadar biraz bekledi. Sanki az önce hiçbirşey olmamış gibi yerden kalkıp açılan tişörtünü aynanın önünde düzeltirken birden durdu. İç çekerek arkasına dönüp tişörtünü açıp sırtına
baktı.Sağ omzundan başlayıp beline kadar devam eden yol gibi bir yara izi vardı. Bu yara izi ona o kadar çok şeyi ifade ediyordu ki...Yapayalnız hissediyordu. Zaten öyleydi, annesi ve babası trafik kazasında hayatını kaybetmişti, akrabaları uzaktaydı, arkadaşları yoktu. Kendini bu düşüncelerden uzak tutmaya çalışsada başaramıyordu.
Şiddetli esen rüzgar yüzünden dalından ayrılmamak için çaba sarfeden yaprak gibi hissediyordu. Yara izi kendinden bahsedildiğini anlamış gibi sızlamaya başlamıştı. Delice titriyordu, yere yığılıp saçlarını çekerken buldu kendini "Nasıl bu hale geldim? Nasıl bu hale geldim?" Diye zar zor titrek sesle cevabını bildiği halde soruyordu kendine. Gözleri dolarken önündeki aynaya bakıp kendine acıdı.
Kızarmış siyah gözleri, dağılmış bir halde siyah saçları, hayalet görmüş gibi duran korku dolu yüz ifadesine sahip kendisine bakıp sakinleşmeye çalıştı. Yavaşça saate baktı. Erkendi ama uykuya ihtiyacı vardı zaten iştahı yoktu yemek yemesede olurdu. "Arkanda kalan geçmişte takılı kalman gülünç" diyordu kendine. Yanlış, seni takip edebilecek ve sana geri dönebilecek bir geçmişte takılı kaldın diyen iç sesini bastırdı. Yara izine bakmamaya çalışarak üstünü başını düzelttiğinde "En iyisi uyumak" dedi.
Açıkçası vote ve yorum beklemiyorum. Sadece yazmak hoşuma gidiyor. Öylesine yazıyorum ama yinede şöyle bir kitabıma göz attığınız için teşekkür ederim. ^^
* Ay dilimi ısırdım