Bu ben miydim? Ortaokulda arkadaşlarım genelde sevgililerinden bahseder bense onlarla dalga geçerdim. Nasıl bu kadar seviyorlar anlamazdim. Şimdi bu halimi görseler benle dalga geçerlerdi herhalde. Onu o kadar benimsemistim ki. Onu seviyordum. Acı çekmiyordum mutluydum varlığı huzur ve sevinç veriyordu. Aşk acı diyorlardı bana saçma geliyordu acı falan değildi aşk. Yani bana öyle geliyordu. Sınav haftası zamanı geldi ve ben hiç ders calismamistim. Bir hafta boyunca birsürü sınava girecektim. O haftayı ondan uzak geçirip derslerimle ilgilenmek istiyordum. Sosyal medyadan takip etmeyecek, gelmiş mi, gelmemiş mi? diye bakmayacak, takmayacaktim. Iki gün böyle geçti ama olmuyordu böylesi daha kötüydü. Aklımdan çıkmıyordu ve ben hiç calisamiyordum. Olan oldu artık ikinci sınavlara çalışırım dedim ve o haftami da diğerleri gibi onunla doldurdum. Sınavlar bitmisti. Bazıları okunmustu. Ve iyiydi aslında. Hiç calisamama rağmen güzeldi. Sınıfın diğer kızlarıyla da tanışmıştım. Yakinlasmistim. Gülnihal Beyza Rabia Merve vs birsürü kişi daha. Hepsi ESESi sevdiğimi biliyordu.
Çok güzel bir duyguydu aşk. Taki o güne kadar. Yine bizim servisle gelmişti ve yolda inmişti. Servis kırmızı ışık yandığı için durmuştu ve ben onun ne yapacağına bakıyordum. Biraz ileriden bir kız geldi ve sarıldı ona. Yanağına küçük bir buse kondurduktan sonra ele ele uzaklaştılar. Bir sure kendime gelemedim. Gerçek miydi? O sevgilisi miydi? Evet daha önce de kızları öperken görmüştüm ama onlar kardeşi gibiydi. Bu kızı ilk defa görüyordum. Önünde ki percemi yüzünü kapatmıştı. Uzun ve düz saçlara sahipti. Doğaldı. Ve oldukça güzel. Işte o zaman aşk denen illetin acı tarafıyla karşılaşmıştım. Içim de sanki kamp kurmuş ateş yakmislardi. Sanki litrelerce kaynar suyu kafamdan aşağı boşlatmışlardı. Sanki uçurumun kenarindaydim ve oradan düşecektim. Bu nasıl bir acıdır. Tarifi zor ve dayanılmaz. Eve geldim ve içinde bir milyon hikaye yazılmış kafamı yastigima koydum. Noluyordu bana. Inanılmaz birşey durdum ve gozlerimden bir damla yaş düştü. Inanamiyordum kendime. Bir erkek için ağlamış olamazdım. Kendimi tuttum. Niye tutuyorsam. Sonra dayanamadım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Annem sesimi duymuş olsa gerek odama girdi ve" noldu kızım iyi misin ? " dedi. Sinavlarim kötü anne diyiverdim. Yıllar sonra Anneme yalan söylemiştim. Içim içimi yiyordu. Ağlıyor aynı zamanda ınş sevgilisi değildir yakın arkadasidir diye dua ediyordum. Ertesi gün okula gitmek için servise binmistim. Gözlerimin siskinligini Hilos fark etmişti. Noldu dedi ben de anlattım. O kadar canım yanıyordu ki noluyordu bana. Sabah gördüm. Ve yine midemde kelebekler uçuşuyordu. Sanki geçmişti. Unutturmustu herşeyi. Yanlarina gittim ve Sevvalle konuşuyordum. Oda onlara birşeyler anlatıyordu. Çok guzeldi çok eğlendik falan filan. Tekrar aklıma geldi ve gözlerinin içine baktım. Knk çok ozlemisim kaç yıldır görmüyordum. Başka bir ülkede okuyor. Bizimkiler öyle istedi yani dedi. Arkadaşı da gülerek kardeşini gönderiyorlar da seni niye gönder miyorlar dedi. Kardeşini mi demişti o. Inanmiyorum ne yani sevgilisi değil miydi. Çok şükür Allahım diye diye sınıfa gidiyordum. Sonra durdum ve derin bir nefes aldıktan sonra ya sevgilisi olsaydı dedim. Bu denli yakışıklı biri daha önce hiç bir kızla adını duymadım. Böyle devam edemezdi. Nolacakti sonumuz. Bir sonumuz var mıydı ki. Yanında gördüğüm her kızdan dolayı böyle ağlayacak mıydım. Aciyordu. Iki ay geçmişti ve ben ona çok bağlanmıştım. Okula onun için geliyordum. Söylemek istiyordum. Unutmak ise aklımın ucunda bile yoktu. Çok seviyordum onu. Bağlanmıştım.Her gün daha çok seviyor daha çok ağlıyor daha çok uzuluyordum. Hele de okuldan gidecek olması çok ürkütüyor çok korkutuyordu. Söylemek istiyordum ama cesaret edemiyordum. Yanındaki herkesle çok samimi olmuştum. Sürekli etrafindaydim. Sürekli inceliyor izliyordum korkuyordum ama o beni fark etmemişti bile. Söylemeye karar vermiştim. Yanına gittim dersimiz bedendi. Onların ki boştu galiba. "Konuşalım mi"dedim. "Sen kimsin ki " dedi. Ne diyordu. Tamemen dikkatini cekmesemde konusmuslugumuz vardı. Adımı biliyor olmalıydı. Arkadaşı yanımıza geldi ve bana ne konuşuyorsunuz dedi. Bende anlamadım ki dedim. "Hafızasını kısa bir süreliğine kaybetti canım muhtemelen siman tanıdık gelmiştir oda konuşmak istemiştir " dedi. O an ölmek istedim ve nasıl yani noldu dedim. Ben konuşmak istemiştim diyemedim. "Bilmiyorum birkaç gündür böyle doktor korkamniza gerek yok bir haftaya düzelir dedi korkma canim " dedi. Uzaklaştılar. Canım çok yanıyordu. Spor salonuna girdim ve dua etmeye başladım. Agliyordum. Bir hafta falan geçti. Yanına gittim ve nasilsin dedim. "Iyiyim yasemin birşey yok küçük korkma"dedi. Küçük mu? Beni küçük mü görüyordu. Evet öyleydi. Dışarı çıktım ve ağlamaya başladım bir dönem bitmek üzere ikinci dönem başka bir okula taşıyacağız okulu. Çok farklı iki insandik biz. Farklı mezheplerden, farklı düşüncelere sahip, maddi durumları arasında bayağı fark olan, aile yapısı farklı iki insan. Bunlar benim umrumda bile değildi. Ben onu olduğu gibi sevmiştim. Ne güzel gülüyor bana mi bakacak bu tipine mi bakacak dikkatini bile cekememissin seninle mi ilgilenecek etrafında birsürü onca güzel kız var onlara bile dönüp bakmamış sana mi bakacak diyordum kendi kendime. Tam olarak buydu. Söylesem söylediğim için soylemesem soylemedigim için pişman olacaktım. Bu nasıl bir ikilem. -Çok seviyorum- tek bildiğim buydu.
Sürekli agliyordum. Yanımda olan arkadaştan öte kardeşlerim vardı. Ve her konuda kavga ettiğim gram umrumda olmayan bir ailem. Ve yarıyıl tatili girdi araya. Lanet tatil geçmek bilmiyordu. Sürekli ağlıyor acı çekiyordum. Tüm acilarimi topladım ve arkadaşla içmeye gittim. Yaptığım en büyük yanlıştı. Eve geldiğimde on ikiyi geçmişti ve ben sarhostum. Babam kapidaydi. Eliyle elbisemin yakasını tuttu ve vurdu. Niye yapmıştı. Ictigimi ve sarhoş olduğumu fark etti ve beni evden kovdu. Merkeze kadar yürümüş önüme çıkan ilk parkın bankinda uyumustum. Çok korkuyor olmam gerekirdi ama korkmamistim. Ben artık eski ben değildim. Acim arttıkça ben kötü oluyordum. Okulla derslerle arası olmayan evden atılan biri olmuştum artık. Eskiden tek derdim ailemi mutlu etmek ve derslerimde büyük başarı göstermek olurdu. Neydim nolmustum bu ben miydim 😕. Değişmiş farklılaşmış bambaşka biri olmuştum.Beni bu halde bıraktığı için aileme düşman olmuştum. Sabah kalktım halamlara kadar yürüdüm. Halam beni gördü. Bu saatte ne işin var dedi. Haklıydı aslında. Besti daha saat. Evden atıldım dedim. Şaşırmıştı sen mi niye nasıl diye birsürü soru sordu. Bilmiyorum hala gece bankta uyudum dedim. Nasıl onlara gösteririm ben dedi. Niye atıldığımı soylememistim. Babamı aradi ve kızdı. Neden diye defalarca sorsada babam birşey demedi. Sanırım benden utanmislardi. Bende kendimden utanmistim. Birkaç gün halamlarda kaldım. Sonra babam gelip aldı. Kimse halama niye evden atildigimi söylememişti. Yüzüme bile bakmadı babam. Eve geldik ve annem de aynı şekilde yüzüme bile bakmıyordu. Bagirsalar cagirsalar dovseler o kadar koymaz. Bende odamdan çıkmıyordum. Hayatımı maf etmiştim. Çok üzülüyordum. Okullar açıldığı zaman onu görmüştüm ve geçmişti. Onca kötü şey silinmisti. Zaman geçtikçe canım yanıyordu. Gidecekti. Birini sevdiğimi anlamıştı. Kim diye soruyorlardı. Dayanamadım ve bir isim uydurdum. Onu çok seviyorsun demişti gülümseyerek. Onu değil seni diye bağırmak istedimsede sustum. Sadece sustum. Evet çok seviyorum dedim. Herşey iyice çıkmaza girmişti. Noluyordu böyle o kadar kafam karışık o kadar kötü oldum ki. Sonum nolacakti.
Yeni bölüm en kısa zamanda yayımlanacak. Lütfen yorumlarinizi eksik etmeyin:)")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Habersiz Sevgilim
Non-FictionBen onu çok ama çok seviyordum haberinin olmasına gerek yoktu ki. Yada onunla mutlu olabilmem için haberinin olmasına karşılık vermesine gerek yoktu. O benim sevdigimdi sonuçta herşeyim olabilmiş tek insandı bunun için ondan izin alamam ya