-Prolog-

150 7 0
                                    


Bölüm şarkısı : Mourning Ritual - Bad Moon Rising

Bütün vücudum titriyordu.

Toprağa, kalın bir dalla çizdiği küçük yuvarlak yalnızca ayaklarımın etrafını çevreliyordu, bulunduğum alan gerçekten dardı ve hareket etmemem gerekiyordu. Yuvarlağın tam ortasında duruyordum; o da sinir bozucu şekilde, avını izleyen bir kaplan misali etrafımda yavaşça dönüyordu, irisleri vücudumda ve özellikle de göğüslerimde dolanıyordu fakat bunun bir ritüel olması gerekiyordu.

Kendimi satışa çıkarılmış, alıcısı tarafından incelenen bir mal gibi hissediyordum.

Attığı 4 turdan sonra ağır hareketlerle bana yaklaştı, kalın gövdesinin varlığını ve yaydığı ısıyı üzerimdeki kumaş parçasına rağmen hissedebiliyordum. Onun etrafımda olduğu her an, beynimin kontrolünü kaybediyordum fakat kendimi toparlamaya ihtiyacım vardı. İçinde olduğumuz bu ıssız ormanı düşündüm; etrafımızdaki ağaçlar 10 metre ilerisini bile görmemize engel olacak şekilde sık ve kalındı. Bulunduğumuz açıklık, Ağaç'ın bize sunduğu hizmetlerden sadece biriydi, yuvarlak oluşturacak şekilde sınırlara koyulmuş meşaleler ortamı aydınlatıyordu fakat bu benim için hiçbir zaman yeterli olmamıştı.

"Gözlerini kapat." diye emir verdiğinde titreyen vücudumun kontrolünü kaybetmiştim ve bu hiç iyi değildi. "Dikkatini topla, etrafındaki her bir yaprağın yaydığı enerjiyi hisset. Buradaki tüm canlıların kontrolü tamamen sende, bunu kalbinde hisset Mon Ange."

"Yapamıyorum." diye sızlandım, bunu üçüncü defa denememize rağmen hala bir şeyleri tam olarak beceremiyordum ve bu gerçekten strese girmeme neden oluyordu. O söylemeden derin bir nefes alarak zihnimi tamamen boşalttım, beynim şuan bulunduğumuz açıklık gibi boş bir arazi halini alıncaya kadar bekledim. Zihnim onun arkamdaki halini canlandırmaktan başka bir şey yapmasa da, sessizliğin içinde nefes alışverişlerimizi ve meşalelerde yanan ateşin nahoş çıtırtısını duyabiliyordum.

"İşte böyle Mon Ange, kendini tamamen odakla." diye fısıldadı, kulağıma yakın olan dudakları her oynayışında tenime sürtünüyordu, istemsizce titredim ve bununla birlikte konsantrasyonum bi baloncuk gibi patlayıp dağıldı. Zihnimin akın akın düşüncelerle dolduğunu hissedebiliyordum. Titrek dudaklarımdan güçsüz bir nefes serbest kaldığında, hafifçe -ve tamamen sadistçe- kıkırdayarak arkamdaki yerini korudu, vücut sıcaklığı benimkine karışıp terlememe sebep oluyordu.

"Zihnini açacağım, küçüğüm." Ve hemen ardından, asla olmamalı dediğim her şey bir bir oldu; önce kemikli parmaklarının uçları çıplak kollarımda gezindi. Dokunuşu bileklerime geldiğinde kulağımdaki dudakları, toplu duran saçlarımın açıkta bıraktığı enseme temas etti ve küçük öpücüklerle birlikte orada kalmaya devam etti. Vücudumdaki bütün tüyler ayaklanmıştı, bu çok garip bir histi, Bağlayıcı'mın bana dokunuyor olması yanlış hissettirmeliydi. Fakat bir şekilde, kitapta yazan bütün yanlışlar bana doğru geliyordu...

Dudakları ensemdeki oyalanışının ardından ağır hareketlerle boynuma doğru yolunu çizdiğinde, ağzımın içinde çıkmaya hazırlanan inlemeyi dudaklarımı birbirine bastırarak önledim fakat öpüşü o kadardı ki, başka bir şey düşünmeme kesinlikle engel oluyordu. Derin ve titrek bir nefes alıp ciğerlerimi oksijenle doldurdum fakat kalçalarımın hemen yanında hissettiğim kocaman elleri yüzünden aldığım nefesi geri veremeden oksijen ciğerlerimde tıkılı kaldı. Ellerinin hafif baskısı derinleşti, dudaklarının yanında dili de tenimde gezinmeye başladı ve hiç beklemediğim bir anda beni kendine çekip kalçalarımı kasıklarına bastırdı.

Tam o sırada bir rüyadan uyanır gibi olduğum yerde sıçradım, göz kapaklarım aralanıp beni karanlıktan çıkardığında gözlerim onu aradı. Hemen sağ tarafımda ayakta duruyordu ve ellerini göğsünde birleştirmiş, meraklı gözleriyle beni izliyordu. Zaman ve mekan kavramlarını çoktan kaybetmiştim fakat zihnimin bana kötü bir oyun oynadığını yeni yeni kavrayabiliyordum.

"Günaydın Mon Ange, artık devam edebilir miyiz?" Bakışlarımı sabitlediğim yerden ayırıp gözlerine çevirdim, yeşil irisleri her zamanki gibiydi; tehlikeye, gizeme ve kötülüğe ev sahibiydi fakat bu seferki bakışlarında farklı bir şeyler vardı.

Tehlikenin yaklaştığını hissedebiliyordum.


Merhaba arkadaşlar, bu benim Wattpad'de yayınladığım ilk hikayem ve şuan aşırı heyecanlıyım 😂 Sonraki bölüm görüşürüz -yani inşallah ahaosjsksk- ve ayrıca oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, benim için önemli ☺️

All the love, B.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 09, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Red Hybrid >> h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin