Giriş
Yeni bir ay Eylüldeyiz. Rüzgarın dansına büyük bir coşkuyla eşlik eden sarı yapraklar ve geride bıraktıkları çıplak ağaçlar , ıslak toprak ve ağlamaklı dolaşan gökyüzü kulakları yırtarcasına bağıyor. Eylüle bırakıyorum kendimi. Bedenim , durgun bir su yüzeyinde akıp giden bir salın içinde sanki. Boş bakıyor gözlerim , o salın içinden tek gördüğüm sonsuz grilikteki gökyüzü.
Bölüm bir
Gece yarısı yatağımda uyumaya çalışıyordum. Ela gözlerim gecenin karanlığını aydınlatıyordu adeta. Uyku tutmadı ve pencereye çıkmaya karar verdim.
Cama yaklaştım. Perdeyi aralayıp camı açtığımda karşımda Matt vardı. Her gece bakışırdık. Pencereden pencereye. Birbirimize gülerdik. Bugün yine onu görmüştüm. Her sıkıldığımda perdeyi aralar camdan bakardım ve hep o orada olurdu. Bana gülümserdi.
Gülümse diye geçirdim içimden. Gülümsedim ama o sabit kaldı.
Tanrım ! neden gülümsedim. O gülümsemiyor , ayı !
Matt tam bir odundu. -Benim odunum- Fakat ela olan gözleri ve saçları onu sevmemi açıklıyordu. Bembeyaz dişleri ve bembeyaz bir teni vardı. Aynı benim ki gibi.
O da gülümsedi. Hatta sırıttı diyebiliriz.
Bir insan neden aşık olur bilemiyordum. Neden bu kadar çok sever her şeyi göze alır ? Neden bi insan daha önceden binlerce kırıklık yaşadığı anda aşka inanmaktan vazgeçmez?
Matt'in yüzüne bakıyordum.
El salladı
Sende el salla salak Lei
Bende el salladım
-Sanırım bu ilişki işlerinde pek iyi değilim-
Perdeyi kapattım ve yatağıma uzandım. Saçma sapan sözler mırıldanıyordum farketmeden.
Güneşi işten çıkarsam , ay'a teslim etsem tüm işlerini... Z raporlarını falan halletse... Cebimdeki tüm parayla yıldız alsam gökyüzüne... Yapıştırsam tek tek , daha güzel olsa mesela ... O zaman hiç gidemezsin benden işte, gün ışımazsa eğer kaçıp gitmezsin... Diyorum ki bazen... Bazen diyorum işte... Diye şakımıştım biranda.
Gözlerimi kapattım ve huzurlu bir uykuya daldım.
..
Açık unuttuğum penceremden giren soğuk hava içimin ürpermesine sebep olmuştu. Gözlerimi açtım ve yeni bir güne merhaba dedim. Sıradan günlerin arasında kaybolurken okula gitmek hiç bana göre değildi.
''Kötü kızlar daha fazla eğlenir'' sözü resmen bana aykırı söylenmiş bir sözdü. Bu kötü olmaya zorluyordu insanı.
Tanrım ! Nerden geldim yine bu konuya ?
Kıyafetlerimi giydim. Çantama kitaplarımı , telefonumu ve kulaklığımı koydum. Gıcırdayan merdivenlerden aşağı indim ve siyah ugglarımı giydim. Sonbaharda ugg giyilirmi demeyin. Ben deliyim ! Aklıma eseni yaparım.
Sonunda kendimi dışarı atabilmiştim. Soğuk havayı içime çektim ve Lady Gaga'nın söylediği He Ate My Heart - Monster şarkısı açarak yoluma devam ettim.
*
"Lei,Lei,Bakıcakmısın artık!?"
Başımda sürekli dırdırlanan Jenny'e bakmak için okuldaki dolabımın kırmızı kapağını sertçe vurarak kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Defterim.
Romanceİçimde, yüreğimde onlarca aşk intihar ettiği halde, yinede gözlerin beni ''buyrun şöyle geçin'' der gibi ikna ediyor ölüme..