VATAN ( Ocak 2015 )

24 0 0
                                    


Röportaj: Eda SOLMAZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Röportaj: Eda SOLMAZ

"İLK KARŞILAŞMAMIZDA ENERJİMİZ TUTTU"

Komediye farklı bir üslupla yaklaşan Burak Aksak’ın kaleminden çıkma Bana Masal Anlatma seyirci ile buluştu. Filmin sempatik çifti ise Hande Doğandemir ve Fatih Artman. İkili ile komedi yapmanın alametini konuştuk.

Filmdeki partnerinizi öğrendiğiniz zaman ne düşünmüştünüz?

Fatih Artman: Çok heyecanlandım. 

Hande Doğandemir: Ben çok sonradan dahil oldum filme. 

Fatih: Hande ile oynamak benim içime çok sindi. Aramızdaki elektrik ilk tanıştığımız an çok güzel tutmuştu. Devamında da öyle oldu. Şaşırtmadı beni. Heyecanlanmıştım ve heyecanım hâlâ devam ediyor. 

Hande: İlk senaryo geldiğinde kadroda kimler olduğunu bilmiyordum. Aslında biraz da hepimizden çok Fatih’in filmi oldu. Fatih’i sadece Behzat Ç.’de izledim ve bir daha hiçbir yerde görememiştim. İlk karşılaşmamız da bile elektriğimiz çok güzel tuttu. 

Fatih: Bir daha olsa bir daha çalışır mısın?

Hande: Çalışırım tabii... (gülüyorlar)

“Burak Aksak kafası” tabiri senaryoda kendini nasıl gösteriyor?

Fatih: Okuma provalarında gülmeye başladık biz. Senaryo olarak çok komikti zaten. Herkes komikti filmde ama Cengiz (Bozkurt) abi herkesten bir adım öndeydi. 

Hande: Leyla ile Mecnun’dan beri takip ediyorum Burak’ın mizahını. Onun senaryosu olduğunu duyunca çok heyecanlandım. Cengiz abi ile birbirlerini iyi tanıdıkları için Erdal Bakkal’a yakın bir karakter yazdığını söyledi.

 "EV ARAMAKTAN İLHAM BİLE ALAMIYORUM"

İki Ankaralı da yan yana... Hande’den tüyolar alıyor musunuz İstanbul’a dair?

Fatih: Ben hâlâ Ankaralıyım. Evet, bazı şeyler söylüyor.

Hande: Fatih ev arıyor, ona yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Fatih: 4 aydır ev arıyorum. Çok güzel bir macera benim için. (gülüyor) En başta Ankara’dan kopamadığım için ev bulamadım. Bir zaman sonra da istediğim tarzda, içimin rahat edeceği, huzurlu bir ev bulamadım. 

Hande: Ben de çok uzun bir süre İstanbul’da ev aradım ve bir süre sonra fark ettim ki Ankara’daki gibi evler arıyormuşum. 

Fatih: Karanlık oda diye bir şey varmış İstanbul’da. 

İstanbul’u seviyor musunuz?

Fatih: Birazcık...

Hande: Ankara’da sadece ailem kaldı artık. Tüm arkadaşlarım İstanbul’a taşındı. Sadece o sakinliği bazen özlüyorum. 

Çok kilo vermişsiniz. Bunu nasıl başardınız?

Fatih: Konservatuara girmeden önce çok daha zayıftım. O süre boyunca 40 kilo aldım. Aldığım kilonun 25’ini diyetisyen ile verdim. Geçen sene bir tiyatro oyunundaydım, onun temposundan herhalde farkında olmadan 9 kilo verdim. Onun etkisi öyle bir oldu ki sanki 25 kilo daha vermişim gibi... Ben eskiye döndüğüm için mutluyum ama karşıdan bakınca inanılmaz bir şey sanıyorlar. Zaten şu anda da yeniden kilo almaya başladım. 

Yeni şeyler üretmek için size neler ilham veriyor?

Fatih: Son dönemde o kadar çok ev arıyorum ki... İlham bile alamıyorum. (gülüyor) Ne müzik dinliyorum, ne de kitap okuyorum. Sadece ev arıyorum. 

Hande: İstanbul bu noktada fazlasıyla zengin. Bize çok fazla veri sunuyor.

"KARAKTER ZORLANDI BEN DEĞİL"

Yaprak sarmada zorlandığınız niye önemli bir mesele gibi gösterildi?

Hande: Onu bende anlamadım... Aslında öyle de bir şey yoktu. Sadece o sahnelerde çok eğlendim. Ayperi bir peri kızı ve hayata dair basit şeyler öğrenmeye çalışıyor. Onun için çay koymak çok yeni. O karakter zorlandı ben değil. 

İlk başrolünüz. Kendinizi star gibi hissettiniz mi?

Fatih: Ben hiçbir zaman başrol oynamak istemedim. Pas atan yan rollerin daha keyifli olduğuna inanıyorum. Başrolün yükü çok ağır. 

Hande: İşleri başrol ve yan roller diye ayırmak bana yanlış geliyor. Nitelikli bir işin parçası olmak önemli olan. 

Fatih: Erdal Beşikçioğlu’nun yaşadığı zorlukları bildiğim için... Başrol korktuğum, çekindiğim, çok fazla istemediğim bir şey.

Ama kimi oyuncuya göre de bu önemli bir şeydir...

Fatih: Senaryoyu ilk okuduğumda “Keşke yaşım tutsaydı da Nafi karakterini canlandırsaydım” dedim. Takımın içinde bir amaca hizmet ettiğini gördüğün zaman başrol, yan rol diye bir şey kalmıyor.

"FİLM KOMEDİDEN İBARET DEĞİL"

İzleyicinin filmden çıkınca ne hissetmesi sizi mutlu eder?

Hande: Biz çok güldük ve eğlendik aynı şeyi onlarda hissetsin isteriz. Ama Burak’ın mizahında hüzün de vardır.  Onların içine bir yere dokunursa ne güzel. 

Fatih: Yalnızca komediden ibaret değil bu film. 

Behzat Ç.’den sonra, sosyal medyada komikliğiniz nam saldı...

Fatih: Belki de hiçbir zaman yaptığım işe “Aman ne komiğim” diye yaklaşmadım diyedir. Öyle de olduğumu hiç düşünmedim. Ne yaptığımı bilmeden bir şekilde komiğim herhalde.

"HAYRANLARI BAŞTA BANA ONAY VERMEDİ"

Hande’nin inanılmaz fanları var. Bu sizde bir baskı yaratıyor mu?

Hande: Bir yandan keyif verici bir yandan inanılmaz bir sorumluluk. Beni benden çok düşünüyorlar. “Kimlerle oynamalı” diye düşünüyorlar. 

Fatih’e onay verdiler mi?

Fatih: Başta vermediler. 

Hande: Şu an bayılıyorlar ama. 

Fatih: Neden istemediler beni! (gülüyorlar)

Hande: Kerem’den (Bürsin) başka kimseyi istemiyorlar ki... Güneşi Beklerken biteli kaç gün olduğunu her gün yazıyorlar.

Fatih: Sana özel ve az oyuncunun başına gelecek bir şey bu. 

Hande: Büyük sorumluluk, büyük destek de aynı zamanda. 

Yapımcıların sizi tercih etmesindeki bir etken bu mudur?

Hande: Mutlaka oluyordur. 
Ama artık neyin tutup, tutmayacağını kestiremiyoruz. Dolayısıyla yapımcılar da kendilerini garanti altına almak istiyorlardır. Ama artık tek kişi üzerine hikaye kurulmuyor. Yapımcılar da bir noktada kendini garantiye alacak kadroyu yapıyordur. Ama bu da ne kadar etkili oluyordur, tartışılır. Çok iyi bir iş olduğunu düşünüyorsunuz ama üç bölüm sonra kalkıyor.

-------------

Keyifleriniz yerindedir umarım.. Okuma sayısının günden güne artması, o voteler ne kadar kıymetli anlatamam.. Tekrar tekrar teşekkürler 🙏💕

Hande Doğandemir ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin