Lisenin bitmesiyle beraber mükemmel bir tatil geçireceğimi umuyordum fakat annem buna asla izin vermiyor. Beni yaşlıların gittiği bir fotoğraf akademisine göndermek için kayıt yaptırmıştı . Genellikle emekli insanların huzur bulmak için gittikleri hobi saatleri benim için tam bir işkenceye dönüşmek üzereydi taaki en yakın arkadaşımı benimle gelmesine ikna edip kursa gidene kadar...
Sabahın çok erken saatlerinde annem beni kursa gitmem için uyandırdı oysaki daha yeni yatmıştım ve çok uykum vardı . Denizi kaldırmak benim için epeyce güç oldu hiç gelmek istemiyordu bu belliydi bende gitmek istemiyordum zaten.Denizi arabayla evinden aldım ve yola koyulduk . 45 dakika süren bu sıkıcı yol sonunda bitmiş ve biz Akademiye gelmiştik.
2 . kata çıktığımızda fotoğraf kursu yazan kapıdan girdiğimizde tüm gözler bize çevrildi . Allahım bir fotoğraf kursunda 1 tanecik genç olmazmı? Denizin o korku dolu bakışları "ne işimiz var bizim burda " der gibiydi fakat annemi susturmak için buna dayanamamız gerekiyordu.
Bizim arkamızdan güzel giyimi olan bir kadın içeri girdi ve bizlere yapmamız gereken şeyleri anlatmaya başladı. Anlatması bittiğinde kameralarımızı çıkarttık. Kameraya gözümü yaklaştırdım ve kapının hemen yanındaki masada duran sarı çiceklere doğru çevirdim tam o sırada kadraja bir grup erkek girdi hemen hemen bizim yaşlarımızdalardı . Hala kameradan baktığımı fark edince kamerayı yavaşça aşağıya doğru indirdim. Kurs öğretmenimiz olan kadın çocuklara dönüp "duhan hoşgeldiniz ,arkadaşlarını da getirmen ne kadar hoş " dedi .
Duhan denilen çocuk "hoşbulduk " dedi ve gülümseyerek arka taraflara doğru geçti yanındaki çocuklarda onu takip etti boş yerlere oturdular.
1 saat kadar fotoğraf makinası hakkında konuştuktan sonra kameralarımızı alıp bahçeye çıktık. Herkes ilk fotoğrafını yakalayacak ve 3 ay sonra kurs bitiminde en güzel fotoğrafıyla karşılaştırarak arada ki farkı görecekti .
Herkes fotoğrafını çektiğinde kadın artık evlere dağılabileceğimizi söyledi. Denizle beraber her zaman oturduğumuz ve pastaları harika olan cafeye gitmeye karar verdik .
Cafeye geldiğimizde arabayı park etmek için biraz dolaştık , park yeri bulduk ve hemen arabayı park edip kafeye girdik . Bizim cafeye girmemizden tam 10-15 dakika sonra cafenin önüne güzel bir araba yanaştı . Deniz gülümseyerek " pek heyecanlandırmak istemem ama kurstaki 4 çocuk buraya doğru geliyor " dediğinde istemsizce onların geldiği yöne doğru baktim . E tabi dikkatlerini çekmiştik onlarında bize bakmasını çok doğal bir şekilde karşıladık ve aniden önümüze döndük, kafeye girdiler ve bir masaya oturdular.
Denizle bir süre muhabbet edip , pastalarımızi yedikten sonra hesabı ödeyip cafeden çıktık,bizim kalktığımızı gören duhan denilen çocuk ve arkadaşlarıda kalktılar.
Denizi evine bıraktım ve eve gitmek için biraz acele ettim.
Eve geldiğimde uyumak için odama çıktım, kısa bir süre içinde uyuya kalmışım.
Uyandığımda telefonumu elime aldım 7 cevapsız çağrı ve 1 mesaj vardı.
Çağrıların 6 tanesi annemden 1 tanesi tanımadığım bir numaraydı.
Mesaj ise beni arayan bilmediğim numaradandı.
Mesajda " selam ,yarın sabah güzel bir kahvaltıya ne dersin? " yazıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YERDEKİ BULUTLAR
Teen FictionKendini hep bulutların üzerinde hayal eden ama bir yandan da yükseklerden korkan bir bulut misali.