Gecenin karanlığında korkmadan yürüyordu. O, hiçbir zaman korkmamıştı . O her zaman cesuru oynardı.
Yürürken aklından binbir düşünce geçiyordu. O cesurdu fakat sessizdi. Konuşmak yerine dinlemeyi tercih ederdi. Hep düşünürdü. Esen hafif rüzgar sarı düz saçlarını dalgalandırdı. Esinti yüzünden biraz üşümüştü. Ceketine daha sıkı sarıldı. Telefonu titremeye başladı. Arayan Leonardoydu açmak istemese de açtı.
- alo
- alo Destina müsait misin?
- neden?
- sana bir şey anlatmam lazım
- anlat
- ama yüzyüze konuşmamız lazım. -peki neredesin?
-evinin yakınlarındayım küçük çocuk parkında.
-geliyorum.Ve Destina telefonu kapattı. Aklında binlerce düşünce vardı. Leonardoyla iyi arkadaştı fakat Destina ona karşı da herkese olduğu gibi soğuktu. Ama eğer biraz olsun Leonardo yu tanıyorsa kesinlikle önemli bir olay vardı. Adımlarını hızlandırdı..
Leonardo parktaki bankta oturuyordu. Gözleri karşıya sabitlenmişti. Korkulur derecede ciddi gözüküyordu. Destina kendini fark ettirmek için boğazını temizledi. Leonardo düşüncelerinden sıyrıldı ve Destina ya bakmaya başladı. Sonra birden kendine geldi ve ayağa kalktı.
Rüzgar güçlendi...
Leonardo Destina ya yaklaştı. Göz göze geldiler. Onlara yaklaşan sesleri duymadan önce Destina nın aklından sadece bir cümle geçiyordu.
''Umarım düşündüğüm şey değildir.''
Gelenler tahmin ettiği kişilerdi. Destina yı okuldan soğutan kişiler. Destina alıp başını tek kelime etmeden gitmek istiyordu fakat buna Leonardo için katlanmalıydı.
Leonardo sessiz ve ciddi duruşunu koruyordu. Destina ona bikaç saniye baktı ve gözünü gelen gruba dikti. Neden çağrıldığını çok merak ediyordu.
Ve sonunda grubun en havalı çocuğu Albert söze girdi.
-merhaba Destina cım nasılsın
Destina derin bir nefes aldı. Kendisine bu kadar yakın davranılmasını sevmezdi.
-iyiyim. Buraya neden çağrıldığınmı öğrenebilir miyim? Sende şu telefonu kapatabilir misin?
En salak ve saf kıza seslenmiş ama kız telefondaki oyuna öyle bir dalmıştıki fark etmedi.
-tamam, anlatmaya başlıyorum. Albert ın sesi bu sefer daha değişik çıkmıştı. Çok ciddiydi.
-olay iki hafta önce bizim hakkımızda çıkan bir dedikoduyla başladı.
Aman ne iyi,banane sizin dedikodunuzdan.
-Eğer fark ettiysen arkadaşımız Simon kaç gündür okula gelmedi.
-Daha açık konuş Albert!
-Sonuç olarak çok kötü bir olayın içine karıştık ve sanırım bu olayın içinden çıkamayacağız.
-Peki bu olayın benimle ilgisi ne?
-Sana güveniyoruz. Bu konunun seninle ilgisi bu. Sen cesursun, sinsisin ve zekisin. Bu sözler Destina yı etkilemişti.
-Benden ne yapmamı istiyorsunuz?
-Senden istediğimiz tek şey bize ajanlık yapman. Dediğimiz gibi olaylar çok karışık. Ve bu arada emeğin karşılıksız kalmayacak.
Destina gülümsedi. Her zaman iyi tarafı oynamak zorunda değildi. Bu sefer tilkiyi o oynayacaktı.
Cesur tilki..
Bu isim ona uymuştu.
Albertında dediği gibi
O cesurdu, sinsiydi ve zekiydi...