Pardon Da Sana Ne?!

Pardon Da Sana Ne?!-1

Sabah çalan alarmımla gözlerimi araladım ve yatakta oturur pozisyona geldim. Birkaç dakika boyunca anlamsızca halıyı izledikten sonra kalktım ve odamdaki banyoya girip rutin işlerimi hallettim. Odama geri döndüğümde kıyafet dolabımı açtım. Klasik şortlarımdan sarı olanı ve tişört olarak da düz bol lacivert tişörtümü aldım. Giyindikten sonra odamdan dışarı çıktım.

-"Metee!!" Diye evde çığırırken çığırdığım için uyandığını düşündüğüm Mars, bizim katımıza iniyordu. Mars'a şirince gülümseyip Mete'nin kapısını gösterdiğimde o homurdanarak Mete'nin odasına dalarken ben de aşağıya inip kahvaltı hazırlamaya başladım. İlk önce yumurtayı kırdım, daha önceden doğramış olduğum peynir ve sosisleri de yumurtanın içine karıştırdım. Omlet pişerken buzdolabından klasik kahvaltılıkları çıkardım ve masaya koydum. Daha sonra pişmiş omletleri de tabaklara koyarak masaya oturdum.

Merdivende görünen ve kollarını birbirlerinin omuzlarına atmış iki kardeşe huzurla gülümsedim. Fakat bu gülümsemem uzun sürmedi. Mete diğer kolunu Mars'ın saçlarını karıştırmak için havaya kaldırdı fakat aynı zamanda merdivenden indikleri içindengeyi sağlayamadılar. Ve sonuç: Mars altta, Mete üstte olmak üzere yere düştüler. İkisi de erkek olmasaydı romantik bir görüntü diyebilirdim. Fakat ikisinin de erkek olması bütün anı bozmuştu.

Mars'ın konuşmasıyla şu romantik (!) andan çıktım. 

-"Lan, amına koyduğumun çocuğu kalk lan üstümden sığır."

-"Asıl sen benim altımdan çekil, Küçük Tavukçuk." Dedi bıyık altından gülerek.

'Küçük Tavukçuk' diyerek Mars'ı kızgın boğaya çevirmesinin nedeni: küçükken tavuklara karşı bir arzusunun olmasıydı hatta on yaşındayken 'Ben büyüyünce tavuk olacağım Melis.' Dediğini hatırlıyorum

Neyse onları hemen ayırmazsam işler kötüleşebilirdi. Fakat az sonra yapacağım hareketle işleri daha berbat bir hale sokmuştum.

Ne mi yapmıştım?

Reklamlardan sonra...Tamam sadece dalga geçiyorum.
Tabii ki bir Melis klasiği olan şeyi yaptım.

-"Kardeş kucaklaşmasıı!!" Diye bağırarak yerde yatan kardeşlerimin üstüne atladım.

♠️♠️♠️

Yarım saat sonra yerden kalkmış ve tıka basa doymuştuk. Mete ve Mars dinlenmek için odalarına çıkmışlardı. Ben de odama çıktım ve dolabımın karşısına geçtim yine. Mete, Mars ve ben nam-ı diğer Altun kardeşler on bir yaşımızdan beri modellik yapıyorduk. Ve tek tatil günümüz pazardı! Fakat ben pazar gününü kardeşlerimin aksine spor yaparak geçiriyordum genelde.

Gri, penye spor şortumu giydim. Üstüme beyaz adidas tişörtümü giydim ve tişörtü şortun içine soktum. Superstar Adidas spor ayakkabılarımı, ve beyaz adidas şapkamı taktım (medya). İpodumu ve kulaklıklarımı da alıp aşağıya indim ve evden dışarı çıktım.

Sahile gelince yeni keşfettiğim Flume- Never Be Like You feat. Kai 'yi açtım ve tempolu bir şekilde koşmaya başladım.

Çağan Karakılıç'tan..

Gri aşağıya indikçe darlaşan eşofmanım ve beyaz kaslarımı gösteren tişörtümle yine çok yakışıklıydım. İpodumu ve kulaklığımı aldıktan sonra evden dışarı çıktım ve Justin Bieber- Company açtım. Ve hafif bir tempoda koşmaya başladım. Ta ki karşıdan gelen bir afet görene kadar..

Melis Altun'dan Devam..

Bir saat koşmuştum sanırım biraz oturmak ve sahili izlemek istiyordum. Havanın hafif rüzgarlı olması denizde ters bir etki yapmıştı sanki. Dalgalar kayalara çarptıkça o tuzlu deniz kokusu burnuma doluyordu. Ve kendimi ferah hissediyordum. Gözümü banklarda dolaştırdığımda sadece bir kızın oturduğu bankın boş olduğunu gördüm. Memnunca gülümseyip oraya ilerledim.

-"Selam! Oturmamın sakıncası var mı acaba?"

Kız tam konuşmak için ağzını açmışştı ki arkadan başka bir ses geldi.

-"Var."

♠️♠️

Selam!!
Bu benim ilk hikayem. Vee umarım beğenmişsinizdir. Kitabın kapağını gelişi güzel yaptım eğer güzel yapabilen varsa özelden mesaj atması yeterli. Lütfen hikayemde hoşlanmadığınız yerleri yorumda açıkça belirtin bol bol yorumlar bekliyorum sizden ve vote vermeyi unıtmayın lütfen. Eğer ilk bölümü beğendiyseniz takipte kalın ve arkadaşlarınıza önerirseniz çok mutlu olurumm.❤️❤️