Siktiri Çekenler Kulübü

Giriş

Karşımdaki beyaz, bomboş duvara bakarken kesik kesik nefesler almaya devam ediyordum. Boğazım kurumuştu, bitkin hissediyordum.

Saatlerdir karakolda tutuyorlardı beni, annem gelene kadar da bırakmayacaklardı. Hadi ama... O kadının beni umursadığı falan yoktu. Kafasına eserse gelirdi, esmezse düşünmezdi bile. Burada onun beni kurtarmasını beklememin bir anlamı yoktu.

Soğuk ellerimi enseme götürdüm ve sıvazladım. Sıcak enseme değen soğukluk içime bir ürperti yaymıştı.

Artık sabıkalıydım. Bir suçluydum.

Her şey o geceyle başlamıştı.

****

Gece kulübü bir sürü insanla dolup taşmıştı. Kimisi dans ediyor, kimisi resmen ayakta sevişiyor ve bazıları da anın tadını çıkarmaya çalışıyorlardı.
Burası İçki ve sigara dumanın altına gizlenmiş güçsüz kişiliklerle doluydu. Hepsi de güçlü görünmek, unutmak ve zevk almak için türlü türlü yollara başvuruyorlardı. Ama kimse gerçekliğinden kaçamıyordu.

Çalan şarkıyı adeta göğsümde hissediyordum. O kadar sesliydi ki, sokakta yankılandığına bahse girebilirdim.

Dans pistinde oldukça kıvrak hareketlerle bir yandan elimdeki tekilayı fondipliyor, bir yandan da dans ediyordum. Karşımda Gözde vardı. O... En yakın arkadaşım diyemeyeceğim ama zamanımın çoğunu geçirdiğim bir kızdı.
En yakın arkadaşlar beraber alışverişe çıkar, birbirlerinin arkasını kollar, dedikodu yapar ve film gecesi düzenlerlerdi. Gözde'yle benim ilişkim bu şekilde olmamıştı hiç. O daha çok uygunsuz işlerinde yandaşlık ettiğim biri gibiydi. Beraber sigara ve ot içer, partilere gider ve başkalarıyla takılırdık. Zor durumda olsam arkamı kollar ve bana destek olur diyemezdim. Ya da sevdiğim çocuğu anlatırım, bana tavsiyeler verir diyemezdim.

"Hey, ister misin?" dedi ve bana elini uzattı. Flaş ışıklarından ve bir aydınlık, bir karanlık olan ışıklardan elindekini tam olarak göremiyordum ama ne olduğunu tahmin edebilmiştim.

"Hap mı?" Güldüm ve sesimi duyurmak için boğazımın acısına aldırmadan bağırdım. "Bu yasal mı?"

Gülümseyerek karşılık verdi. "Ne zaman yasal bir şey yaptık biz Derin?" Dedi sorgular bir biçimde.

Elimi tuttu ve hapı avcumun içine bıraktı. "Al, yut bunu. İyi gelecek, göreceksin."

Sinsice gülümsedim ve umursamadan hapı dilim koydum. Kolay bir hareketle boğazımdan geçtiğini hissettim.

Kendimi tekrar müziğe bıraktım. Arkamda dans eden ve bana sürtünen çocuğa biraz daha yaklaştım.

Bugün benim doğum günümdü ve olmayan sınırlarımı aşacaktım.

****

Hızla bana doğru yaklaşan ayak seslerini duymamla düşüncelerimden sıyrıldım ve sağ tarafıma baktım. Annem koşar adımlarla bana doğru geliyordu, arkasında da ona yetişmeye çalışan kocası ve polis memuru vardı.

Sinirli bir şekilde yanıma geldi ve ben daha oturduğum yerden kalkmadan beni yakamdan tuttu ve kaldırdı. Gözlerini sonuna kadar açmıştı ve hiç beklemediğim bir anda sağ yanağıma yediğim tokatla kendimi yerde bulmuştum.
Ne olduğunu anlamadan 5 saniye boyunca yerde bekledim ve sonra gülerken sendeleyerek ayağa kalktım.

"Seni salak sürtük!" Diye bağırdı anne demek bile istemediğim kadın. "Bir seni karakoldan toplamayacağımız kalmıştı, onu bile başardın. Daha ne kadar ileri gideceksin?"