Giriş Bölümü

112 14 19
                                    

Yazar ağzından

Genç kız soğuk bakışları eşliğinde ıssız, tek tük insanların bulunduğu dar sokakta ilerliyordu. Siyah, mat botlarına çarpan taşların haricinde sokağa yoğun bir sessizlik hakimdi.

Soğuk rüzgarın birkez daha yüzüne sertçe esmesinden etkikenmeyerek yoluna devam etti. Yürümeye devam ederken hiç bir aydınlatmanın bulunmadıgı karanlık sokakta ayağına çarpan şeyle olduğu yere kilitlendi. Acelesi olduğundan umursamayayıp yoluna devam edeceği sırada yükselen zil sesiyle durmak zorunda kaldı. Kafasını yere eğdiğinde siyah bir sırt çantası çarptı gözüne zil sesi çantadan geliyordu. Eğilip çantayı sertçe eline aldı. Üç adet cebi bulunan çantadan en büyük olan bölmeyi açtı telefonu eline aldığında zil sesi hala boş sokakta yankılanıyordu. Ekranda bulunan kayıtsız numaraya aldırış etmeden açma tuşuna basarak telefonu kulağına götürdü. Derin bir nefes alarak karşıdaki kişinin konuşmasını bekledi. Uzun bir beklemenin ardından hala bir tepki alamamıştı. Sinirlenmişti. Elindeki telefonu sıkarak

"Konuşsana lan!" diye boş sokakta bağırdı.

Bunu söylemesinin ardından telefonun karşı tarafından gür bir kahkaha sesi geldi ve "Tamda tahmin ettiğim gibi" diyerek bir kez daha kahkaha attı karşıdaki kişi.

Genç kız elini o kadar sıkmıştıki eli karıncalanmaya başlamıştı. "Kimsin puşt?" Dedi kız daha fazla dayanamayarak.

Karşıdaki adam derin bir nefes alarak "Merak etme çok yakında tanışacağız Azuree."dedi ve ardından telefon kapandı.

Kızın elindeki telefon kayıp yere düştü ama kız donup kalmıştı. Son duydugu kelimenin verdiği etkiyle eli yavaşça boynuna gitti. Boynunda ki eline çarpan kolyenin ucunu parmaklarının arasına aldı. Burnu sızlamaya başlamıştı. Uzun zamandır duymadığı bu kelimenin onda böyle bir etki yaratacağını düşünmezdi.

Yerdeki siyah cantaya sertçe tekme geçirirken gözünden bir damla yaş süzülürken ruhuda içten içe süzülüp kıvranmaya başlamıştı. Nefes alması kesik kesik hale gelirken kriz anının geldigini anlayarak elini siyah ceketinin cebine atarak hemen astım ilacını çıkardı. Nefes almakta zorlanırken zar zor spreyi ağzına sıktı. Yere çömelerek derin nefesler almaya başladı. Bir süre o şekilde durduktan sonra, yavaşça ayağa kalktı. Az önce tekme attığı çantanın fermuarı açık bölmesinden bir defter yere düşmüştü. Elini atarak defteri eline aldı. Siyah, deri kaplamalı güzel bir defterdi. Defterin etrafı ince halatımsı birşey ile sarılmıştı. Defteri açacağı sırada arkasından gelen seslerle o tarafa doğru döndü. Arkasında yalpalayarak ona doğru gelen iki tane yirmili yaşlarının başında gibi görünen gençler kendi aralarında bir şeyler mırıldanıyorlardı. Sarhoş oldukları her hallerinden belliydi.

Genç kız gözlerini devirerek yine bir sokak kavgası diye mırıldandı. Çocuklarla karşı karşıya geldiğinde aralarında bir adım kadar mesafe vardı. İçlerinden kumral olan çocuk aradaki o bir adımı kapatarak kıza fazlasıyla yaklaştı. Elini kaldırıp kızın saçına değdireceği sırada kız defteri kaldırıma dogru fırlatarak karşısında ki çocuğun ona uzattıgı elini arkaya kıvırarak

"Saçlarıma dokunabileceğini mi zannediyorsun?" dedi.

Çocuk acı içerisinde inlerken kız daha fazla sıktı kolunu. Arkadan tekme geçirip çocuğun yere düşmesini sağlarken, diğer çocuk kızın bileğini yakalayıp kendine doğru çektiği sırada kız dizini var gücüyle çocuğun kasığına geçirmesiyle çocuk iki büklüm olmuştu. Karın boşluğuna doğru sert bir tekme daha geçirmesiyle diğer çocukta yerdeki yerini almıştı. İkiside yerde kıvranıyorlardı. Kör kütük sarhoş olduklarından işi kolay olmuştu genç kızın.

Kaldırıma doğru yürüyerek defteri eline aldı. Yere denk gelen kısımları hafiften tozlanmıştı.Tozları eliyle silkeledikten sonra defteri sıkı bir şekilde tutarak arkasını dönüp, yoluna devam etti.

ARDUVAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin