...

44 4 0
                                    

O kadar derin uyumustum ki rüyamda çok çok eskileri görüştüm bilmiyorum belki de bilinç altımda bunlar gün yüzüne çıkmıştı rüyamı az çok hatırlıyorum...
Hatirliyorum evet, Sezen Aksu konserine gitmistik. Gençtik, gençti. Eğlenmiştik, eğlenmişti. O bana hayat vermişti. Insanlar sırt cevirirken dolunay  hep benimleydi. Dedem oldugunde amcam sahiplenmisti beni. Mahalleye geldiğim gün hala aklimda ama dedemi hatirlayamiyorum. 5 ya da 6 yasinda olmaliydim, amcam bordo Doğan arabasını apartmanın onune park etmisti. Arabadan inince disarisinin soguk oldugunu ve ruzgar estigini hatirliyorum. Subat ayiydi, ikindi gibiydi. Apartman kapisindan girince merdivenlerden kosarak gelen kiz gordum. Kahverengi orgulu saclari iki omzuna dusmus, kirmizi hirkasi bol oldugu icin sag koluna kadar inmisti. Acik kahve tonlarinda kareli bir pijama giyiyordu.   O beni gormemis olmali ki, hizla carpip elindeki bozukluklari dusurmustu. Paralari etrafa sacilmisti. Egildi ve toplamaya basladi. Amcam onu kaldirdi ve cokerek goz hizasina geldi. Kiz bana dondu, bir sure hareketsiz baktiktan sonra gulumsedi. Amcama donup basini salladi ve cikti apartmandan. Kiz öğlelerde bizim eve gelmisti, elinde iki tane patlayan seker vardi. Ben yengemin tığıyla ördüğü koyu yesil battaniyenin serildigi kanepede oturmus bir kitabin resimlerini inceliyordum. Bu kitapta neler gectigi konusunda fikirler yurutuyordum. O zamanlar severdim bu isi, resimlere bakmayi. Kafamda senaryolar üretir resimlerle bağdaştırırdım. Başka cocuklara o çağlarda kitap okuyan anne ve babalari vardi.

Firtina oldugu belli olan, koyu renklerle boyanmis bir denizda boğuşan geminin olduğu resime kafa yorarken yanima biri oturdu. Bu dun gordugum kizdi iste. Dislerini gostererek guluyor, elindeki patlayan sekeri bana uzatiyordu. Yengem duvarin orada, elindeki sari bezle bizi izliyordu. Bir an ona dondum. Gulumseyince tekrar kiza dondum. Saclari yine orguluydu ama bu sefer daginik digildi. Uzerinde kot bahçıvan bir pantolon vardi, icine de turuncu bir badi giymisti. Basinda Pokemon'daki cocugun sapkasina benzer kirmizi bir sapka vardi ama alnina dusen bir kac tutam saci gorebiliyordum. Daha fazla bekletmeden almistim patlayan sekeri. Ben alinca kendi paketini acip kafaya dikmisti. Ben becerip acamayinca da gulmustu. Elimden cekip kendi acinca ben de gulmustum. Rüyam burda sonlaniyordu ama o anlar aklımda belirtmişti hersey dün yaşanmış gibi canlandı gözümün önünde ...

O gun anlamistim, onunla olmak beni hep gulumsetecekti.

Disari cikip top oynuyor, parka gidip sallaniyorduk. Amcamlarin iki kat altindaydi evi. Arada ben onlara gidiyordum, arada da o bize geliyordu. Apartmanin kapisinin onunde oturup taso oynuyorduk. Sarisin bir cocuk vardi, gozleri mavi. Biz Dolunayla oynarken o da gelirdi, iyi biriydi. Bir gun parkin oradaki kum sahaya gitmistik. Buyuk cocuklar mac yapiyordu, onlarin gitmesini bekliyorduk. Sarisin cocuk yanina 5 arkadasini ve mavi plastik topunu almisti. Ağabeylerden sonra biz oyanayacaktik.
       5-10 dakika sonra Büyükler gidince eşlenip başladık oyuna. Beni kaleci yapmışlardı, onlar 3'e 3 oynarken tek kaleci bendim sahadaki. Fazla iyi olduğum da söylenemezdi. Sarışın çocuk sürekli gol atıyordu, biraz hızlı bir şekilde. En son attığı karnıma gelmişti ve anında yere serilmiştim. Düşerken dolunay'ın hızla çocuğa koştuğunu görebilmistim. Yerden bir taş alıp üstüne gidiyordu. Çocuk onu itince yerimden kalktım. Dolunay'ı kolundan çektim ve gitmek istermiscesine baktım ona. Kolunu omzuma atıp apartmana doğru yürümeye başlamıştık. Sarışın iyi değildi, bunu anlamıştım.Dolunay ise iyi anlaştığı çocuğa karşı beni savunmustu, buna şahit olmuştum.

Hafif bir rüzgar esiyordu, boş kahve bardağımi balkon duvarının üzerinden aldım kapıyı kapatıp içeriye geçtim. Mavi, kol kısımları eskimisligin verdigi etkiyle soyulmuş olan kanepeme geçtim. Elime kitabımı aldım ve kaldığım sayfayı açtım. Resimsizdi kitabım, artık okuyabiliyordum ne de olsa. Eskisi gibi digildi, şimdi resimler kafamda canlaniyordu.

5 sayfa kadar okuduktan sonra gözlerimi dinlendirmek için başımı kaldırdım kitaptan. Krem çizgili duvar kağıdıyla kaplı duvarın üzerindeki çerçeveye daldi gözüm. Dolunay ile benim amcamın dükkanı önündeki küçükluk fotografimiz. Ikimizin de elinde dondurma var, benimki sade onun ki fıstıklı. Hiç sevmezdim fıstıklı dondurmayı, en azından fıstığı. Bir keresinde bana zorla yedirmisti. Dolunay  2. Siniftaydi o zamanlar, Mesut amca vardı apartmanın karşısında oturuyorlardi. Bahceliydi evleri, erik ve elma agaci vardi bahçesinde. Dolunayla iddiaya girdik. Yakalanmadan 5 elma alırsam bana iki dondurma alacaktı. Ama eğer yakalanirsam iki fıstıklı dondurma alacaktim, ona ve bana.

Aşk kokulu baharın son demlerinde MEŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin