-8-

351 35 9
                                    

Yoongi iç çekip devam etti sözlerine.

"Sana bu denli önem vermem bundandır belki de. Çok benziyorsun ona."

Yoongi,  küçüğün ne düşündüğünü anlayamadığı için sustu ve endişe tırtıllarının zihninde yetiştirdiği çınar  ağacının yapraklarını yemesini seyretti.

"Suçun bir melek yaratmak mı, hyung?"

Yoongi, bu haliyle bile kabul görmenin verdiği memnuniyetin içinde kaybolmuş bir kelebeğe dönüştü. O an etrafı öyle farklı çiçek kokularıyla sarmalanmıştı ki nereye konacağını şaşırdı. Silkelenip rüzgarı ardına aldı. Süzülerek bahçenin sahibi olan kahverengi saçlı gencin omzuna kondu. Bahçenin sahibi, kelebeğin kanatlarından nazik hareketlerle tutup üzerindeki suçluluk izlerini sıyırıp attı.

Yoongi, geçmişi kabullenip saklandığı yerden başını kaldırdığında Jimin'in kendisine doğru uzattığı kollarının arasına attı kendini. Yine annesinin sözünden çıkmayan sessiz çocuğa dönüşmüş gibiydi.

Jimin, kollarını gevşetip Yoongi'nin kayan yıldızlarını sildi. Çünkü gökyüzünde bir tane bile kalmamıştı. Güneş doğmak üzereydi. Yakında, üyeler teker teker gelmeye başlardı.

~
Yoongi, yurtta  düzen delisi olarak bilinse de Jimin gibi dağınık birini iyi idare ediyordu.

Grup üyeleri onun bu denli sakin oluşuna  şaşkındı. Çünkü Yoongi başkasının odasında patlak veren bir anormalikte bile en yakındaki kişinin kulağını çeken biriyken Jimin'e bağırmamıştı bile.

Namjoon, pratik vaktinin geldiğini haber vermek için Yoongi' nin odasına girdiğinde Jimin'in etrafa gelişigüzel fırlatılmış eşyalarını ve kıyafetlerini görünce ağzı açık kalmıştı.

"Yoongi hyung sana nasıl katlanabiliyor?"

Jimin, başını telefonundan kaldırıp neşeli bir şekilde cevap verdi.

"Çünkü ben onun biriciğiyim!"

Namjoon, omuz silktikten sonra tüm gün Jimin'in beyninde tekrarlanacak olan cümleyi kurup odadan çıktı. 

"Yoongi, sana pek çok konuda torpil geçiyor çünkü seni seviyor."

~

Jimin, yatakta huzursuzca oturmaya çalışırken içinde anlamlandıramadığı bir heyecan vardı.

Hareketsiz durmakta zorlandığından dolayı neden olduğu tüm dağınıklığı toplamış Yoongi'yi bekliyordu. Fakat ne söyleceğini de bildiği söylenemezdi.

Sonunda kapı açıldığında Yoongi oldukça  sinirli görünüyordu. Jimin'i selamlamadan söylenmeye devam etti.

"Ne kadar umursamazsın deyip beni haksız görüyorlar. Aslında hepsi rahatlarından ödün verip tutkuları için kendilerini feda eden insanları görmezden gelen bedenlerden ibaretler."

Kaşları çatık halde banyoya yönelirken Jimin çıtını bile çıkaramamıştı tabi.

Banyodan su sesleri gelirken Jimin az önce büyüğün ağzından çıkanları düşündü.  İlk zamanlar o da, herkes gibi, Yoongi'nin de öylesine yaşadığını düşünmüştü. Fakat büyüğünün yazdığı şarkıları duyduğunda bu düşüncesi rüzgarla beraber sürüklenip çıkmıştı kafasından.

Onda çok daha fazlası vardı. Saf yetenek? Özel güçler? Güzel bacaklar?

Jimin, her konuda Yoongi'yi övecek bir şeyler çıkartıp karşısındakinin ellerine tutuşturabilirdi.

O umursamaz biri değildi sadece insanların umursandıklarını hissetmelerini istemiyordu.

Yol bu yönden giderse, Namjoon'un dediği gibi, Yoongi'nin Jimin'i seviyor olduğu gerçeğine çıkıyordu. Jimin'in düşünceleri birbirlerini sollayıp duruyor fakat hiçbiri bitiş çizgisini göremiyordu.

Açılmaya başlayan kapının sesiyle içeri Yoongi'nin gireceğini  düşündüyse de gelen Jungkook' tan başkası değildi. Elinde pembe olmakla birlikte her birinin üzerine zıplayan  tavşanların resmedildiği davetiyeler tutuyordu.

"Pijama partisi veriyorum! Tüm hyunglar gelecek itiraz istemiyorum!"





Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 21, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Uyku Vakti~ / YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin