Arkadaşlarımdan vedalaşıp sınıftan çıktım. Okul bahçesine doğru yürüdüm okuldan çıkınca çantamdaki otobüs kartımı çıkarttım ve otobüs durağına doğru yürüdüm zaten durak okulumuzun çaprazındaydı okulla durak arasında sadece tek bir cadde vardı .Durağa gelmiştim 5 numaralı otobüsü bekliyordum bizim okulla birlikte bizim okulun karşısındaki meslek lisesi de okuldan çıkıyordu . O sırada Esmer yakışıklı simsiyah saçları geri taranmış bir çocuk önümden geçti. Çocuğa hayran kaldım istemsizce kendime hakim olamayarak arkasından bakakaldım .Üzerinde yakışıklılığına yakışıklılık katan kırmızı bir montu nike çantası nike ayakkabıları vardı pantolonun rengi kremdi ve bu renk sadece bizim okulun karşısındaki liseye ait pantolon rengiydi ve bu renk bu çocuğa çok yakışmıştı normalde okul kıyafetlerini kimseye yakıştırmaz hemen renklerini bahane edip cırlardım .
Ben iç sesimle muhabbet ederken otobüs gelmişti bile otobüse binmek için adımımı attım ve o sırada ebruyu fark ettim hem koşuyor hem de 'Kankaa beni beklee ' diye bağırıyordu ebru hemen geldi otobüse birlikte bindik selamlaşma faslından sonra muhabbet etmeye başladık .
Ebruyla sınıflarımız ayrıydı ama her gün aynı duraktan aynı otobüse bindiğimiz için arkadaş hatta kanka olmuştuk .Her gün birlikte o sıcak havalarda ve bu gün ki gibi soğuk havalarda birlikte bekliyorduk otobüsü birlikte bu zorluklarda otobüs beklediğimiz için birbirimize KADER ARKADAŞIM deyip gülüşüyorduk .
- otobüse yetişemicem diye çok korktum kanka biliyon 5 numara yarım saatte bir geçiyo bizim okulun ordan
- kanka yetiştin işte ama tabiki benim sayemde diyip sırıttım
- aynn kankacım sağol
- kanka sana ne dicem biraz önce önümden esmerr yakışıklı simsiyah şaçlı taş bi çocuk geçti .Muhtemelen bizim okulun karşısındaki lisede okuyo
- nerden biliyon ?
- kanka krem rengi okul pantolonu vardı dedim ve
Bakışlarımı cama yöneltmemle kırmızı montluyu görmem bir oldu ama bu sefer kulaklıklarıda takılıydı çocuğu görünce heyecan yapmıştım sanki içime güvecin kanat çırpıyormuşçasına kalbim çarpıyordu o heyecanla hemenn ebruyu dürttüm .
- bak kanka bu o çocuk
ebrudan ses yok .ebru kırmızı montluyu bayaa inceledi ebruyu tekrar dürttüm
- çok bakma kızım nazar değdircen ! dedim hışımla
ebru gülmeye başladı hatta baya baya gülüyodu sinir oldum ve bende gülmeye başladım
ineceğim durağa yaklaşmıştım ebruyla vedalaştıktan sonra zar zor arkaya doğru ilerledim otobüs tıka basa doluydu ve ayakta yolculuk etmiştik bizim durağa gelince otobüsten indim
Bir inşaat malzemesi dükkanımız vardı . Ailecek çalışıyorduk okul çıkışlarında yardım için dükkana geliyordum benim içinde iyi oluyordu seviyodum burayı ama bazen sıkıcı olabiliyordu hemen dükkana girdim kasada annem vardı
- günün nasıl geçti kızım !
günüm çok güzel geçmişti hatta kırmızı montluya tutulmuş ve bir daha görür müyüm ? düşüncelerine dalmıştım bile ama anneme böyle anlatamazdım ki anlatsam kızmazdı ama saygısızlık olurdu .
- iyi annecim ne olsun aynı
deyip tebessüm etmekle yetindim ve hızlıca bu leş kadar ağır olan sırt çantamı ofise fırlattım ve mutfağa adımladım bir bardak su içtikten sonra ofise tekrar geldim tam oturmuştum ki annem hiç durur mu? Tabi ki durmaz. Evde olsak hadi kızım şu çöpleri atta gel derdi ama malum dükkandayız kızımm şu parayı bozdurup da gel hadi müşteri bekliyor
-peki anneee .
parayı aldım bir hışımla dışarıya çıktım genelde para bozdurmaya fırına gidiyorduk fırın dükkanın bir arka sokağındaydı aşağı doğru yürümeye başladım birde ne göreyim ??
beni benden alan kırmızı montlu hala yürüyor bu çocuk çok tatlı yaa bu gün hep görüyorum inşallah bir daha görürüm aminn . Fırına gittim parayı bozdurdum geldiğim yoldan geri döndüm belki bir kez daha görürüm diye ama yoktu üzülmüştüm. Dükkana girdim bozdurduğum parayı anneme verdim ve ofisi koşarak adımladım çantama bi el attım fizik ödevim vardı çalışma kağıdı verilmişti ve tamamen deftere geçecekti önlü arkalı iki sayfa normalde üşenir yazmazdım ama kafam dağılsın diye inek yanımı kullanıp yazmaya başladım müziksiz olur mu ? tabi olmazz
PERA bul beni kaybolmuşum .
ben ödevlerimle uğraşırken hava karamıştı ve dükkanı kapatma vakti gelmişti annem beni dükkanı önündeki malzemeleri içri almak için çağırdı ve hemen gittim zaten yazı yazmaktan sıkılmıştım müzikte kesmiyordu artık yazdıklarımı çantama koydun fermuarını kapattım ve anneme yardım etmek için dışarı çıktım biz dışarıyı toplarken kardeşimde okuldan gelmişti öğleci olduğu için okuldan 18.00 'da çıkıyordu ama servisle gelince saat biraz atıyordu ve 18.30-19.00 arası burda oluyordu biz dükkaın önünü toparlamıştık ve babamda gelmişti dükkanın her yerini kontrol ettikten sonra çantalarımızı alıp arabaya bindik eve gidince annemler yemek yedi ama ben aç değildim canım yemek yemek bile istemiyordu
Hemen Mickey Mouse lu geceliklerimi üstüme geçirdim at kuyruğu bağladığım saçlarımı tokadan kurtarıp hem yatağıma uzandım ve tavanı izlemeye başladım hem tavanı izliyor hem de kırmızı montluyu düşünüyordum acaba ne yapıyordur ? adı ne acaba? kaça gidiyor ki? sorularıyla kafamı düşünceyle doldurmuştum ve en sonunda yarıya kadar kapandığı halde defalarca geri açtığım gözlerimi uykunun kollarına bıraktım ......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥ZOR GÜNLER ♥
RomanceAdını bilmediği bir çocuğa aşık olan genç kızın hikayesi.... Genç kızın peşini bırakmayan tesadüfler. Sevdiği adama yakın olduğu halde ona açılamamak ve en acısı onu bu kadar çok severken adını bile öğrenememesi genç kız acaba aşık olduğu çocuğu...