Bu bir hikaye değil bir gerçeklik. Belki de hikaye? anlayın ne kadar karmaşık bir durumda olduğumu. Bunları yazarken kendimi pek de güvende hissetmiyorum açıkçası. Ben Kıbrıs ta doğdum 19 yaşında sapsade hayatı olan bir kızım. Öyle evden ve işyerinden başka bir yer bilmeyen ikisi arasında mekik dokuyan anormal derecede yalnız bir kız. Annemden başka güvendiğim kimse yok. Ve o da olmasa ölmüştüm şimdiye çünkü bu çile çekilecek gibi değil evet çile çünkü yalnızlık Allah'a mahsus bişey insanlar yalnızlıkla baş edemezler ben de öyle çıldıracak duruma geliyorum. Bir erkek kardeşim bir de kız kardeşim var tabi annem ve babam. Babamla hiç anlaşamam bilmiyorum aramızda bir soğukluk var hatta buzdan duvar. Bu kendimi bildim bileli olan birşey neden bilmiyorum. Ama annemle yada kardeşlerimle öyle değil onlarla çok iyi anlaşıyorum. Dedim ya annemden başka kimsem yok diye ama ona hiç içimi dökmedim ne kadar yakın sayılırız? hiç. İçime attıklarım o kadar çok ki her an patlayacak gibiyim. Bu yazıyı bu sebepten dolayı yazıyorum bu sizin okumak istediğini beklediğiniz gibi bir hikaye yada bir kitap değil olmayacak ta. Bu sadece yorumlarınıza, desteğinize, yardımlarınıza ihtiyacı olan bir kızın yazısı. Öyle ya ne kadar umursanırım bilmiyorum. Kendime göre çok iyi biriyim aslında etrafımdakilere göre de ama buzdan duvarlarım var bu sadece kendimi korumaya çalıştığımdan ve kırmayı başaramadığım buzdan duvarlar. Aklımı tek dağıtan şey işim. Bir markette çalışıyorum ve oraya giderken hem acım hem mutluluğum var üstümde. Neden mi hoşlandığım kişi yüzünden eskiden haftada bir kere gördüğüm kişi şimdi hergün orda çünkü bana aşıkmış. İtiraf etti. Bende ona hoşlandığımı söylemedim tabikide ama o bunu hissetti sanırım. Neyse şuan konuşmuyoruz hiç konuşmadık yüzyüze çünkü facebooktan bir ve son defa konuşmuştuk o bana yazmıştı. Ellerimin soğuk olduğunu hatırlatarak bunu duymuş ve bana elleri soğuk olanın kalbi sıcak olurmuş diye mesaj atarak konuşmaya başlamıştık sonra bir daha konuşmadık. Neden mi? çünkü benim aptallığım yüzümden. O kadar yalnızlığa alıştım, o kadar güven kırıklığı yaşadım ki işte duvarlarımı bu yüzden yıkamıyorum kimseyi alamıyorum kalbime. Liseyi yeni bitirdim üniversite sınavlarına girdim ve anesteziyi kazandım. Okuyacak mıyım hayır şuan değil ara vermem lazım. Kendimi toparlamam lazım. Yep yeni bir hayata ihtiyacım var ama yok işte öyle bir hayat yok. İçim çok acıyor. Arayabileceğim derdimi anlatabileceğim kimsem yok hiç kimsem. İçim daralıyor sanki karanlığa boğuluyor gibiyim. Ben ilk aşık olduğumda da böyle olmuştum ama etrafımda çok kişi vardı evet 5 sene öncesinden bahsediyorum. 4 sene sürmüştü bu platonik aşk. İmkansız aşk. Hiç bir şekilde oluru olmayan bir aşktı. Şimdi onu hergün görüyorum ama sadece hüzün kaplıyor içimi. Çünkü hep acı çeken ben oldum. Onun ruhu bile duymadı. Her gece ağlardım onun için okul ile evimizin arasında baya mesafe vardı ve sabahları o yolu yürürdüm sadece onu görebilmek için. O yolu onun için yürürdüm. Gördüğümde de dünyanın en mutlu insanıydım o gün. Bütün günüm güzel geçerdi o zamanlar bu sırrımı sadece bir kişi bilirdi. Canımdan can alan arkadaşım kız kardeşimden öte gördüğüm en çok sevdiğim arkadaşım sırdaşım dostum. Evet ona noldu? Ne mi oldu? En büyük kazığı ondan yedim işte bu yüzden yalnızlığım ilk önce sevgilisi oldu sonra beni unuttu hatta tekme attı desem yeridir. Sonra ortadan kayboldu. Bana iftira attı. Babasını babamdan çok severdim o da beni suçladı işte bütün güvenimi de burda yitirdim. Ben o gidince ağladım her gece ağladım 1 haftada bilmem kaç kilo verdim hastalandım. Belki de çok iyi niyetli davrandım. Mesaj attım, aradım nasıl olduğunu sormak için o her defasında beni yerle bir etti. Kalbimi paramparça ettiği yetmezmiş gibi delik deşik etti ve gitti hayatımdan hiç geri dönmemek üzere. Sonra ben hayatıma devam ettim. Bu okul döneminde olan bir olay dı ve benim salak arkadaşım mezuniyetimize 3 ay kala kaçıp gitmişti. Evlenmişti. Ne gereği vardı? Ben hergün ağlıyordum her derste çünkü yanımda oturan küçük sıra arkadaşım dostum yoktu artık. Ölse bu kadar ağlamazdım. Bütün sınıf beni teselli etmeye çalışıyordu hocalarım da hatta tüm okul desem yeridir. Çünkü onu ne kadar çok sevdiğimi biliyordu herkes. Kardeşimden öteydi dedim ya. Şimdi yokluğu o kadar belli ki onu o kadar çok özledim ki anlatamam kelimeler yetmez. Okulda görüşmemiz yetmezmiş gibi her gün birimizdeydik. Çok kısknılan bir arkadaşlıktı bizimkisi gerçekten. Sonucu mu ben yapayalnız hayatıma devam ediyorum herşeyden elini ayağını çekmiş işiyle evi arasında sadece işiyle ilgilenen biriyim o ise evlenmiş her gün benim için ağlayan biri. Kocasının yazdıklarına göre öyle. İnanmak gelmiyor içinden. İçim parçalanıyor. Şimdi çalıştığım işe başvuru yapmış birinden duydum hep işyerime geliyormuş ama ben hiç görmedim hep bana bakıp geçiyormuş. İnanasım gelmiyor bana o kadar acı çektiren canımdan öte olan insan şimdi benim için mi çabalıyor?? Görsem ne tepki veririm kestiremiyorum 2 kere özür mesajı attı. İçimden geçen herşeyi yazdım bana haksızlık yaptığını da. Sonra kocası mesaj attı numarasını yazdı "biliyorum sen onu hala seviyorsun o senden vazgeçmedi bugün senin için ağladı lütfen onu ara bu onun numarası 05*********" diye bir mesaj attı. Cevaplamadım sizce napmalıyım? Neyse bu konu şimdilik burda kapandı çünkü ne yapacağımı bilmiyorum. Onunlayken başka arkadaşlarım da vardı tabi biri komşum hatta ikisi de komşum sadece biri arka sokakta. En yakınım da karşı komşum olan arkadaşımdı. O, o çok kıskanç biriydi çok şımarıktı çok canımı yakmıştı ama tam tamına 11 senedir arkadaştık biliyordum böyle huyları olduğunu ama son zamanlarda çok daha kötü olmuştu beni çekiştirmeye başlamış, olmayan iftiralar yalanlar atmaya başlamıştı ortaya. Ben neden diye sorarken kendime, ağlarken annemde bana kızıyordu boşuna ağlama hiç kimse için diyip teselli etmeye çalışıyordu beni O seni kıskandığından yapıyor sonra onunla da arkadaşlığımı bitirdim ama annesiyle annem çok yakın oldukları için merhaba merhaba dan başka bişeyimiz yok artık o kadar eski hatıralarımız vardı ki koskocaman dondurmaya gömülürdük, beraber havuza girerdik, evlerimizi beraber temizlerdik, oyunlar oynardık, kavga ederdik, saçlarımızı yapardık. Bahsettiğim olaylar 12 13 yaşımızdan bu yana yaptıklarımız. Çok güzel ama bir daha yaşanmayacak olan hatıralar. Çok üzücü. Şimdi ise merhaba dan başka bişeyimiz yok. Diğer arkadaşıma gelelim o naptı bilin? Tabi ki o da çok güzel bir kazık attı öyle böyle değil. O zamanlar başka bir işte çalışıyordum. O da duymuş gelmek istemişti ne yaptım ettim konuştum konuşturdum işe alındı herşey çok güzeldi. Sonra tüm işi bana yığmaya başladılar beni bırakıp diğer iş arkadaşlarına uydu. Onalr bizden yaşça çok büyüklerdi ama dost olmuşlardı arkadaşığım sandığım insanla. Neyse o gün pek bişey yapmadım işimi yaptım ve o gün o işin sahibinin yani müdürün geleceği haberi verildi neyse bizleri yemeğe çıkardı müdürümüz. Müdür benimle çok ilgilendi ama benden oldukçada büyüktü sandığınız gibi bir durum yok dedim ya büyük benden. Sürekli sorular sordu adımın anlamını sordu ne kadar güzel ismim olduğunu söyledi. Çok akıllı çok iyi biri olduğumu söyledi. Okul durumumu sordu ve bende üniyi kazandığımı ama erteledeğimi söyledim nedenini sordu bende okul harçlığı için bu işe girdiğimi ve bu yüzden okulu ertelediğimi söyledim o da bana maddi manevi yanımda olduğunu söyledi tabi ben ilk önce şaşırdım. Sonra teşekkürlerimi söyledim ve masadakilerin yani iş arkadaşlarımın suratlarının düştüğünü birbirlerine bakıp garip bakışlar attığını farkettim üzüldüm ama farkettirmedim. En çok kıskanan Sorumlum olmuştu ki sürekli bana iş yaptırıyor diğerlerini oturtuyordu. Molalarını uzatıyordu, herkes telefon kullanırken benimkini yasaklıyordu. Bana surat yapıyordu işte burdan anlamıştım benden nefret ettiğini ve bu nefretin kıskançlıktan doğduğunu. Hepsi toplanıp dergilere bakarken ben yanlarına gidince dergiyi kapatıp somurtuyorlardı. Bana yan mağazadan iş teklifi gelmişti ve bunu duyduklarında kıskançlıktan deliye dönmüş olmalılar ki beni iş sahibine kötülemeye başlamışlardı o yapamaz onun aklı kesmez beceriksizin tekidir diye. Bunları duydum ve ağladım hiç durmaksızın bu patladığım noktaydı işte tuvalete gidip ağladım susmadan susturamıyordum kendimi yanıma biri geldi ve ağlama hiç kimse için değmez dedi gülümsedi teşekkür ederim dedim daha çok gülümsedi ve gitti. Böyle şeyler sadece filmlerde olur sanıyordum ama öyle değilmiş bire bir yaşadım. Eve döndüğümde anneme herşeyi anlattım o arkadaşım olacak kişiyi bana yaptıklarını beni müdürün ilgisinden kıskandıklarını. Annem babama anlatmış ve o işe bir daha gitmemiştim. O arkadaşımı da o gün orda sildim ve onu da görmeyeli 2 ayı geçmişti 1 hafta önce işyerimde gördüm yeni işimde ve bana utanmadan gülümseyip el salladı. Nasıl? nasıl bir bencillik beni çıldırtmaya mı çalışıyorlardı? Şimdi ise güvenden eser kalmamıştı kalbimde. Şuan kimsem yok. Bu aralar kendimi aşık olmuş gibi hissediyorum ama aşık olmaya o kadar korkuyorum ki. Neden demeyin çünkü ilk aşık olduğumda 4 sene boyunca acıdan başka bişey hissetmemiştim. Ya yine öyle olursa tamam o da bana aşık ama yapamıyorum yalnızlığa çok alıştım aşamıyorum kendimi hiç sevgilim de olmadı ne yapacağımı bilmiyorum karşımda kini tam olarak tanımıyorum da benden büyük olduğunu biliyorum sadece 26 yaşında bense 19 yaşındayım o bunun farkında ve bana yazmaya cürret ettiğine göre niyeti farklı ve çok iyi birine benziyor. Diğerlerinden çok farklı onu üzmek istemem. Arkadaşıyla birlikte geliyor işyerime her gün görüyorum elim ayağım titriyor kalbim yerinden çıkacakmış gibi oluyor kendimi ağlamamak için zor tutuyorum ama mutlu da oluyorum. Neler yaşıyorum ben böyle? Sanırım kafayı yedim. Benden mesaj bekliyor çünkü ona düşünmem gerektiğini zamana ihtiyacım olduğunu söylemiştim ve yaklaşık 2 haftadır mesaj bekliyor giderken dönüp bakıyor hala bekliyor biliyorum. Çok acımasız olduğumu düşünüyordur belki de şimdi. Arkadaşı bana o kadar kötü bakıyor ki sanki öldürecekmiş gibi bugün yine benden ölümcül bakışarını esirgemedi. Acaba neler konuştular aralarında? Ben kötü birşey yapmadım ki sadece kendimi korumaya çalışıyorum. Yapamıyorum da. Çok kararsızım kimse ondan hoşlandığımı bilmiyor ama titrediğimi gözlerimin dolduğunu görseler anlarlar ve bundan çok korkuyorum. Napmam gerekiyor hiç bir fikrim yok. Hiç aklımdan çıkmıyor keşke mesaj atsa yine bana soğuk kız dese diye bekliyorum ama yazmıyor. Yazmasın da biraz kafamı toparlamam lazım. Eylül de izmire gideceğim belki beni 2 hafta göremeyince mesaj atar? özledim der? yada en azından nerdesin nereye kayboldun dese bile yeter. Yeter ki beni düşündüğünü anlayım. Hissettirsin bana. Her zaman yaptığı gibi bugün de aniden karşımda belirmişti nasıl beceriyorsa gözlerimi gözlerine kitliyor ve ayırmama izin vermiyordu. Yine yaptı aynı şeyi. O arkasını dönünce işime odaklanmaya karar verdim ve yere bağdaş kurup işimi yapmaya başladım bir markette çalışıyorum rafçılık yapıyorum. Ben yarabandı dizerken o da sürekli arkamdan bir o yana bir bu yana geçip duruyordu. Güldüm, anlamamıştır umarım. Sonra titremem geçti hemen yarabandını çabucak dizip kalkıp gittim depoda yalnız kalabileceğim bir yere geçtim ve sakin olmaya çalıştım titremem onu her gördüğümde oluyordu elim ayağım boşalıyordu sanki. Sakinleştikten sonra fazla dikkat çekmemek için markete girdim yine ve yine karşıma çıktı rafların arasından yine gözlerime baktı bu sefer bir hüzün gizliydi gözlerinde çok masumdu acaba nesi vardı? Bir konuşabilsem ama yanındayken dudaklarımı dahi aralayamıyordum titremekten bişey yapamıyordum. Sanırım ona aşık oldum. O da bana sana aşık oldum demişti. İnanıyorum ama güvenmiyorum. Hiç bir şekilde tanımıyorum benim için akşamları çıkıp geliyor markete beni görüp kendine kitleyip gidiyor ve ben yine öyle kala kalıyordum. Ne yapacağımı bilmiyorum deliye dönüyorum Kalbim öyle atıyor ki şuan da nefes bile alamıyorum içim daralıyor ölecek gibiyim. Elimden hiç birşey gelmiyor. Ve ben bunları kimseye anlatamıyorum içime ata ata nereye kadar devam edecektim? Size bunları bu yüzden yazdım okuyun ve yorum yapın lütfen belki de saçmalıyorumdur saçmalıyorsun deyin ne derseniz deyin kendimi bulmam lazım şuan ağlamaktan helak olmuş durumdayım. Çok yardıma ihtiyacım var. Neredeyse bütün hayatımı anlattım. Anlamışsınızdır belki beni bir nebze de olsa.
YOU ARE READING
Lost on you
ChickLitBu bir yok oluşluğun hikayesi değil gerçekliği. Yapayalnız bir hayat daha ne kadar çekilebilir ki bu halde? Sadece yardıma ihtiyacı olan bir kız belki de bu satırları yazarken bile kendini biraz da olsa rahatlatan bir gerçeklik. Belki de tamamen saç...