✴BÖLÜM 1✴ETRAFINA BAK✴

30 7 4
                                    

Multimedya:Gökçe
Playlist:Zara Larsson- Uncover

Ellerimi biraz daha dolaştırdım bilgisayarın üzerinde. Yazacaklarım beynimde dönüp dolaşırken sıkıntı ile ofladım bu sefer, yarına kadar yazmam gereken notlar olsa da bir türlü yazamamıştım.

"Bir kahve daha alabilir miyim?"

Duyduğum sesle irkilip yanıma dönerken gözlerim yanıma ne zaman oturduğunu bilmediğim Ayza'yı süzüyordu.

"Sonunda fark edebildin beni." dedi yarı karışık sitemi barındırıyordu sesi "Her neyse bizi bekliyorlar eve yürüyerek gitmek istiyorsan gelme." diyerek de tamamladı.

Hızla toplanıp eşyalarımı çantaya tıkarken gözüm arka masaya takıldı.
Çantayı sandalyeye bırakırken yanına gidip gitmemek arasında kaldım.

"İnsanlara uzun süre bakma. Yanlış anlarlar."

Ayza dediklerine kendini bile inandıramazken vazgeçip çantamı omzuma astım.

"Sen de fark etmiş olmalısın Ayza. Aptal olma bir ay koskoca bir aydır nereye gitsek orada kafasında da bir kapişon ne yapmaya çalışıyor." dedim bir yandan merakla dişlerimi birbirine bastırırken.

Merak ediyordum onun kim olduğunu, neden bir aydır hiç durmaksızın bizi izlediğini, gözlerinin neden hep rahatsız edici bir şekilde üzerimizde dolaştığını.

Ayza parmağını şıklatarak bana döndüğünde merakla baktım kafamda bin tane kurgu vardı.

"Bence kız İkra'ya aşık bu yüzden bizim kim olduğumuzu öğrenmeye çalışıyor." derken ki yüz ifadesi bilmişliğin verdiği bir ego idi.

"İkra'ya aşık olsa onun hakkında bilgi toplar bizi değil kız bize aşık olmadığına göre."

Ben bunu derken Ayza tekrar düşünüp gözlerini açtı.

"Bence kız bizden birine aşık." dedi ağzını daha da açarken " Hatta ikimize de öyleleri var biliyorsun."

Ayza'nın saçmalıklarına dayanamayıp arkasında biri varmış gibi dikkatle bakıp hemen asansöre koştum daha fazla bu saçma sohbetle ilgilenemeyecektim. O öyle şaşkın şaşkın kalırken ben el sallayıp asansörü çağırdım. Yandaki duvara yaslanarak asansörü beklemeye başladım. Gözüm kat göstergesine takıldı. Asansör en üst kata çıkıyordu birde bu kata inmesini bekleyecektim.

Oflayıp yere bakmaya başladım. Kapişonlu gence gitti bu sefer gözüm. Hala bana bakıyordu. Anında gözlerimi kaçırdım, ona baktığımı bilmesine rağmen. Bir aydır saçıyla saklı yüzü ve başındaki kapişon yüzünden sadece gözlerini görebildiğimiz bir kişi bizi takip ediyor ve bunun bir nedeni olmuyordu. Garipti.

Her zaman oldukça sıradan olan hayatım son bir aydır bu genç yüzünden değişmişti. Yanına gitmeyi düşündüm bir an. Başımı ona çevirmiş bir şey söyleyerek yanına yaklaşmak için hareketlendiğimde asansörün sesini duydum ve eve gitmem gerektiği geldi aklıma. Başımı eğip hızla asansöre bindim ve zemin katın düğmesine bastım. Çantam elimdeyken içini açtım ve el kartımı kontrol ettim. Düşürmemiştim gülümsemem yüzüme yayılırken arabaya gitmek ve otobüse binmek arasında kalmıştım.

Anlık yere düşen el kartım ile düşüncem bozulurken asansöre benimle birlikte binen kapişonlu eğilip kartı aldı ve bana uzattı. Onun erkek olduğunu anlamam kısa saçlarıyla tetiklense de parmak kalınlığı ve bir kıza göre hafif büyük bir bedeni olması bana gerçeği göstermişti. Vücuduma gelen titremeyle aldım kartı ve asansörün en uzak köşesine yaslandım. bir yandan çantamla ritim tutup bir yandan önüme gelen saçlarımı itiyordum. Stres insanı öldürebilirdi öyle bir duyguyu bir insan neden benimserdi ki.

DOĞRU KUKLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin