KUR'AN'DA HİLAFET YOKTUR !

26 0 0
                                    

KUR'AN'DA HİLAFET YOKTUR !

Kur'an'da peygamberin ''halefi'' veya ''vekili'' anlamında bir halifelik kavramı yoktur. Kur'an, krallık/sultanlık sistemlerini ''zulüm ve zillet
sistemleri'' olarak tanımlamıştır.(Bkz.Neml/34)
Osmanlı padişahları kendilerini '' Allah'ın yeryüzündeki gölgesi'' olarak görürlerdi.Bu nedenle ona eleştiri yapılamaz ,zulümler yapsa bile
azledilemezdi.Dolayısıyla sultana/padişaha ''dinsel dokunulmazlık'' kazandıran halifelik Kur'an dışıdır.Sultanı tanrılaştıran bir sistemin
Kur'an dışı olmaması beklenemez.

Hz.Ebu Bekir ilk halife olarak seçildiği toplantıda tartışmaların tırmandığı bir sırada Hz.Ebu Bekir ,halifenin mekkelilerden olmaması
gerektiğinde ısrar eden Hubab'a,'' Benden kuşku mu duyuyorsun,ey Hubab? ''diye sorunca Hubab,adeta geleceği görmüşcesine şu cevabı
vermiştir : '' Ey Ebu bekir ! Korkum senden değil;senden sorna gelecek olanlardadır.İslam uğruna verilen ilk savaşlarda
babalarını,kardeşlerini katlettiğimiz insanların SİZİN ARDINIZDAN bu işe el koymalarından kaygım vardır.Heyhat,ey Ebu Bekir ! ''  (
Gerçekten de ''halifelik'' ünvanına sahip olmak için bırakın 4 halife'den ve Sahabeler sonrasını Hz.Ömer , Hz.Osman , Hz.Ali , Muaviye
,Hz.Hüseyin,Hz.Hasan ,Yezid dönemlerinde ''halifelik'' çatışmaları olmuştur.)

Neden Peygamberin Halefi(vekili) olmaz ? Çünkü Hz.Muhammed'in kendini atama hakkı yoktur.Kur'an'a göre Hz.Muhammed'i Allah
atamıştır. Kur'an'a göre Hz.Muhammed son peygamberdir.Dolayısıyla Allah,Hz.Muhammed'ten sonra başka birine (asil veya vekil ) ihtiyaç
duymamıştır.''Alllah'ın halifesi'' , ''Allahın halifeleri'' kavramı hiçbir suretle Kur'an'da geçmez. Bazıları BAKARA SURESİ 30 AYETİ'ni '' Ben
yerde KENDİME halife kılacağım'' diye tercüme ederek orjinal metinde olmayan KENDİME ifadesini kullanması , tercümeye tartışmalı bir
yorum ilave etmekten başka bir şey değildir.

Özellikle Emevi Halifesi Muaviye'den sonraki halifeler,kendilerini ''peygamberin halefi'' olmanın ötesinde ''Allah'ın halefi '' olarak görmeye
başlamışlardır.Örneğin Osmanlı halifeleri/sultanları kendilerini '' Allah'ın yeryüzündeki gölgesi'' olarak görmüşlerdir.Bu nedenle ona eleştiri
yapılamaz,her türlü ahlaksal rezilliği yapsa da , zulümler sergilese de azledilemez.1876 Meşrutiyet Anayasası'nda bile Osmanlı
padişahlarına verilen sıfatlar Kur'an'da Allah'a verilen sıfatların aynısıdır.''Zatı akdes ,la yüs'eldir.Mukaddes padişah ,kutsallar
kutsalıdır,sorgulanamaz ,sorumlu tutulamaz '' Bu Allah adına hareket etmektir ! (vekalet).

İşte Atatürk, kendisini ''Allah'ın yeryüzündeki gölgesi'' olarak gören sultanların/padişahların mutlak otoritesine dinsel meşrutiyet kazandıran;
''sultanları tanrılaştıran''  bu ŞEYTANİ HİLAFET düzenine son vermiştir.Böylece Muaviye'nin İslam'ın özüne/Kur'an'a aykırı olarak yarattığı
sultan/halife ŞİRK DÜZENİNİ yıkılmıştır.Dolayısıyla Hilafetin kaldırılması İslam'a aykırı değil , tam tersine İslam'ın özüne uygundur.

3 Mart 1924'te halifelik kaldırılırken de bu işin dine aykırı değil ,dine uygun olduğunun altı çizilmiştir.Adalet bakanı Seyit Bey'in hilafetin
kandırılması sebebiyle şöyle bir açıklama yapmıştır :
''Halifelik sorunu bir din sorunu olmaktan çok bir dünya sorunudur.İnançla ilgili sorunlardan değil , millete ait genel hukukla ilgili
işlerdendir''....''Gerçi Kur'an'da halife deyimi vardır ama bu bir din esası olarak değil ,eski peygamberler için adalet dağıtımı anlamında
kullanılmıştır...Halifelik dinin temel sorunlarından değildir,milletin kendi işidir,politik bir sorundur.Zamana alışkanlıklara göre değişir.Bu
nedenle peygamber ölürken yerine halife bırakmamıştır. ''...Tanrı'nın istediği,beğendiği yönetim şekli Cumhuriyettir. Bu yönetimin aracı
akıldır.Kur'an baştan sona akıllılığı yüceltir.Halkımız bütün bunları bilmiyorsa kabahat onun değil,anlatmadığımız için kabahat
bizimdir.Halkımıza gerçekleri anlatalım ,uyaralım,aydınlatalım,öğretelim.Hilafet,hilafet diye çökmüş yoksullaştırılmışız. Artık yürüyelim.''

Kısacası halifeliğin hiçbir kutsal yanı yoktur. Hz.Muhammed sonrası islam tarihi biraz da halifelik savaşlarının ,hilafet entrikalarının tarihidir.
Örneğin 4 halife'nin 3'ü öldürülmüştür.Zamanla gücü eline geçiren Müslüman hükümdar kendini halife ilan etmiş,böylece İslam dünyasında
aynı anda birçok halife ortaya çıkmıştır. Emevi halifesi halifeliği saltanata dönüştürmüş,Emevi halifeleri Türklere kan kusturmuş,Endülüs
Emeviler bir dönem halifeyi kovmuş,Selçuklu sultanı Tuğrul Bey, halifeliğin siyasi yetkilerine son vermiştir.Ve Osmanlılar Mısır'ı fethedip
Memlük Devleti'ni yıkınca gücü eline geçiren Yavuz Sultan Selim kendini halife ilan etmiştir.

Halifelik tarih için ne Müslümanlara ne de Türklere neredeyse hiçbir yararı olmamıştır. Çünkü halifelik birlik ve bütünlüğü sağlayamadığı
gibi bölümmelere ,parçalanmalara ,savaşlara neden olmuştur.Halifelik Hindistan ,Mısır,tunus ve Cezair'in İngilizler ve Fransızlar tarafından
sömürülmesini engelleyememiştir. Emperyalist batı, İslam dünyasını halifelik kaldırıldıktan sonra değil,halifeliğin ''en güçlü
olduğu''dönemlerde daha çok sömürmüştür.Halifelik 1.Dünya Savaşı'nda
Müslüman Arapların Osmanlıyı arkadan vurmasına da engel olamamıştır. Sonuçta halifelik 1914-1918 arasında İngiliz entrikalarına ve
Arap milliyetçiliğine yenilmiştir.

Atatürk ,Nutuk'ta halifeliğin geçmişte Türk milletine sadece zarar verdiğini,tüm İslam dünyasını bir araya getirecek bir imkansız bir hayal
olduğunu ,Türkiye'nin artık böyle bir hayalin peşinden koşmayacağını Nutuk'ta belirtmiştir. (Atatürk'ün söylev ve demeçleri,C 3,s.63.)

( Sinan Meydan'ın ''Panzehir'' isimli Kitabından derlenmiştir.Sayfa 283-297. Ayrıntılar için kitabı okumanızı öneririz.)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 27, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KUR'AN'DA HİLAFET YOKTUR !Where stories live. Discover now