Umut...
Umud'un bile tükendiği bir an var mı'dır?
'Ebediyet' sadece ölüm mü'dür?
Ya da 'insan' bildiği bir sır'dan ne kadar kaçabilir?
"19:01"
Saatimin gösterdiği zamanı idrak edince kendimi gri duvarlı, loş odadan dışarı attım. Bu mesleği ailemin zoruyla yapmıyorum ama neden ise şimdiden sıkılıyorum.Belki de artık 'ölü' görmek istemiyorum? Bilmiyorum şu sıralar kendimden bile sıkılmışlığım oldu.
"İyi mi'siniz? Naš hanım." Diyen temizlik görevlisine başımı sallayıp yanıt verdim.
Dişlerim kenetlenmiş, bacaklarımın fer'i kesilmişti. Şuan kendimi yığıldığım şu duvar kenarında ölecek gibi hissediyorum. Kalbim sebepsizce çırpınıyor, biri sanki kalbimi sıkıp sıkıp bırakıyor.
🔔🔔🔔
Amansızca çalan telefonumu beyaz önlüğümün cebinden çıkarıp ekranına baktım. Gördüğüm isim kalbimin teklemesine neden olurken, yeşil simgeyi kaydırıp telefonu yavaşca kulağıma götürdüm.
"A-lo?" Kalbimin sıkıntısını belli edercesine çıkan sesim duyduklarımın ardından hiç çıkmadı.
"Naš hanım acil bir durum söz konusu hastahaneye gelmeniz gerekiyor."
Ocak ayında bikiniyle dağda kalmış gibi titrerken, vücudum alev almış yanıyordu.
Arayan kim mi'ydi?
Doçent doktor psikolok; Saliha Ural. Şimdi bir de soracaksınız 'ne işin var?' diye. Siz sormadan ben yanıtlayayım. En yakın arkadaşım Melike Kartepe 7 yıl önce 'katatonik şizofreni' hastası oldu. O günden beri bir klinikte tedavi görüyor.《《《7 YIL ÖNCE》》》
O gece bazı sesler duyduğum için uyanmıştım. Yatağımdan kalkıp ayakkabılarımı giyindim. Kaldığım yurt odasından çıkıp sesleri dinleyerek koridorun sonunda ki duşlara gittim.
Seller fazlasıyla artmıştı. Nasıl oluyorda duşlara yakın odalardan hiç kimse ne olduğunu kontrol etmek için dışarı çıkmıyor? Ya da uyanmıyor? Bu seste kim rahat uyuyabilir ki?
Ahşap kapının çelik kulpunu indirdiğim anda sesler kesildi. Yavaş bir şekilde içeri girip elimle elektrik anahtarını aradım. Işığı açıp içeri ilerledim. Görünürde kimse yoktu. Duşların içinide kontrol ettiğimde çıldırmak üzereydim. Her yer boştu. Ama o sesler neydi o zaman..?
Arkamı döndüğüm anda kilitlenip kaldım. Göz bebekleri kaymış, teni solgun, kumral saçları dağılmış, boynundan kapının arkasına asılmış, eli-ayağı bağlı ve karnı oldukça şiş bir kız...
Gözlerimi açtığımda hala duşlardaydım. Galiba bayılmıştım. Gece gördüklerim aklıma gelince korkuyla kapıya baktım. Ama ne o kız ne de ip vardı.
Fazlasıyla korkmuştum, hızla duşlardan çıkıp odama gittim. Gün daha yeni aydınlanıyordu. Ritmi bozuk kalbimi dizginlemeye çalışmadan üzerime bir kot ve tişört giyinip, çantamıda alıp koşarak yurttan çıktım. Tempomu hiç bozmadan koşarak melikelerin evine gittim.
Yaklaşık beş dakika boyunca aramamın sonucunda anca uyanmıştı. Pijamalarıyla yanıma gelip oturduğum basamağa oturdu.
"Ne oluyor Naš?" Dediğinde ona olanları anlattım. Neden mi? Ona anlattım. Çünkü o böyle olaylara inanır ve araştırır. Ondan başka kimse bana inanmaz.
<<<1 hafta sonra>>>
Yaşadığım olayın üstünden bir hafta geçmişti. Melike aralıksız araştırıyordu bir şeylerde bulmuştu ama bana 'emin olunca anlatacağım' deyip anlatmamıştı.
Çalışma masasında bıraktığım telefonum çalınca yatağımdan kalkıp telefonu aldım arayan melikeydi yanıtlayıp kulağıma götürdüm.
"Alo melike?" Dediğimde nefes sesleri kulağıma geldi. Ardından da biri onu boğarken konuşmaya çalışıyormuş gibi fısıltıyla konuştu.
"1973"
《《《GÜNÜMÜZ》》》
Aklım duydukları idrak ederken kalbimdeki baskı varlığını hissettirmek istercesine daha da arttı.
Melike ölmüştü...
Bu benim ilk paranormal hikayem. Sizden ufacık bir ricam var.
Lütfen destekleyin...
Saniyelerinizi almayacaktır yıldızı parlatmak.
Benim saatlerimi verip yazdığım yazının karşılığı olarak saniyenizi ayırıp yıldızı parlatın. Lütfen....Emeğe saygı...
Asilyalnizlik
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1973
ParanormalPROLOG Her hikayenin bir asıl kız/oğlan'ı vardır. Birde yan karakterleri... Biz hep asıl kız/oğlan'a bakarken yan oyuncuları unuturuz. Halbuki hikayede onlar olmasa anlamsız buluruz. Bu defa asıl kız susacak, yan oyuncu kız anlatacak. Hatta...