Öhöm, öhöm, öhöm. Öncelikle hayatımda yazdığım ilk one shot bu, o yüzden hayırlısı millet sdfksdjfs Ve yazmamın sebebi de.. Cemre. İyi ki doğdun bebeğim, nice yıllara!
Ellerimi kızın sırtından çektikten sonra geriye bir adım attım.
"İşte bu kadar. Kalkabilirsin." Adının Lucy olduğunu hatırladığım kız derin bir iç çektikten sonra ağır hareketlerle doğruldu ve ve sıyırdığı tişörtünü düzeltmeyi denedi. Ellerimi havaya kaldırıp başımı iki yana salladım.
"Bekle, üzerine bandaj koymalıyız." Elimde tuttuğum bandajı acımamasına özen gösterdiğim sonsuzluk işaretinin üzerine kapatıp minik bantlarla tutturdum. Bugün yaptığım beşinci sonsuzluk işareti olmasına rağmen en çok bunu sevmiştim, sebebi hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Tişörtünü eski haline getirdikten sonra ücreti alıp kasaya koymuştum.
"Sandığım kadar acımadı ya da sen çok iyi dövme yapıyorsun." dediğinde kasayı kapatıp tekrar ona döndüm.
"İkincisini tercih ederim." dedikten sonra sessizce kıkırdadım. Bu kulağa biraz egoist gelebilirdi ama kendime tam olarak güvendiğim tek konu buydu. Dövme ve piercing yapmak, hayatım bu iki işe adalıydı. Kızın ağır kapıyı omzuyla ittirip dışarı çıkmasını izledikten sonra koltuğa gömüldüm ve başımı arkaya yasladım. Oldukça yorucu bir gündü, uzun zamandır bu kadar müşterimiz olmamıştı. Aslında burada üç kişi çalışıyorduk ama Jake ve Ally bugün izinliydiler. İzni veren kişi ise ben oluyordum, çünkü iki aşık ile çalışmak ve tüm gün birbirlerinin gözlerinin içine bakmalarını izlemek sizi zamanla bu hale getirebiliyor millet. Gözlerimi yummak üzereyken kapının açılmasıyla yerimden sıçramıştım. Gelen kişi gözlerimin iki metre öne pörtlemesine sebep olurken sendeleyerek yerimden kalktım. Luke Hemmings'in burada ne işi vardı? Hani bilirsiniz, Lucas işte, 5 Seconds Of Summer'dan olan? Benim platonik bir şekilde aşık olduğum ama benim varlığımdan haberi olmayan Lucas. Aynı sokakta oturmamıza rağmen mi? Hayır, zavallı falan değilim. Tamam biliyorum, dünyadaki en zavallı dövmeciyim.
"Açık mısınız?" demesine rağmen kapıyı kapatıp içeri girmişti bile. Gözlerimi eski haline getirmeye çalışırken birkaç kez kırpıştırdım. Ben boş boş ona bakarken ellerini dar pantolonunun cebine koymuş, poster kaplı duvara yaslanmıştı.
"Ah.. Açığım. Yani açığız, evet." Tabii ki, Lucas, istediğin her şeye açığım bebeğim. İç sesimi susturduktan sonra dudaklarımı tekrar araladım. "Dövme? Ya da piercing?" Normal olmalıydım, evet normal. Ona olan duygularımdan yıllarca haberi olmamıştı, olması da gerekmiyordu. Dudakları yuvarı kıvrıldı ve ağır aksanıyla "Piercing." dedi. İngiltere'den buraya geleli beş yıl olmasına rağmen Avustralya aksanı çekici geliyordu. Luke konuştuğu zaman.
Başımı aptal aptal salladıktan sonra kapısında yamuk harflerle Piercing yazan odayı işaret ettim.
"Sen.. rahatına bak. Ben hemen geliyorum." Başını salladıktan sonra gülümsedi ve odaya doğru ilerledi. Tanrım, gamzeleri.. Neden bu kadar güzeldi? Ya da bu kadar gizemli? Terli ellerimi şortuma sildikten sonra koşarak içeri gittim ve beni duymadığını umdum. Aynadaki görüntüme karşı yüzümü buruşturduktan sonra hemen harekete geçtim. Dağılmış topuzumu çözdüm ve saçlarımın belime kadar inmesine izin verdim. Kararımı değiştirip saçımı düzgünce topuz yaptım, fena değildi. Yüzümü incelediğimde bembeyaz tenim ve pembeleşmiş yanaklarım belirgin sınırlarla birbirinden ayrılmıştı. Mürekkep bulaşmış tişörtümü umursamadan kollarını yukarı doğru sıvadım, şortum ise ona gayet uyumlu duruyor ve kalçalarımın hemen altında bitiyordu. Piercingim ise şu sıralarda kendim hakkında hoşuma giden tek şey gibiydi. Parmaklarımı üzerinde gezdirdikten sonra ellerimi yanaklarıma bastırdım ve sakinleşmeye çalışarak Luke'un yanına ilerledim.
![](https://img.wattpad.com/cover/10035720-288-k122435.jpg)