"Ey Dost, madem ölene kadar aynı trendeyiz, ellerimi tutsan da aynı yolda yürüsek?"
Tanrı, her insanı farklı yeteneklerde yaratmıştı ve her insanı bir diğerinden farklı kılan DNA'daki yüzde bir bile olmayan o kısımdı. O küçük ama altı milyar insanı birbirinden ayıran mucizevî kısım, her insana farklı bir karakter bahşediyordu.
Yan yana gelen iki kişinin aynı olması ihtimali üç milyarda bir belki de.
Tanrı, her insanı farklı yaratmıştı ama altı genç kızın kalbi, birkaç farka rağmen aynı neden için çarpıyordu. Belki de yüzde birlik farka rağmen bu kadar aynı hissetmelerinin nedeni, kalplerinin aynı ritimde dans etmesiydi. İki insan birbirini seviyorsa, arada mesafeler olsa bile ufak bir fısıltı diğeri tarafından hissedilirmiş.
Peki, altı kişinin bir kuşun kanadı misali çırpınan kalbinin bir diğerine bağlı olması birbirlerini çok seviyor olmalarından mı kaynaklanıyordu? Ya da hepsi oyunun bir parçasıydı? Ya da ortada oyun yoktu ve kader yazıldığı şekilde işleniyordu?
Ne olursa olsun, kendilerine bir yol seçen altı kalbin, artık kaderin kendi önlerine getirdiğini yaşamaktan başka seçecek yolları yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voice Of Women
Fanfiction"Ey dost, dünyanın tüm ellerini koysalar bir masaya yine de senin ellerini bulurdum. Ey dost, sana dostum demenin imtihanı imiş bu anladım."