''Balıklara su dökme onları suya koy gerizekalı.'' diye bağırdığımda çoktan suyu dökmüştü bile.
''Bunu neden akvaryumu patlatan şahıs yapmıyor!'' dedi Arya, elindeki kovayı kafama fırlatırken.
''Ben onları elimle asla ellemem vıcıkımsı, kaynaganımsı şeyler..'' diyerek zekasını konuşturdu akvaryumu patlatan şahıs.
Bunlar yaşanırken ve salonda herkes ayrı şeye bağırırken içeriye bir kova dolusu su ile Özgür girdi ve o an arkadan gelen sesle herkes pencereye döndü.
''Yumurta mı attılar lan az önce cama?''
Özgür kovayı yere bıraktı ve pencereyi açmak için ilerledi.
Bize dönüp güven veren bir şekilde ''Merak etmeyin arkadaşlar, ben halledicem.'' dedi ve pencereyi açtı. Burda Özgür'den beklediğimiz cümle 'Siz kimin evine yumurta atıyosunuz lan, aşağı gelip yolarım hepinizi.' olmalıydı fakat onun kurduğu cümle aynen şuydu ''Siz kimin evine yumurta atıyosunuz lan, bana arkadaşlarımı yollattırmayın aşağıya.'' Pencereyi kapatıp bize döndü ve omuz silkerek ''Ne yapabilirim çocuklar benden daha yapılıydılar.'' dedi fakat asıl gerçek çocuklar en fazla 9 yaşındaydılar.
Herkes birbirine bakarken yerdeki balıklar aklımıza geldi fakat her şey için fazla geçti..
O an cama bir yumurta daha geldiğinde Gaye çocuklara bakmak için ilerledi ve tek dediği ''Bunlar fotoğrafımı mahveden veletler.''
Biz anlamsızca bakarken yanık kokusu gelmeye başladı ve geç bassa da Arya ile birbirimize bakıp ''Pizza!'' diye çığırıp mutfağa koştuk.
Olaylar bu noktada fazla karmaşık duruyor olabilir ve günü başa sararsak benim sabah dediğim ama öğleden sonra saatin 2 olduğu zaman dilimine dönüyoruz.
Her zamanki gibi tüm gün yatmayı planladığım bir güne daha ne yazık ki gözlerimi açmıştım. Her zaman yaptığım gibi ilk önce yataktan kalkmak yerine telefonumu alıp whatsapp'a girmiştim.
Grupları okurken Özgür'ün 'Annemler evde yok bize gelsenize kızlar.' mesajını gördüm. Bugün barınağa gitmeyi planlıyordum fakat Özgürler ile görüşmek daha cazip gelmişti bu yüzden annemi arayıp izin almış ve 7de evde olurum demiştim fakat eve gittiğim saat 9du oralara daha sonra gelicez. Geleceğimi söyleyip hazırlanmaya başladım ve saçımı örüp-serbest bırakmak arasında kaldım. Örmek fazla zor geldiği içinde serbest bırakıp çıktım. Özgür, Arya, Gaye ve ben hepimiz farklı semtlerde oturuyorduk tek merkezde oturan bendim ve herkes ayrı otobüsler ile gitmek zorundaydı. Durağa inerken sağdan gidip marketten atıştırmalık birşeyler almayı düşündüm fakat sonra vazgeçip soldan direk durağa gittim. Otobüs 1-2dakika ve boş gelmişti. Kulaklığım takılı arkalarda biryere oturdum ve önümdeki koltukta siyah kalemle yazılan 'B' harfi dikkatimi çekti. 2 durak sonra yanıma bir çocuk oturdu pek aldırış etmemiştim ta ki beni dürtene kadar.
Kulaklığı çıkartıp ona döndüğümde niye daha önce sağ tarafa hiç dönmedim diye kendime sövdüm fakat dışardan çıkan bunun tabiri ''Ne var?'' olmuştu.
''Benim yerimde oturuyosun.'' diyerek karşılık verdi.
''Bunun adı 'benim yerim' değil. Otobüs koltuğu. Halk tabirince nerde boş oraya koş.''
B harfini göstererek ''Bunu ben çizdim, her bindiğim otobüse ön koltuğa çizerim yani oturduğun yer benim yerim.'' dedi ısrarla.
''Kalemin var mı?'' dedim, cebinden siyah bir kalem çıkarıp bana uzattı.
B harfinin üstünü çizip G yaptım ve kalemi geri verdim. ''Artık benim yerim.''
Kulaklığımı taktıktan sonra uzun bir sessizlik oldu ve asıl merak ettiğimse bu çocuk bir koltuğu sahiplenecek kadar psikopat mıydı yoksa yalnız mı?
Benden 1 durak önce indi ve bende koy göte gitsin kafasında diğer durakta indim. Özgür'lerin evine ilk giden bendim. Evdeki gıybet, telefon işletmeleri, 1 saat film seçememek ve boş muhabbetleri geçersek ve şuana dönüp konuları tek tek ele alırsak,
Yanan pizza olayı karnımızın acıkması ve dondurucuda bulduğumuz pizzayı Arya ile fırına koymamızdan dolayıydı ve akvaryum olayı ise Gaye'nin telefondaki bir videoyu bizden gizlemesinden ve geri geri giderken arkasına bakmayıp sehpayı devirmesi ve akvaryumun patlayıp 20ye yakın balığın etrafa saçılmasıydı, cama atılan yumurta olayı ise.. evet şuana dönüyoruz.
Kömür olmuş pizzalara tezgahta bakarken gözlerim dolmuştu.
''Onlara güzel bi cenaze hazırlamalıyız.'' dedim Arya'ya dönüp ve o da ''Ya daa..'' dedi ve pizzaları alıp çöpe attı. Tam sövmeye başlıyordum ki Gaye'nin koridordan kafasındaki yumurta ile çığlık atarak geçtiğini gördük.
''Len gerizekalı anlatsana.'' diye arkasından Özgür koştu.
-Gaye'nin saçını 3 kez yıkayıp 1 kutu şampuanı bitirdikten sonra-
''Bekliyoruz hala.. hani.. artık.. anlatsan hani..'' dedim sabırsızca.
''Olay şimdi şöyle oldu.'' dedi ve anlatmaya başladı Gaye..
Buraları çok iyi bilmediği için kaybolmuştu ve bizde Özgür'le onu bulmaya çalışırken o da bu fırsatta, onun savunmasına göre ışık çok güzel vuruyormuş, fotoğraf çekiliyormuş. Fotoğrafta arkada bu 2 çocuk sürekli tuhaf şeyler yaparak çıkmışlar ve yine onun savunmasına göre bu çok sinir bozucuymuş çünkü resimde çok güzel çıkıyormuş. Gaye de en sonunda dayanamayıp çocuklara 'Arkadan çekilin artık piç kuruları' diye bağırmış ve çocuklarda piç kuruları dediği için bunun bir bedeli var demişler ve tahminen üşenmeden bizi takip edip evi bulmuşlar ve gerisi zaten ortada.
Hikaye bittiğinde ölüm sessizliği oldu ve benim koca hikayeden tek düşündüğüm ise biz onu sokak sokak ararken o fotoğraf çekilmişti..
Camları ve yerleri temizledikten sonra, 4 balık kurtulabildi sadece, çocuklar gitmişti ve bizde evlere gitmek için durağa doğru yürüyorduk. Eve 9da gitmemin sebebi ise Özgür'ün bizi ters yönden otobüse bindirmeseydi.
9a yakın bir saatte eve doğru yürürken sadece karnım açtı. Etraf fazla karanlıktı.
Tam sokağı dönerken miyavlama sesleri duymaya başladım. Sesin yerini bulduğumda ise kutunun içindeki yavru kediyi gördüm ve onu da alıp eve gittim. Bugün barınağa gidecek olmamın sebebi de sahiplenecek bi kedi aramamdı çünkü.
Evde kediyle ilgilenirken bugünün çok tuhaf olduğunu düşündüm ve o an telefonuma whatsapptan gelen mesaj daha da tuhaflaştırmıştı olayı.
Adı randomdu ama kim olduğunu bilmiyordum. Profilinde bir kurbağa resmi vardı.
klsşlsdcn kişisinden mesaj: Sanırım en önemli şeyi unuttunuz, numarayı gizlemek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN YANKISI
Ngẫu nhiênYaptığımız bir seçim ile hayatımız değişir ve biz buna engel olamayız, eğer yankımızı bulamadıysak..