Minseok gülerek birkaç şey söylerken karşısındakinin onu dinlemediğinden habersizdi.
"Jongdae-ya bu kadar şaşıracak ne var? Hadi konuşsana! Şu an gözlerin açık olmasa bayıldığını düşüneceğim.."
Jongdae sonunda kendine geldiğinde yaptığı ilk şey yutkunmak olmuştu. Minseok o kadar güzeldi ki Jongdae oracıkta hıçkıra hıçkıra ağlamak istemişti.
"Sen...Sen gerçekten burdasın,değil mi?"
"Evet gerçekten burdayım. Sen benim karşıma çıkmayınca karşına çıkmaya karar verdim. Kötü mü yaptım?"
"Hayır hayır! İyi yaptın...Hatta çok iyi yaptın."
Minseok Jongdae'nin yüzüne baktığında içten bir şekilde gülümsemişti. Çünkü karşısındaki çocuk ona, dünyadaki tek insan o'ymuşcasına bakıyordu.
"Pekala, yanıma gel."
Minseok masadan gözlerini ayırmazken söylemişti.
"Ha..? Nasıl yani?"
Jongdae'nin şaşkın tepkisine gülümsedikten sonra dediklerini tekrar etti Minseok.
"Yanıma gel işte, yanımdaki sandalyeye yani."
Jongdae sebebini anlamasa da dediğini yapmış ve yanına oturmuştu.
"Bana bir soru sormuştun değil mi?"
Minseok'un cümlesinden sonra Jongdae kızardığı belli olmasın diye başını biraz eğerek cevap verdi.
"Evet..sormuştum."
"Cevabımı canlı canlı vermek istedim. Anlamlı olsun diye."
Jongdae'nin kalbi hızla atarken ne diyeceğini bilemediği için Minseok'un yüzüne baktı.
Minseok karşısındakinin heyecanlı ifadesini gördüğünde daha fazla beklemenin anlamsız olacağını düşünüp başladı cümlesine.
"Evet,"
Küçük olanın ellerini tutarak devam etti.
"seninle bir olup griyi yaratmayı çok isterim Kim Jongdae."
...
tam sevgili oldular..hikaye bitti. umarım okurken sıkılmayıp aksine keyif almışsınızdır. artık başka başka xiuchen hikayelerinde görüşmek üzere. iyi günler~!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.