1.bölüm : tanışma

5 1 0
                                    

Her kız kendi hayalinin erkeğini ister , hatta gelecekti ki eşlerini bile merak ederler. Ama ben hiç merak etmedim. Asla bi erkekle uzun süreli ilişkim olmadı. Çünkü erkeklere güvenim yok. Onların gözünde kadının asla ve asla değeri yok. Herşey bacak arasında bitiyo onlar için. Bu yüzden erkeklere güvenim ve sevgim yok. Ben her zaman böyle düşünceler içerisinde olurum. Sabah yeni erkenden bu düşünceler içerisinde uyandım. Annem kahvaltıya hazırlıyordu. Hemen yanına gittim ve yanağına bir  Günaydın öpücüğü kondurdum. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya geçtim. Ah , evet ben size kendimi tanıtmadım. Ben Rabia. 17 yaşındayım. Babam ben daha küçükken vefat etmiş , kardeşim falan yok. annemle beraber ayaklarimizin üzerinde durmaya Çalışıyoruz. Annem ne olursa olsun yüzünde ki tebessümü yitirmeyen bi kadındır. Cevresindeki insanlara gulucekler saçar. Banada hep gül der. Gülmek her insana ayrı bi güzellik verir der. Ben hep annemi örnek alırım. Annem bana bu hayatta hicbirseyin yokluğunu aratmadı. Annem mükemmel bi kadındır.

Hemen kahvaltı yaptık. Annem ağzında bişeyler geveleyip durdu. En sonunda dayanamayıp noldu dökül bakalım dedim. "İş yerimde bi arkadaşım var oğlu var senden iki yaş büyük. Bugün buluşma ayarladık size ." Hemen kaşlarımı çattım ve anneme pis bakışlar attım. Annem hemen anlamış olsa ki " suratını  asma öyle kızım. Lise son a geçtin ve daha hiçbir erkeğe guvenmiyosun. Tamam haklısın ama kalbin taş mi senin bebeğim. Bi kafeye gidin. Bi gör bi tanış. Hadi benim hatrım için." Diye lafa atladı. Tabi ben hayatta annemi kıramam kabul ettim. Kahvaltıdan sonra odama geçtim. Annemin büyük emri vardı. Çok güzel bi şekilde hazırlanıcaktim. Dolabıma bir göz gezdirdim. Yırtıklı pantolonlar,  bele bağlamalı gomlekler , zımbalı kemerler , sortlar,  etekler , minicik elbiseler , göbeği açıkta bırakan tişörtler... dolabım da çok kıyafet vardı. Hepsini de severek giyiyodum. Ama şuan kararsız kaldım. Acaba hangisini giyecektim? Sonunda dayanamayıp en yakın arkadaşım selin i aradım. O böyle konulardan çok iyi anlardı. Telefon üçüncü kez calmasında açıldı. "Rabia?"
"Selin kusura bakma rahatsız etmedim umarım. Çok acil bi konu da bana yardım etmen lazım."
"Tabikide noldu ?" Selin e bu konudan hiç bahsetmek istemiyordum sonra abuk subuk şeyler düşünecekti. Normal de bi pantolon bi tişört giyer giderdim. Ama şimdi neden böyle oldu anlamış değildim. "Annem is yerinden arkadaşının oğluyla bana bi randevu ayarlamış. Orayı gidip çocukla tanışmamı istiyo. Bende ne giyecegimi bilemedim. Daha önceden hiç bi erkekle buluşmadığım için de sana bi danışıyım dedim." Tahmin ettiğim gibi selin suan pic gülüşünü yapmıştı. "Oooo dudufdufduduf :D . Seve seve yardım ederim. Ben simdi size geliyorum. Ben gelene kadar hemen bi duşa al. Ve beni bekle." Tamam diyerek telefonu kapattım ve hemen duşa girdim. Su bedenimi rahatlatmıştı. Ne zaman sıkıntım olsa suyun altına girer saatlere orda dururdum. Ama şimdi bi sıkıntım yoktu aksine daha da mutluydum. Acaba neden mutluydum? Bonu hiç bilmiyordum. Duştan çıktım ve bornozla durup selin i bekledim. Selin gelince hemen odama geçtik. Ben hemen iç camaşırlarımı giydim. Ben onları hallederken selin elinde bi kaç parça kıyafetle baktı ve "Hemen dene" diyerek elime yapıştırdı. Selinle yıllardır arkadaştık ve herseyimizi beraber yapardık. Birbirimizin yanında her türlü iğrençligi yapmış kisilerdik bu yüzden onun yanında rahatça üzerimi degistirdim. Selinin verdiği siyah pantolon ve üzerine de yarım Beyaz tül gömleği giydim ama çok resmi duruyo diye geri çıkarttim. Onun ardından bordo kısa bi etek giydim üzerine de dar bordolu beyazlı yarım tisort giymistim. Bu da çok açık diye bundan da vazgeçtim. Sonra kendim baktım dolaba en arkalarda bi pantolon gördüm buz mavisi ve Yırtıklıydı hemen onu giydim üzerine de siyah askılı yarım tisort altına da siyah dolgu topuk ayakkabımi giydim saçımı selin duzlestirdi. Uçlarında sarı boyalar vardı ve cok tatli duruyodu. Sonra bi eyeliner çektim ve hafif parlatıcı sürüp odadan çıktım. Annem beni görünce hemen okuyup ufledi. Klasik anne dramı işte. Kızıma nazar değmesin amaçlı :D. Tam asansöre doğru giderken selin elinde parfüm şişesiyle geldi ve üzerime sıktı.
                         ***

Kafeye geldiğim de ahmet buğra adına yapılmış razervasyon vardı. Çocuğun adı ahmet buğra olduğu için hemen o masaya oturdum. Onu beklerken telefonuma biraz bakındım. Tam o sırada arkamdan bi el omzuma dokundu. Refleks olarak bende hemen ayağa kalktım ve arkamda ki çocuğa baktım. Kahverengi gözler , yeni çıkmaya başlamış sakallar,saçının rampası ve saçının ucundaki sarılık ,  kaslı kollar, baklavalı göbeği... üzerine giydiği siyah tişört ve kot pantolon gerçekten çok güzel olmuştu. Bu çocuk tahmin ettigimden daha da yakışıklıydı.

uzak , yakın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin