Gökkuşağı'nın Renkleri

18 0 0
                                    

1.Bölüm

Giriş.

Siyah bir pelerin daire şeklinde dizilmiş topluluğu yardı. Sırtındaki işlemede Büyük bir elin içinde tuttuğu ejdarha tomurcuğu denen parlak, kırmızı ve yuvarlak nesnenin motifi vardı. Kırmızı Cübbelilerin altındakilerin başı öne eğikti ve yüzleri karanlıkta kaybolmuştu.
Siyah pelirinin içindeki adam, siyah mermer zeminde ilerledi. Yüksek tavanlı ve çökük duvarlara sahip oda Karanlıktı. İnsanların oluşturduğu yuvarlağın ortasında Davut'un Yıldızı, açık camlarla süslenmiş tavana doğru bakıyor ve yaldızlı oluşu odayı aydinlatiyordu. Adam, yıldıza doğru ilerledi ve merkeze gidip ellerini dua edermiş gibi birbirine düz şekilde avuçlarini birleştirdi.

Yuvarlak şeklini almış topluluk tüyleri ürperterek ritmik ve melodik bir şekilde yabancı bir dilde birseyler mırıldandılar. Sanki bitmek tükenmek bilmeyen bir ayine hazırlık yapıyorlarmış gibiydi. Yuvarlak topluluğun etrafını saran mumlar duvarda gölgelere ve bazı gelip geçici bedenlerin görünmesine yol acıyordu. Ağır ritimle söylenen mırıltılar yükseldi ve merkezde olan liderleriymiş gibi görünen adam siyah pelerininin başlığını indirdi.

Parlak mavi gözlerinin etrafta dehşet ile suzulmesine yol açarak kırmızı pelerinlilerin iyice başını egmesini sağladı. Sert bakışları, elmacık kemikleri dışarı çıkacak kadar belirgin ve yüzü kokutucu derecede sertti. Bir lider olmak için oldukça genç duruyordu. Yirmili yaslarinin ortasinda olan bu adam sert yüz micazina ile etrafi tekrar süzdü. Siyah dalgalı saçları bu ışık altında koyu kahve gibi gözüküyordu. Ellerini tekrar birleştirdi;tepeden gelen kandil ışıkları yüzünü kısa bir süreliğine aydinlatırken kafasını aşağı eğdi ve siyah saçlari anlını kapadı. Müritler liderlerinin vahşi bir aslanın yemini yakalamak için attığı bakışlarından kurtulduklarında başları hafiften kalmıştı.

Topluluğun sesleri ani bir ritimle yükseldi. Yükseldi ve yükseldi. Derecesi korkunçtu elleri önlerinde Birleşmiş duran topluluk nefes almadan ayini söylemeye devam ediyorlardı. Mırıltılar ilahi bir ezgiye dönüştü. Liderleri elini tavandaki açık camdan görünen dolunaya uzattığında seslrer bir bıçak gibi kesildi. Siyah pelerinli adam yıldızın içinde ateş püskürten ve sanki sırtındaki işlemede olan tomurcugu isteyen bir ejderha gibiydi.

Biçimli dudakları acı çekiyormus gibi büzüldü ,mavi gözleri kısıldı ve tok sesiyle bağırmadan ama ürpertici derecede bir sakinlik ile konuştu.

"Bizi cehhennemden kurtar"

Bu yakarış, kibirli bir Yakarıştı. Yardım dilenmekten çok uzaktı. Bu sahne, tıpkı bir zamanlar melek olan Lucifer'ın cezalandırıldığı günü andırıyordu. Yeterince pişman değildi, aksine topluluktaki insanlar ile kendini attığı çukurdan gurur duyuyor ve her yerinden kibir akıyordu.

Lider ani bir hareket ile elini iki kere salladı ve topluluktaki insanların pelerinlerini cikarmalarini sağladı. Hepsini Süzerken aynı kibir ve soğukkanlılık ile dolup taşmıştı.

Ve"Osdinyas'a ödetilecek"dedi.

Yüzünde yanan bir beden ve kaybeden bir ruhun yıkılmışlık ifadesi yoktu. Küllerinden yeniden doğmuş bir şeytanın edası vardı.

"Ruhları ezilecek!"
"Bedenleri Çürüyecek!"
Lider elini yeniden dolunaya kaldırdı.
"Osdinyas Ölücek!"
Topluluk son kelimeleri ritmik bir şekilde tekrarladı ve adam başını, gümüş bir ışıkla zarifçe parlayan dolunaya çevirdi.

Höy sevgili okurlar. Fantastik bir hikaye ile karşınızdayım. umarım beğenirsiniz. Yorumlarinız benim için çok değerli bu yüzden abanın yorumlara. Seviliyorsunuz^-^

Zaman ayırdığınız için teşekkürler:)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 16, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gökkuşağı'nın RenkleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin