MACERALAR DIYARI

***

Kahramanımız,çok mutluydu.Takımlar,onu almak için adeta yarışıyorlardı.Teklifler uçuşuyordu havada,yükselmeler ardı ardına.Haydi siz de gelin bu kapışmaya...Ali,kız arkadaşının sevdiği takıma gidecekti.Onu kırmıyordu hiçbir zaman.Arkadaşlar,devamını yarın yazacağım merak etmeyin hepinize iyi geceler sevgili okurlarım...Ve yine geldim hepinize merhabalar okurlarım.Isteginizle hemen hikayeme geçebilirim.Bizimkiyle kız arkadaşı arasında takım uyuşmazlığı vardı.Bir kere söz vermişti.Ezeli rakibe transfer olacaktI.Oldu da.Orada maçta eski takımına gol atınca Paris taraftarları çileden çıktı.Sahaya girdiler ve bizim "Mark"a saldırmaya başladılar.Tartışmayı ayırmak zor olmuştu.Kufurler havada,tekme tokat dalmalar her bir tarafta okurlarım.Ali çaresiz,       Üzgün,pişman.Ali artık eski takımına da gidemezdi ki.Istese de gidemezdi.Mark,yani bizimki,        lisansını kaldırmaya karar vermişti.Paris taraftarları ezeli rakipleri ondan yoksun olacak diye sevinseler de,ne fayda!Kendilerine gelmeyecek diye uzulseler mi,yoksa se vinseler mi?Zaten kız arkadaşınin ona tatlı davranıyor diye başına geldi hep bunlar.Bir de onu lisansını kaldırdığından dolayi terk edince bizimki onun para Avcısı olduğunu anladı.Neyse,futbol hayatı en azından kazasız belasız bitmişti.Üzüntüler olsa da...Ali,zengindi ama huzurlu değildi.Hep hayalindeki okumayi istiyordu.Ondan başka bir şey düşünemiyordu.En sonunda bizimki,okumaya karar verdi.Diğer büyükler gibi,üniversite sınavlarına girip meslek okuyacaktı.Ders kitaplarını aldı,konu anlatımları çalıştı,sınav tarihi olan 18.09.2014"e kadar hazırlandı.Ali,86'lı idi.Hep yapmak istediği öğretmenlik mesleğini okuyacaktı.Zaten fransızcası da iyi olduğu için zorlanmadı.Okulunu okumaya başladı.Sınavı iyi geçti.Öğretmenliği de kazandı.Sınava iyi hazırlanmıştı bizimki!Üniversitede nice zorluklarla karşılaştı.Okudu,okudu,sınavını oldu ve öğretmenliğe,Bordoeaux'ya atandı.Fransa'nın bir eyaletidir kendileri.Bu hatırlatmayi yaptıktan sonra gelelim KahramanımızIn yeni hayatına.Nice zorlukları aşan,atlatan minik Ali,artık Fransa'da bir Tarihçi idi.Sevdiği mesleği yapıyordu.Varsın devletten futbolda takımlardan çok maaş aldığı gibi bol maaş almasın.Varsın sadece yatağı,salonu,yemek yiyebileceği,yapabileceği bir mutfak parası,ev parası olsun elinde,yemeklik para olsun elinde,ama inadına mutluydu hayata.Çok huzurluydu.Inadina gülüyordu ogrencilere.Bir melek gibi temiz olmalıydı adeta.Bundan daha iyi ne olabilir ki hayatta?Söyleyin bana söyliyeyim sana...Öğretim görevlisi olarak işe başlamıştı Ali.Puanı çok yüksekti.Belki ileride öğretim alanı hakkında lisans yapmak için başka ülkeye giderdi.Kim bilir.Tarih konusunu bilirsiniz.Sırlar vardır içinde bir dolu çözülmeyen.Olaylar böyle olunca,karşıt göRüşlüler de çoğalmıyor değildi.Bizim artık hocamız olan Ali'ye itiraz edenler çoktu.Ali'nin öğrencilere gösterdiği aşırı hoşgörü ve ilgiden yararlanarak bir hocaya yani ona böyle dikLenip karşı gelebiliyorlardı.Onun sözlerine böyle karşı çıkıp,aksini iddia edebiliyorlardı.Böyle davranmaları bir öğretmenin gücüne gitmez miydi?Ama Ali'nin gitmiyordu."Onların da bilmeye,karşıt görüşü ifade etmeye hakkı var" diyip onlara karşı hoşgörülü oluyordu.Öğrenciler bundan iyice yararlanıp hocanın tepesine çıkıyorlardı.Ta ki Ali Öğretmene yapılan artık bardağın taŞtığı harekete kadar:Bir öğrenci Öğretmenine dedi ki:"Hocam siz bu konuda bir şey bilmiyorsunuz,o konu öyle değil"dedi.Ne?Dediğinizi duyar gibiyim aynen öyle dedi.Ve daha bir sürü.Sonunda Ali,birine bir diske vurmayan öğretim görevlisi Ali.Ona vurdu!Öğrencinin şikayetiyle olay mahkemeye gitti."Hocam size hiç yakışıyor mu?"Sözleri havada uçuşuyordu.Bakalim öğretmenimizi başka ne maceralar bekliyor?Göreceğiz...