Part 1

175 4 0
                                    

 (Yazar Notu : Okurken daha heycanlı/ eğlenceli / sürükleyci artık hangisini tercih ederseniz o olsun diye her bölümün başına şarkı link koyacağım. Önce şarkıyı açın daha sonra okumaya başlayın :D Umarım böyle daha güzel olur. İlk bölümün şarkısı ; Eminem - Beautiful [Yorum Yapmayı Ve Oylamayı Unutmayınız Pls ^_^] )

 Her zaman yaptığı gibi zil çalınca sınıfındaki boş sıralardan birine geçti ve kitabını açtı. Alexandra Leary. Lise iki öğrencisi . İçine kapanık , asosyal , hiç arkadaşı olmayan , hayal kurmayı seven ve müzikle yatıp kalkan biri. Sınıfın en havalı kızı Emily , "Neden başka bir yere geçmiyorsun?" dedi alaycı bir tavırla. Alexandra onunla uğraşmak istemiyordu. Kitaplarını aldı ve arka sıralardan birine geçti. Alexandra hep böyleydi. İnsanlarla uğraşmak istemezdi. Bu yüzde ne zaman ona bulaşan biri olursa hemen oradan kaçarmışçasına uzaklaşırdı. Bu yüzden sınıftaki bütün kızlar ve okuldaki bir kaç kız onunla korkak veya sürüngen diyerek alay ederlerdi. Yine açtı karalama defterini. Hayallerini karalıyordu her zamanki gibi. Bayan Sarah sınıfa girdiğinde kızgın görünüyordu. Alexandra , kaşlarını kaldırıp Bayan Sarah'ya beş saniyeliğine baktı. Ardından tekrar defterine kapandı. Alexandra , mavi gözlü siyah saçlı bir genç kızdı. Güzeldi aslında. Fakat pek bakımlı sayılmazdı. İstesede olamazdı. Parası veya ona para verecek kadar zengin bir ailesi yoktu. Güzel olmasına rağmen hiç sevgilisi olmamıştı. Hiç arkadaşı olmadığı gibi. Ona çıkma teklifi eden birileri olsada kabul edeceğini pek sanmam açıkçası. Bugün , mavi , kısa kollu , üzerinde "Don't Smile :( " yazan tişörtü , siyah kot pantolonu , siyah kapşonlu hırkası ve geçen seneden beri , yaz kış giydiği siyah converseleri vardı. Yeni şeyler almıyordu. Aslında alamıyordu. Çünkü annesin yük olmak istemiyordu. Aslında tek sorun bu değildi. Annesine söylese bile alacak kadar parası yoktu veya olsa bile almazdı. Pek , aslında hiç ilgilenmezdi Alex'le. Genelde , yani her zaman sırf ayakkabıları yüzünden de dalga geçerlerdi onunla. Aslında Alex kimseye bulaşmazdı. Nedir bu nefretlerinin kaynağı? Alex'de bu sorunun cevabını bilmiyordu. İnsanlar genelde kıskandıklarıyla dalga geçerlerdi. Ama Alex'in kıskanılacak bir yanıda yoktu. Bayan Sarah , hafif yüksek bir sesle "Kitaplarınızın yirmi dördüncü sayfasını açın ve hemen okumaya başlayın. Ben hemen geleceğim." dedi ve sınıftan çıktı. Sınıf , Bayan Sarah sınıftan çıkar çıkmaz dedikodu yapmaya , birbirlerine uçak fırlatmaya veya sevgililerine mesaj atmaya başladı. Alex ise Bayan Sarah'nın dediğini yapıp kitabının yirmi dördüncü sayfasındaki kısa hikayeyi okumaya başladı. " Ally annesini çok seviyordu , Anneside onu. Ally , anneler gününde , biricik annesine güzel bir hediye almayı planlıyordu . Bunun için babasının yanına gitti ..." blah blah blah. Mutlu bir aile . Alexandra'nın sahip olamadığı bir şeydi bu. Aile bireylerinde hergün bir gülen yüz , hep pazar evde toplanıp Monopoly oynamak , birbirlerinden bir şeyler isterken farklı farklı sevgi sözcükleri kullanan bir anne ve baba , evin içinde oyuncak arabasıyla koşuşturan bir erkek kardeş. Alex , bunların tam tersi bir aileye sahipti. Her aile bireyinde asık surat , her akşam kendi aleminde olan ile bireyleri , alkolik bir anne , ailesini terkedip giden ve FBI tarafından aranan bir baba , çocukluğunu yaşayamayan beş yaşında küçük bir erkek kardeş. Alex nefret ediyordu. Herşeyden ve herkeste. Yinede katlanıyordu. En azından katlanmak zorundaydı. Bazen "Acaba şuan ölsem beni umursarlar mı? Ne saçmalıyorum ki ben . " diye düşünürdü kendi kendine. Ama unuttuğu birşey vardı. Acaba onuda seven birileri var mıydı? Tek bir kişi bile. Belki vardı belkide yoktu. Yinede bildiği tek bir şey vardı. Ne olursa olsun , herkesten nefret ediyordu.

Help Me - I need itWhere stories live. Discover now