1979 EKİMİNİN sisli bir cuma akşamında 26 yaşında bir halı döşemecisi olan Roy Fulton, otomobiliyle eve dönüyordu. O gün izlediği atıcılık yarışını düşünüyordu. Stanbridge'in köyü Bedfordshire'a yaklaştığında yol kenarında otostop yapan genç bir adam gördü. Adam, beyaz bir gömlekle siyah bir pantolon giymişti. Bay Fulton, genç adamın önünde durup, ona nereye gitmek istediğini sordu. Genç otostopçunun bu soruya cevabı ise, konuşmaksızın yalnızca Dunstable yönünü göstermek oluyordu.
Sonunda otostopçu yine tek kelime konuşmadan otomobile bindi. Bay Fulton, adamın bu tavrı karşısında hiç şaşırmadı. Çünkü deneyimlerine dayanarak, bazı otostopçuların konuşmayı pek sevmediklerini biliyordu. Bir yandan da yabancının sağır ve dilsiz olabileceğini düşünüyordu. Uzun bir süre birbirleriyle hiç konuşmadan yol aldılar. Sonunda Bay Fulton aradaki soğukluğu gidermeye karar verdi. Fulton, şöyle anlatıyor:
"Ona sigara ikram etmek için döndüm. Adam yok olmuştu. Fren yaptım. Her tarafı araştırdım. Hiçbir yerde yoktu. Hemen otomobilimi çalıştırdım ve çılgınlar gibi oradan uzaklaştım."