SELAMMMM...OKUYUCU SAYISINA BA-YIL-DIM.DAHA İLK HİKAYEM OLMASINA RAĞMEN 104 OKUMA 7 VOTE GELMİŞ.BU BENİM İLKİM OLDUĞU İÇİN BÖYLEYİM.UMARIM ZAMANLA ARTAR.NEYSE FAZLA SIKMADAN SİZİ HİKAYEYLE BAŞ BAŞA BIRAKAYIM.... ;)
Kalan derslere girmemeye karar verince arka kapıdan sokağa doğru çıktım.Biraz ilerleyince yolda bulunan banklardan birine oturdum ve minik cebimden binbir çabayla sigara paketimi çıkardım.Paketten bir dal çıkarıp. dudaklarımın arasına alırken aynı anda çakmak bulmak için yeniden minik ceplerimi deşmeye başladım.Ve...BİNGO...sigara içiyorum ama çakmağım yok.Neden mi?Çünkü sabah çakmağımı Justin'e kaptırmıştım.beni girişte içerken gördü ve 3 tane sigaramı ve çakmağımı sömürmüştü egosu beyninden büyük ahmak...Gerçi beyni olduğundan da şüpheliydim...neyse.
Tam sigarayı umutsuzlukla ağzımdan çıkarıp kutusuna koyacaktım ki gözlerimin önünde siyah,ince bir çakmak gördüm.kafamı her zaman hayal ettiğim şeyi yapmak için drama filmelerindeki gibi yukarı kaldırdım ve kim olduğuna baktım.Simasını hatırladığım bir çocuktu.bizim okuldan olmalıydı.dudaklarımdaki sigarayı aldı ve dudaklarının arasına sexy bir şekilde yerleştirip sexy bir şekilde çakmağı yakıp sexy bir şekilde siagarayı yaktı ve sexy bir şekilde dudaklarıma yerleştirdi.
evet,burda vurgulamak isteiğim şey ; çocuk çok sexy!!!!!1!!!1!!!!!1!!!!
Zorla gülümseyerek '' T-teşekkür ederim.....otursana...'' demeyi başardım.Ellerini taytımdan daha dar pantalonunun ceplerine koydu ve usulca yanıma oturdu.(cümleye bak asdasdasdas).Hemen ellerimi ceplerimi koydum ve paketten bir dal çıkardım.elimden sigarayı alp dudaklarına götürdü ve ''yaklaşır mısın?'' dedi.WTF? Tereddütsüzce ona yaklaştım çünkü öpse bile karşılık verecektim.Aman Tanrım bugün sürtüklüğüm tavan yaptı...Havalı bir şekilde sigaralarımızı birbirine değdirdi ve kendininkisinin yanmasını sağladı.Yeşilin en açık tonu olan gözleri ve alnına tek tek düşen bukleleriyle kusursuz bir görüntü sağlıyordu.Sigarasını içine çekti ve başını yukarı kaldırırken dumanını dışarı üfledi.Ve ben kalp krizi geçirdim.
Ben onun sexy yüz hatlarını ve kahverengi buklelerini incelerken aniden bana döndü ve ''Ben Harry.'' dedi.Gözlerimi hızla kırparak girdiğim 'harry transı'nın geçmesini sağladım.Bana soran gözlerle bakınca adımı söylemem gerektiğini anladm ve ''Ben de Faith.''dedim.Yüzüne yamuk bir gülümseme yerleştridi ve kıvrık dudakları konuşmak için aralandı.’’Faith.Güzel isim’’
Normal şartlarda teşekkür ederdim ama içimden kibar olmaya dair hiç bir dürtü gelmiyordu.Aslında çağmağını benimle paylaşmış olması da pek bir şey ifade etmiyordu,sanırım.’’sessiz mi kalacaksın?’’diye sordu rahatsız edici sessizliği bozamak için.Dudaklarımı büktüm ve ‘’Ne söylememi istersin?’’dedim.Bu kes susma sırası ondaydı.Aniden ‘’Seni tanıyor muyum?’’diye sordum.Biraz düşündü ve ‘’bazı derslerimiz aynı….Tarih mesela’’ dedi.Kaşlarımı çattım ve ‘’Üzgünüm.Derslerde hep uyurum,özellikle de Tarihte.’’dedim.Gülümsedi ve ‘’Biliyorum,o kadar derin uyuyorsun ki yanında oturduğumun farkında bile değilsin.’’dedi.Gülümsememi serbest bıraktım.Sevimli bir çocuk olduğu kesindi ve ben onu daha önce farketmediğim için tam bir aptaldım.
Düşünsenize,yanımda oturuyormuş.
Ya-nım-da...
Tamam gerçekten kötü hissetmeye başladım.Bundan sonar derslerde en azından yanımda outran çocuğa baktıktan sonar uyumaya karar verdim.
‘’okula gidelim mi?’’ dedim.Kaşlarını büzdü ve yüzünü buruşturdu.’’okul mu?HAYIR…aslında daha cazip bir fikrim var;kafeye gitmeye ne dersin?’’ dedi.Onun teklifi daha mantıklıydı.Ayağı kalkarken bakışlarım üzerine kenetlenmişti.Gözlerindeki parıltıya anlama vermek zordu.Ne düşündüğünü belli etmeyen bir maske takınmıştı yüzüne.Belli ki ‘yanımda oturan çocuk’ rolünü başarıyordu.Ontario,kafeleriyle ünlü bir yer değildi ama oldukça şirin bir yere gelmiştk.Koyu renkli hasır sandalyeler ve örme masalarıyla duvarları cam kaplı,küçük,şirin bir yerdi.Bir masaya oturup menüleri incelemeye koyulduk.
İçeceklerimize karar verdiğimizde Harry siparişlerimizi vermek için siparişlerin verildiği tezgaha doğru ilerledi.Ben de onun minik sexy popusunu incelemeye koyuldum.Ahhh, kendimden nefret ediyorum.Kafamı eğip Harry’yi beklemeye başladım.Tanıdık bir ses ‘’selam’’deyince kafamı kaldırıp kim olduğuna baktım.
Ahh…..Justin.
‘’Beni mi takip ediyorsun?’’dedim.İğrenç yüzüne yarım ağız bir gülümseme yerleştirerek ‘’Burası benim mekanım.’’ dedi