Yine kabus görerek uyanmıştım. Annemlere belli etmek istemiyordum,saat sabah 6'ya geliyordu normalde bu saatte işe gitmek için hazırlanıyor olurdum. Kendime bir kahve yaptım ve bahçeye çıktım,güneş doğmak üzereydi ne yapacağımı bilemez,çaresiz haldeydim. Annem,yanıma geldi ve salıncağa yanıma oturdu. "Ben mi uyandırdım?" "Yok kızım,kardeşin okula gidecek onun için kalktım." "Doğru ya,okullar açılacak bugün." "Sen yine mi kabus gördün?" "Evet anne. Ufak bir kız çocuğu,anne kurtar beni diye bağırıyordu. Yapamadım.." dedim ağlamak istemiyordum ama yine hıçkırıklara boğuldum. Annem bana sarıldı,"Geçecek tatlım,senin yapabileceğin bir şey yoktu." "Daha cinsiyetini bile öğrenmemistik ama bebeğimi koruyamadım anne.." "Senin hatan değildi." "Benim suçumdu anne. Deniz beni uyarmıştı,dinlemedim bisiklete binip.." boğazım düğümlendi,ağlamaya devam ettim. "O arabanın sana çarpacağını nereden bilebilirdin ki." "Biraz bekleseydim Deniz arabayla dışarı çıkaracaktı inat ettim. Şimdi o da benden nefret ediyor." "Hayır tatlım senden nefret etmiyor. O da bebeğini kaybetti,biraz anlamaya çalış." "Boşandık anne,benden nefret etmese beni bırakmazdı." O sırada kardeşim yanımıza geldi "Bayanlar kimin dedikodusunu yapıyoruz." dedi ve aramıza sokuldu. O hep vurdumduymaz olmuştu hayata karşı. Hiçbir şeyi dert etmezdi. "Kıskanırım ama anne kız böyle oturmussunuz." "Ufaklık senin okulun yok mu?"dedim gülmeye çalıştım. "Var ama ablam ve annemle kalmak istiyorum." Annem hemen araya girdi "İlk günden olmaz,git okula Suna." "Offf,peki anne. Hazırım zaten gideceğim." Kardeşimi okula yolcu ettik ve kahvaltıyı hazırladık. Ve telefon çaldı,hayatımı bir gün değiştirecekti bu konuşma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZÜN KÖŞKÜ
General FictionTuğçe,hayatında sahip olabileceği en güzel şeylere kavuşmuştu. İyi bir iş,mükemmel bir eş. Hayattan daha ne isteyebilirdi.. Ta ki hayatını değiştiren o kazaya kadar..