#45

1.2K 89 26
                                    

Kris: Herkese merhaba

Jongdae: Sonunda geldi pezevenk.

Kris: Kime pezevenk diyon sen?

Jongdae: Sanaa~

Suho: Kris, dikilmede
geç otur şuraya.

Kris, Suho' nun
dediği yere oturdu.

Sehun: Kris!

Kris: Ne!?

Sehun: Dökül bakalım.

Kris: Neyi döküleyim?
Zaten Suho herşeyi
grupta anlattı ya.

Suho: Bunu yapmak
zorunda değilsin Yifan.

Kris: Hayır, zorundayım.

O an Tao' ya baktı.
Içi burkulur o an.
Ağladığı belliydi.
Her anda anlayabilir gibiydi. Kris, kendi kendine kızdı.
Tao ayağa kalktı.

Tao: Kris.
Bak.
Ben seni seviyorum.
Biliyorum, bu senin hayatın.

İstediğin kişi ile birlikte olursun. Sevdiğin kişi ile birlikte olursun.

Ama o kadını tanımadığına eminim. Onu tanısaydın bile onunla olmazdın.
Çünkü seni az çok tanıyorum. Senin şeyin değil işte, tipin.

Hayatını mahvetmene
izin veremem.
Beni seçmeyeceksen bile en azından istediğin kişi ile ol.

Sırf ailenin isteği diye
kendini parçalama.
Hem kendini hem de
bizi pişman etme.

Tao gözyaşlarını tekrar bırakır.

Kris: Ne yapabilirim ki?
Okul desen 1 ay sonra mezun olacağım.
Ya sonra?
Onunla evlenmek zorundayım.

Do: Beynini mi yıkadıklar senin? Zorundayım da zorundayım.  Eğer bir daha zorundayım dersen vazolardan birini
kafanda bulursun ona göre.

Chanyeol: Tamam, sakin ol baykuş.

Do: Bana baykuş deme!

Chanyeol: Tamam demem. Sakinleş sen bi.

Kris: O kadar konuşuyorsunuz
da bari ne yapabileceğim hakkında birşeyler
söyleseniz harika olur.

Minseok: Kocaman adamsın, sağlıklısın, notların iyi, elinden işte gelir. Kendi geçimini sağlayabilirsin.

Kris: Tek başıma birşey yapamam.

Do: Hadi ama Kris.
Tao ilanı aşk etti bile.
Seninde artık
onu sevdiğini söylemenin
zamanı geldi de geçiyor bile.

Suho: Bencede.

Tao: Ne!?
Gerçekten de
beni seviyor musun?

Küçük bir gülümseme
belirdi, yüzünde.

Kris: Evet, seni seviyorum.
Hep sana yakın olmaya çalıştım. Şimdi ise işler karıştı işte.
Aklım karışık, çok karışık.
Ne yapmalıyım?

Tao: Beni gerçekten
de seviyor musun?

Kris: Evet.
Evet.
Seni seviyorum.
Seni çok çok seviyorum.

Tao: O zaman onunla evlenme. Ben seninle olurum.
Ailene o kadar çok
mu ihtiyacın var?

Kris:  Üff!
Bilemiyorum.

Tao: Benle birlikte olmak istemiyor musun?

Kris:  İstiyorum.
Herşeyden daha çok hemde.

Tao: O zaman dediklerimi yap.

Kris: Hadi yaptım.
Hadi iş buldum.
Herşey o kadar kolay değil.

Aileme onunla evlenmeyeceğim dersem beni kapı dışarı edecekleri belli.
Sonra nerede kalırım?
Senin evin olmaz, ailen var.

Sehun: Bende kal.

Kris: Ne?

Sehun: Burası benim evim.
Ailem dünya turunda.
Eve gelmezler.
Gelseler bile sorun etmezler. Benimle ev arkadaşı olabilirsin.

Kris: Aslında,
harika olur.
Evlenmek zorunda kalmam.

Suho: Sana iş bulurum.

Tao: Peki, şimdi

Kris, Tao' nun konuşmasını bitirmesine izin vermeden
onun dudağına
küçük öpücük kondurur.
Tao biraz şaşkınlıkla durur.

Kris: Çıkmayı boşver,
Tao benimle evlenir misin?

Tao: Burada böyle
evlilik oluyo mu ki?

Kris: Ayarlarız bi şeyler canım. Cevabın?

Tao: Olur.

-Tam öpüşmek üzere iken,
Kai: Hoop hoop.
Yavaş.
-Demesinin üzerine dururlar.

Lay: Ben hiç bir şey anlamadım. Bunlar kavga ediyorlardı
şimdi evlenecekler.
Ne oldu?

Luhan: Bu sefer anlamamakta haklısın. Çok hızlı gelişti.

Chanyeol: Eee,
gene bize gerek yokmuş ki. Kendileri hallettiler.
Sen değil bro, senin sayende
Kris Hyung' un kalacak yeri var.

Sehun: Bana kahvaltı yapsın yeter.

.

Burada biter.
Görüşürüz.

ChanBaek TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin