Merak Beni Sararken

13 3 0
                                    

                    Kafenin kapısından geçerken içerinin ferahlatacı havası zihnimi açmış beni rahatlatmıştı.Kafede bizi Coşkun,Nisa,Ayşegül, ve batu bekliyordu.Masaya oturduğumuzda birbirimizle günaydınlaştıktan sonra hepimiz birer kahvaltı tabağı söyledik ve konuşmaya başladılar.ben arada bir 'hııı,aynen ya,bence de öyle'filan diyordum.Nelerden bahsettikleri konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu.Hayatım hep moloton geçmiş hiç bir şey olmamıştı hayatımda.Nedenini bilmiyorum ama sanırım çok büyütüyordum gözümde o yazıyı yani ne de olsa bu bir ilkti.Benim zihnimde neler geçtiğini bilmeyen ve yanımda konuşan arkalaşlarımda bir süre sonra benim sessizliğimi fark etmiş,bana ne olduğunu sormak için dürtüklemeye başlamışlardı.

'Eylül,arkadaşım,ne oldu sana uzaydan kanatlı unicornlar geldide sana  çözmen için bir devlet sırrımı verdiler'dedi Batu.

                    O ana kadar bana bir sürü şey söylemiştiler fakat bu gerçektende ilgimi çekmişti.Hayır,hayır unicornlarla ilgili olan değil 'devlet sırrı'demesiilgimi çekmişti.Bana ateş basıyor,duvarlar üzerime geliyordu sanki.Ben doyduğumu söyledim ve hesabın bana düşen kısmını masaya bıraktım ve hızlı adımlarla kafeden çıktım.İlk başta tempolu koşu gibi giderken bir anda atletiktik koşuda son sırada kalmışta en öne geçmek için son gücümle koşmaya başladım.

                    Fenerin yanına giden yolda yokuş aşağı olduğu ve bende Sonic Boom'a döndüğüm için fenere yaklaştığımda duramadım ve fenere yapıştım.O anda çantam yere düştü fakat merak duygum o anda düzen duygumu bastırıyordu.Hemen başımı kaldırıp denizin kenarında olduğu için rutubetlenmiş duvara baktım.Fakat yazı orada değildi.Fenerin her santimine baktım fakat hiç bir şekilde bulamadım o yazıyı.o an okadar yıkılmıştımki sanki dünyanın bütün yükü üzerimdeydi o anda.Sırtımı fenerin rutubetli duvarına dayayıp dizlerimi yavaş yavaş bükerek yere oturdum.Ellerimi saçlarımın arasına daldırıp saçlarımı geriye attım.Sonra ellerimi yüzüme koyarak kendi kendime kızmaya başladım oturduğum yerde.

                    O an beni ne bir gökkuşağı saçan ve bana şirin bir suratla gülümseyen bir bulut,nede televizyondan çıkan Gumball mutlu edebilirdi.sadece kafama nedenini bilmediğim bir biçimde çok fazla merak ettiğim o yazı mutlu edebilirdi beni.

                    Yere saçılan eşyalarımı toplamak için ileriye doğru dizlerimin üzerinde gitmeye başladım ve çantamı alıp eşyalarımı toparlamaya başladım.Tam mendilime uzanıp almıştım ki birde yerde ne göreyim.o yazı.Çok mutlu olmuştum.Hemen okumaya başladım.Aynen şöyle yazıyordu...


Eylül'ün SırrıWhere stories live. Discover now