Sen Gülünce...

86 4 1
                                    

Wattpad'de aranızda yeniyim. Aslında paylaşıp paylaşmamak arasında kaldım bu hikayeyi. Umarım beğenirsiniz.

"Artık yürüyemiyorum biliyorum anne. Ama bende evde ders almaktan sıkıldım.Engelliyim diye beni dışlayacaklar biliyorum. Bende bir genç olarak yeni arkadaş ortamına katılmak istiyorum. Lütfen." Tekerlekli sandalyemde zorlukla kıpırdayıp mutfağa doğru tekerleklerini var gücümle ittirmeye başladım. Soluk soluğa mutfağa vardığım da,annem elini kırmızı beziyle kuruluyordu. Suratından üzgün olduğunu anlamak zor değildi. Bende öyleydim. Ama insanların bana acımasını istemiyorum.Kimsenin yardımına ihtiyacım yok. Yıllar önce bacaklarımı kaybetmiş olmam kişiliğimi kaybettiğim anlamına gelmez.

 "Bu senin suçun değil,4 yıl önce sana çarpan bir körpenin suçuydu.Hiç birimiz senin böyle üzgün kalmana dayanamayız. Ama biliyorsun ki bu 4 sene nasıl evde ders aldıysan,devam edebilirsin. Azıcık dişini sıkman gerekiyor."  Ne kadar uğraşsa da ikna olmayacağımı biliyordu. Artık üniversiteli bir genç kızdım. Herkes gibi eğlenemesem de kendi çağımda bardağın dolu kısmına bakıyordum.

"Kararımı değiştirmeyeceğimi biliyorsun.Diplomamı alıp bir meslek sahibi olacağım.Mesleğime başladığımda kendi paramı kendim kazanıp,fizik tedaviye gideceğim." İnadım tutmuştu.Yapacaktım. Benim adım Pınar’sa bende o üniversiteye bu sandalyeyle gidip,okuldan mezun olurum.

***

Çantamı ne kadar zorluklada olsa,bir türlü arkama sıkıştırdım ve evden çıktım.Annem bana elektrikli sandalyelerden alabilmek için bir işe başlamıştı. Sandalyemi aldı ama şuanda taksitlerini ödemek için çalışıyor.Bu şeyler her yerde pahalı. Elektrikli sandalyemle okula gitmek yerine el yordamıyla olan sandalyemi tercih ettim.Kimse için kibarlık yapmama gerek yok değil mi? Şimdi neden kendin gibi olan insanların okuluna gitmiyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Ama istemiyorum. aşklar. Ama biliyorum ki bana okulda sevgiyle bakmak yerine aşağılayacaklar. Cidden. Bunu neden istemiyorum bende bilmiyorum. Bugüne kadar hep üniversitede ki ilk günümü merak ettim.Yeni insanlar,yeni kişiler. Belki de yeni Alışman lazım Pınar. İşimiz var.  Köşede durup düşünmeye devam ettim. Cidden aşağılarlar mıydı beni? Yoksa ezerlermiydi? En iyisi bir süre kimseyle konuşmamak.

Sırtımı neredeyse oyacak olan çantamın bir kolunu çıkarıp tek kol kullanmaya çalıştım. Sanki biri tek kol çanta taktığımı görüp umursayacak ya.. Benim ki de umut işte.  Tekerlekleri döndürüp okula girdim. Üzerimde ki yarı tuhaf bakışları umursamamak için çok çaba sarfetsem de bir an önce müdürün odasını bulmam lazımdı. O da bana yaratıkmışımcasına bakarsa nerelere gideceğimi bilmiyorum cidden. 'Müdür Odası' yazan kartı okuyup,kapıyı tıklattım. İçeri gelmemi söyleyen sesle beraber,tekerleklerimi döndürüp masaya doğru ilerledim.

"Merhaba ben bu okulun müdürü Osman. Sende Pınar olmalısın değil mi?" Uzattığı eli sandalyeden uzandığım kadarıyla sıkabildim.

"Evet. Ben Pınar Kırcan."

"Memnun oldum Pınar. Seninle özel olarak ilgilenmesi için birini bulacağım." Ellerini masada birbirinin üzerine kenetledi.Bu sırada kapı çaldı. Kim gelecekti? Veya bana kimi ayarlayacaktı? Büyük ihtimal yüksek not almak için kıymetlisini yırtan yalaka bir inek. Ya da bir öğretmen. Kim gelebilir ki? Takım kaptanı mı? Hah. Gülmek için sırası değil çocuklar.

"İçeri girebilirsin." Müdürün söylediği sözlerle birlikte,kırmızı formasıyla içeri dalan bir çocuk dikkatimi çekti. Aslında bütün benliğimi ona çekti. Onda bir şeyler vardı. Alnından akan seksi ter damlasından bahsetmiyorum elbette. Sulanmayın kızlar. Sanki tanıyormuşum gibi,ilk defa görmemişim gibi hissediyorum.

"Ah,gel Toprak. Bende seni bekliyordum." Kapıyı kapatıp,içeri hantal basketbol ayakkabısıyla giren çocuğu süzdüm. Demek adı Toprak’tı. Güzelmiş.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 15, 2013 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sen Gülünce...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin