Her sabah olduğu gibi güneş perdemin aralıklarından beni uyandırabilmişti . Günlük işlerimi halledip okula yolumu aldım . Bugün biyoloji sınavların sonuçları açıklanıyordu ve tanrı'ya yemin edebilirim ki sadece "F" alsam yeterdir . Sınıfa girdiğimde gözüm bu sınıfta hatta bu okulda ilk sefer gördüğüm kumral saçlı bir çocuğa takılmıştı , sanırım yeni bir öğrenci daha. Arka sıralardan birine oturmuş - hemen kaynaşmayı başardığı- arkadaşlarıyla konuşuyordu. Uzun süredir kapıda dikildiğimi fark ettiğimde çantamı düzelttim ve yavaş adımlarla sırama doğru ilerledim.
Tam kumral saçlı çocuğun yanından geçerken bir ıslık sesi duymamla şiddetle arkamı döndüm. Yanındaki bir kaç çocuk ve o yılışık hareketlerle bana bakıyorlardı. Öfkeyle tısladım ve yerime oturdum. Çantamdan kitaplarımı çıkarttım. "Monsakkaritler " adlı konumuzun 13. sayfasını açtım ve Bayan Dear'ı beklemeye başladım. Herkesin gözü benim üzerimdeyken bu pek mümkün olmuyordu. Nedeni ise sevgili arkadaşımız Mike'ın ortaya aslı olmayan bir şeyler atmasıydı. Yanıma en yakın arkadaşım Hope oturduğunda heyecanla bana döndü. " Çok yakışıklı değil mi? " dediği şeyi anlamamışcasaına bir bakış fırlattım ona.
Sıkıntıyla yanaklarını şişirdi. " Adı Justin olan şu Kumral , bal rengi gözlü çocuktan bahsediyorum " Ah Hope! Bu sefer ben yanaklarımı şişirdim. " Ondan banane " Hope bana doğru şaşırmış bir şekilde baktı. " Banane mi? Justin sana bakıp duruyor. Ve sen bunun farkında değilsin ....." dedi ve elini şakaklarına götürüp ovmaya başladı.
" Saçmalamayı kes Hope. Baksa bile umrumda değil. Özellikle hakkımda sürtük dedikoduları çıkmışken " bir kaç dakika sonra Bayan Dear sınıftan içeriye girdi ve bizi süzüp tahtaya yöneldi.
Dersin ilerleyen dakikalarında Bayan Dear büyük diyah çantasından sınav kağıtlarını özenle çıkardı ve masansına yerleştirdi. Sınav kağıtları tek tek okunurken birden adımımı duymamla ayağa kalktım. " Kelsey Stevan -F" şaşkınlıkla yerime çakılmış bir şekilde Bayan Dear'a bakıyordum. Tanrım! Ben ve -F!
Lanet çeneni kapa artık kadın! Güç kontrolü dersindeydik ve Bayan Dear bir türlü susmak bilmiyordu. Mike ve benim hakkımda konuşulanlar canımı sıkarken birde bu eklenmişti ne harika değil mi? Zilin çalmasıyla Tanrı'ya şükürlerimi sundum.Tam sınıftan çıkıyordum ki arka sıralardan iki kişinin benim hakkımda konuşmasını duydum.
"Kelsey işte ondan tam beklenecek bir davranış " dedi esmer olan. "Kütüphane de mi? Hayır pek sanmam" dedi mavi gözlü olan. " Bir düşünsene orada normal biriyle değil. Mike ile yanlızdı Angela. " dedi esmer olan tekrardan ardından da kahkahalarla güldü. " Doğru. Lakabı sürtük Kelsey' e çıkacak"
Kendimi daha fazla tutamıyordum. Vücudumun ısınmaya başladığını hissettiğimde kendimi dizginlemeye çalıştım ama olmuyordu. Ben daha çok sinirlenirken aynı zaman da gök gürlüyor ve şimşek çakıyordu. Bir hışımla ayağa kalktım ve kızlara doğru yürüdüm. Her adımımda şimşek daha hızlı çakıyor ve cam olan her şey patlıyordu. Kızlar bana korkuyla bakarken hiç bir şey umrum da değildi.
"Sen ne dedin sürtük?" konuşmamış resmen hırlamıştım. Kızlar korkuyla titrerken hayalimden acı içinde boğulduğunu geçirdim.
" Ben mi sürtüğüm! Seni burada parçalara ayırırım" diye tekrar hırladım. " Yemin ederim öyle demek istemedim" dedi mavi gözlü kız geri çekilirken esmer olan ise hala acıyla kıvranıyordu.Justin ise tüm olanları büyük bir sırıtışla izliyordu.
"Seni yemin ederim öldürürüm. beni anladın mı? Diye hırladım tekrardan. Kızın üstüne odaklanmışken birden kendimi karanlık ve kurak bir yerde buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KEHANET
Mystery / ThrillerGeleceğin ne getireceği Tanrı'nın bize ne sunacağı belli olmaz. Ama tek bildiğim bir şey var ki o da her acıdan sonra bir ödülün geldiği. Cesaretle bizi bekleyen olayın karşısında durdum. Onun elini tuttum ve gülümsedim. " Korkma biz birbirimize aid...