Ağrıtan Geceler

29 4 1
                                    

Bir, Eylül gecesiydi. Bir hafta önceden neler olabileceğini tahmin etsem de bu ayrılık derinden sarsmıştı beni. İnceden ölüyordum sanki, yüreğimdeki sızının dinmeyeceğini düşünsemde çevremde dostum olarak dillendirdiğim insanlar, bir gün dineceğini bu günleri ileride gülerek hatırlayacağımı söylemişlerdi. Her zaman güvendiğim insanlara yine güvenmek istesemde, içimdeki yaranın geçebileceğine hala inanmamıştım. Şimdide o geceye dönelim..

 Dediğim gibi bir hafta boyunca ki soğuk davranışların, benisememelerin bir anlamı olduğunu anlamıştım. Hazırlamıştım kendimi bu vedaya. Ama yinede sol yanımın bu kadar ağrıyabileceğini düşünmemiştim. Davranışları beni üzmekten ziyade sinir eden bir insanla yüzleşme vakti gelmişti artık. Ufaktan bu hal ve hareketlerin sebebini sorsamda, konuyu değiştirir güler geçerdi. Ağrıma giderdi ama söyleyemezdim. Beni bırakmasını göze aldığım vakit isterse bitirebileceğini söylemiştim. O mesajları belkide isteyerek yazdığımı sanmıştı. Ama ben gözlerimden bardak boşanırcasına akan yaşlarla son kelimelerimi yazıyordum ona. Ben ona bitirmesini söylediğimde ortada zaten bir ilişki olmadığını söylemişti. İşte tamda o zaman beni bıraktığını anlamıştım. Kal gitme demek istesemde içimde olan gururumun buna izin vermiyeceğini biliyordum. Kal demedim, gitti. Kötü bir veda olmamıştı asla. İlişkinin kötü bitmesini istemediğini söylemişti. İçimdeki buruklukla onayladım. Arkadaşça konuşabileceğimizi söylediğinde yine içimdeki gururun kıpırdadığını hissederek olumsuz cevabımı vermiştim. Gitmişti işte, bana en çok yakıştığını düşündüğüm, hareketlerimizin uyuştuğunu düşündüğüm tek insanıda yitirmiştim. Baharıma kar yağdıran bu günde yaptığım tek şey kendimi lavaboya kilitleyerek hıçkıra hıçkıra ağlamak olmuştu. O kadar çaresiz hissediyordum ki kendimi. Sanki koca bir boşluğa bir sürü kişi aynı anda bırakmıştı. Bağırsam duyulmayacaktı, ağlasam takmayacaklardı, isyan etsem bir işe yaramıyacaktı. Ağlamaktan nefesimin kesildiğini farkettiğimde gözlerim çoktan kararmıştı. Tam o anda dost diye hitap ettiğim insanların güzel kalplerini hissettim. Toparlandım ve dışarı çıktım. Nerden bilebilirdim önüme çıkacağını ? Önüme çıktığında gözlerimin şişliğine karşın onun gayet normal, mutlulukla etrafa bakan gözlerine baktım. O an bunca zaman üstüme verilen değeri anlamıştım ancak içimdeki sevdaya laf dinletemiyor, sesini kesemiyordum. Asla şıpsevdi bir insan değilim iki günde ne bir adamı unuturum nede iki günde farklı adama sevdalanırım. Bir şekilde ağlamam durdu ve o günün gecesine geldim. İşte şimdi en zor zamanımdı. Ufak bir şarkıda onu anıp, küçük bir sözde onu hatırlıyordum. Bir yere uzunca dalar yaşadığımız anıları düşünüp dertlenirdim. İşte o gece anladım unutmak için ne kadar acı göğüsliyeceğimi. Nolursa olsun yapamayacağıma inandırdım kendimi. Etrafım destek versede verdikleri destekte boğuluyordum. Bir şekilde geçireceğim içimdeki yangını düşünürken anladım ki her zaman birileri yalan olur birileri ise yanan...





YANANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin