Hanginiz sadece canı yandığı için sustu ? Düşünsenize ; acıdan ruhunuz sızlıyor ve çevrenizde sizi dinlemeye hazır hiç bir ahbabınız yok !. Nasıl hissederdiniz ? Haykırırcasına aranırdınız . Birileri olmalı ! Birileri sizi hep dinlemeli öyle değilmi ? Peki susmanın erdemi ne olacak ? Susmak etkili bir silahtır dostlar . Namnunun ucundaki hedeften ziyade tetikçisini yaralar . Sustukça olgunlaşır insan . Olgunlaştıkça da susar . Bu iki karamsar olgu hep bir birini kovalar !
Baştanda söylediğim gibi ; okunması için değil , yazmanın getirdiği güven ve özgürlük hissi için yazıyorum ! Hayatta hiç yalnız kalmamış kimseler okumayı bırakabilir ya da sessizce saklanarak ağlamamış bireylerde okumayı bırakıp sahte hayatlarına döne bilir ! Geri kalan bana ve başı boş suskunluğuma yeter . Sahi hanginiz gerçekten susmak zorunda kaldı ? En son ne zaman yaşanılmış bir olay karşısında nefesiniz kitlendi ? Size bir sır vereyimi ? Umurumda değil ! Neden mi ?
Şöyle açıklayayım dostlar : hanginiz yitip giden çocukluğunuza saygı gösterdi ? Hanginiz yıllara inat içindeki çocuğu yaşata bildi ? Sizler katilsiniz ! Belki de çocukluğunuzu yaşamış olmanın vermiş olduğu bir rahatlık vardır ; neden olmasın ? Hanginiz çocukluğu yitip giden kimselere yardım etti ? Kelimeler ruhuma düğümleniyor . . .Birazda sessizce hayal gücümüzü zorlayalım . Ne dersiniz ? Öyle bir kimse düşünün ki suskunluk yitip giden , elinden alınan çocukluğunun mezarı olmuş olsun . Hevesleri ve hayalleri yok edilen . Duyguları bile bastırılmış bir çocuk hayal edin . Bu öyle bir velet olsun ki ağlaması şikayet etmesi ve hatta ölüm için yalvarması bile yasak olsun . Zorlandınız değilmi ? Böyle çocuk mu olur ? Yoksa bu ; bu bir hayvan ya da ona benzer birşey mi ? Bu dostlar . . . Bu sadece sahip çıkılmamış bir çocukluğun öyküsü . Sahip çıkılmadığı için bir canavara dönüşen benliğin öyküsü!
Beni ilk aldıklarında . . . Müsadenizle bir sigara yakmam gerek ! Evet nerede kalmıştık ? Beni ilk aldıklarında dört beş yaşlarındaydım. Daha ağzım süt kokuyor. Oyun oynamak , şımarıklık yapıp ; sağa sola koşusturmaktan başka bir gayem olamazdı tabikide . Benden ilk alınan şey oyunlarım oldu ! Düşünsenize oyuncaklarınız var ama oynamak yasak hele ki bu yüzden ağlamak hayatımda yediğim ilk dayağın eseridir . Hani 'patladı gitti' derler ya gerçekten de patladı ve gitti günlerce sadece sabah erken kalk , akşam erken yat bunlarla geçti zamanım.
Bunları 'sus' cezaları takip etti. Ne olursa olsun konuşma ! Sorma , isteme , denileni yap . . .
Akranları daha uykuda abuk subuk kahramanlık yaptığı ; rüyalar görürken : o sabahın beşinde zorla kaldırılsın . . .En zoruda neydi biliyormusunuz ? Yanınızda ailenizin olmaması ! Yalnız kalmaya çocukken alışan bir insan ; büyüdüğünde yalnızlıktan korkar mı ? Yoksa yalnız kalmak için çabalar mı ?
Sabahları güne koşu ile başlamak . . .
Kulağa hoş geliyor değil mi ? Sağlıklı bir hayat için idael . Öyle değil işte ! Küçük çocuk ulan o ! Ne işi var sabahın dördünde beşinde ormanda . Üstelik o soğuğa rağmen ustune birşey verilmemiş ; ağlaması , ses çıkartması yasak olmasa .. Hüngür hüngür ağlayacak . Gözünden akan her bir yaş için dayak yediğini düşünün : Siz olsaydınız ağlaya bilirmiydiniz ? Yaşıtları güne güzel bir kahvaltıyla başlarken sırf istenilen mesefa kadar koşamadığı için ayaklar altına alınan ve aç bırakılan bir çocuk düşünün . O dönemin canileri ; günümüz dünyasının canavarını yaratıyor . . . Suç kimde ? Suç sizde efendim ! Suç hepinizde : Gözü kör insanlığınızda ! . .En büyük hatanizda : Büyümeyi çocukluğu unutmak , bırakmak sanmanız . 'Büyümek dostlar : Çocukla çocuk , buyükle büyük olmak , ortamında adamına göre değil insanına göre uyum sağlamak ' buda benim görüşüm .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Hiçkimse'nin Günlügü
RandomYazacaklarım dilsiz bir insanın yaşadıkları,hissetdikleri ya da hayalleri ola bilir. Belki ilerleyen yaşamın çocuk kalan tarafından alıntılarda ola bilir . Okunmasi için yazmıyorum açıkcası dostlar . Sadece yazmanın ; verdiği o geçici cesaret ve özg...