Arkadaşlar.Lütfen yorum bırakınız. :))
Mike eliyle yüzümü okşamaya yönelirken,yüzümü yan tarafa çevirdim.Bana bakarken gözleri üzüntüyle doldu.Sanki boğazım düğümlenmişti.Evet,onu seviyordum,onunla birlikte olmak istiyordum ama bu kadar erken değil.Hem de sarhoş halimdeyken.Bir şey söylemeden yataktan kalktım.Beyaz geceliğimin üstündeki lekeleri gördüğümde,kendimi daha da kötü hisettim.Hemen yatağımın ucunda asılı olan bornozumu aldım ve üstüme giydim.Mike gözlerini devirmiş bir şekilde yere bakıyordu.Hemen duşa girdim.Kapıyı sert denilebilecek şekilde kapattım ve kapıya yaslandım.Bir anda kendme gelmem için soğuk suyla yüzümü yıkamaya ihtiyaç duydum.Kafamı kaldırmadan soğuk suyu açtım.Dağılmış saçlarımı düzgün bağlamak için başımı hafif kaldırdığımda ise aynada kendimi gördüm.Tam bir rezillikti.Rimel gözlerimin altında hafif siyahımsı çizgiler bırakmıştı.Boynumda hafif morluklar vardı.Alt dudağımın tam ortasından başlayan hafif bir morluk vardı.Berbat bir haldeydim.Saçlarım zaten başka bir alemdeydi.Tokayı alıp saçlarımı toplamaya yöneldim ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı.Saçlarımı bağladıktan sonra makyaj temizleyiciyi ellerime sürüp yüzümü ovalamaya başladım.Soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra üstümdeki geceliği hemen üstümden çıkardım ve duşun altına girdim.Sıcak su tenimi okşarken ağlıyıp ağlamadığımı anlamıyordum.Her şey birbirine karışmıştı.Bilmiyorum neden ama Mike kapıyı çaldı ve endişeli bir sesle:
-Lana ?İyi misin?,soru sordu.
-Evet.İyiyim.Birazdan çıkarım.Dolaptan tişörtümü ve taydımı çıkartıp buraya getirir misin?
-Tabi.Hemen getiriyorum.
Mike yakışıklı,çekici,muhteşem biri.Benimde 2 yıllık sevgilim.Ama,böyle olmamalıydı.Düşüncelerime dalmışken,kapı çaldı.’gel’ diye seslendim.Kabinimin açık olmasının bir sorun olmıycağını düşündüğüm için kapatmadım.Mike içeri girdi ve kıyafetlerimi askıya astı.Tam bana bakacakken,sanki onu engelleyen bir şey varmış gibi,arkasını dönüp çıktı.5 dk kadar sonra havlumu alıp üstüme sardım.Tekrar aynanın karşısına geçtim.Saçlarımı taradım.At kuyruğu yaptım.Makyaj kutumu dolaptan çıkardım ve içinden fondöten,pudra ve parlatıcı çıkardım.Maykajımı bitirdikten sonra üstümü giyindim.Geceliği alıp çamaşır sepetine attım ve odama girdim.Çarşafları yataktan çıkardım,kenara fırlattım,yastık kılıflarınıda çıkardıktan sonra hepsini çamaşır makinesine sokuşturdum.Dolaptan yeni çarşaflar çıkarırken burnuma lezziz bir koku geldi.Anlaşılacağı üzere Mike yine mutfaktaydı (yakışıklı ve çekici olduğu kadarda iyi bir aşçıydı).Temiz çarşafları yatağa serdikten sonra,odadan çıktım.Mutfağa girdiğimde masanın üstündeki nefis kahvaltıyı gördüğümde ne kadar acıktığımı fark ettim.Mike mahçup bir bakışla :
-Kahvaltı hazır.Aç mısın?.
-Evet.Biraz yemek yesem çok iyi olcak gibi.dedim.Azıcıkta olsa gülümsemek istemiştim ama gerçeğin üstesinden gelemiyodum.Oda bunun farkındaydı.Sandalyeyi çekip oturmamı gösterdi.En azından şimdi sırıtmayı başarmıştım.Oda bunun karşılığında gülümsedi.Sonra oda sandalyesini çekip oturdu.Yemek yerken hiç konuşmadık.Açıkçası benim yemek yerken konuşmamamın sebebi ise o anda yemekten başka bişi düşünmememdi.Yemeğimi bitirdiğimde,tabağımı alıp:
-Mike,her zamanki gibi kafvaltı muhteşemdi,sağol.dedim ve gülümsedim.Mike’ta gülümsedi.
-Bir şey değil Lana.dedi ve oda tabağını aldı ve bulaşıkları yıkamaya koyuldu.O sırada telefonum açıldı o yüzden ‘ben yıkarım’ diyemedim.Çalan telefonumu aramaya koyuldum.Sonunda koltuğun altında buldum.Orda ne işi vardı ki ? Her neyse..Arayan en yakın arkadaşım Lacey’di.Ekranda onun adını gördüğümde ona ne kadar ihtiyacımın olduğunu hisettim.Hemen telefonu açtım.
