"Bıktım ben sizden bıktım her Allah'ın günü kavga ediyorsunuz.Oğlum hiç akıllanmayacak mısınız siz dkfefasfkgrkjfkmd" gözlerimi devirerek yarım saattir yüklenmekte olduğum ve uyuşmaya başlayan bacağımı diğer bacağımla değiştirdim yani denge mi diğer tarafa doğru verdim.
"hocam artık çıksak ya yarım saattir aralıksız konuşuyorsunuz,hem bu kadar konuşmanız bünyeniz için tehlikeli olabilir sonuçta nefes almak insan için önemli bir şey"Dolunay artık bıkmış ve bana ilerlemem için bir yol açmıştı.Ben burdan yürürüm arkadaşlar.
"Şimdi müdürcüğüm sizin bize örnek olmanız gerekiyor.Bana sürekli çok konuştuğumu söylüyorsunuz ama deminden beri nefes almadan konuşuyorsunuz müdürcüğüm az motorunuz soğumalı bence lütfen." tam bana kızacakken elimi kaldırıp susturdum
"Hiç boşuna kızmaya kalkışmayın müdürcüğüm bizim sürekli kavga etmemizden yakınıyorsunuz ama deminden beri bize bağıran yine" parmağımı ona döndürdüm."sizsiniz"sinirden kıpkırmızı olmasıyla sırıttım.Az sonra yerinde tepinecek olmasından korkmuyor da değildim açıkçası sırıtmamı kesip sinir bozucu tatliş moduma büründüm.
"Şimdi izninizle çıkmamız gerekiyor malum coğrafya öğretmeniniz bizi çok sevdiğinden biraz da gidip onu dinlememiz gerekiyor merak etmeyin hocam gün içinde yine gelirim özletmem kendimi şimdilik iyi günleeer" kapının kolunu açıp daha fazla dinlemeden dışarı çıktım.
"tövbeestafurullah ya adam yarım saat nefes almadan konuştu resmen bir an beynim burnumdan akacak sandım.Bir de konudan konuya atlıyor adamı dinlerken da vinci şifresini çözüyorsun be." Yakınmama epeydir sinirli olan abim güldü.
"Ulan Derin napacağız kızım biz seninle" kolunu omzuma attığında ellerimi beline sardım.
"Valla abiciğim koca buluncaya kadar başınıza bela olacağım kesinde ordan sonrasını bende bilmiyorum gerçekten." sözlerimi bitirir bitirmez kollarından sıyrılıp kaçtım.sonuçta böcek gibi ezilmeyi hiç kimse istemez.
"Hem söyle hem kaç hem ölene kadar başımızın belası olmana razıyız biz gerizekalı hadi gel bir şey yapmayacağım." ellerimi belime koyup alayla güldüm "abi bilmem biliyor musun bir laf vardır yav he he geleyim de amele sümüğü gibi yapıştır beni yere dimi sonra dolunay spatulayla(nasıl yazıldığını bilmeyen yazar yazmak için baya çabaladı) kazısın beni.Yazık şimdi iş çıkarmayalım kızcağıza" çete sadece gülmekle yetiniyordu. Abimlerle böyle sadece ben konuşabiliyordum Dolunay böyle konularda korkaktı. Abilerimse artık bana alıştıklarından ses çıkarmaz benle birlikte dalgaya alırlardı. Aras konuşmaya dahil oldu
"Kızım sende bu çene varken zor koca bulursun sen.Bulsan da adam iki güne senin çenenden tahtalı köyü boylar hatta azıcık zorlasan haberlere manşet olursun kocasını çok konuşarak öldürdü diye.Bu yüzden büyük ihtimal bütün bir ömrünü bizim başımızın etini yemekle geçirirsin" gözlerimi kıstım.
"Çok biliyorsun sen abi ben bir kere çok konuşan ve çenesiz biri değilim tamam mı hem ben olmasam uğraşcak birini bulamazsın.Kabul et beni seviyorsun." bu sefer gidip Aras'ın koluna girmiştim.Gülerek saçlarımı karıştırdı.
"Seviyorum tabi her ne kadar bazen beni çileden çıkarsan da ve sürekli konuşsan da kardeşiz sonuçta" gülüp kafamı salladım.Sonrasında aklıma gelen şey ise yüzüme saçma bir sırıtış yerleştirmeme sebeb oldu.
"Ay ben bu sırıtışı biliyorum bu bir halt edecek demedi demeyin." Yeşim'e sadece ufak bir gülücük atıp koşar adımlarla sistem odasına koştum.Orada işim bittiğindeyse olacakları merakla bekliyordum.
"Ders ne lan?" koşar adımlarla sırama geçip oturduğumda Nazlı beni yıkan cüleyi bıkkınca söyledi.
"geometri kuzen." Atın beni denizlere ahey ahey bu hoca kesinlikle nazlı ve bana takmış durumdaydı.Koridorda yalnışlıkla biri düşüp kafasını gözünü yarsa suçu bizde bulacak bir öğretmenimizdi.Birkaç hatamız olsa da o kadar da büyük şeyler yapmamıştık canım(!) Tamam tamam çayına uyku ilacı katıp uyurken keline gülen yüz çizdikten beri kafayı bize takmış durumda.
"günaydın çok sevgili öğrencilerim ve diğer ikisi" bu cümledeki diğer ikisi kesinlikle biz oluyorduk.
"Sizede Günaydın hocam " diye bağırdı Nazlı.O ise sadece bize tip tip bakmayı seçti.
"Kalem verin biriniz yoklamayı alacağım." Nazlı'yı kolula dürtüp kalemi hocaya fırlattım. Nazlı ellerini ağzına kapamış olacakları beklerken ben yalandan mahcup gibi yaptım.
"aman hocam çok özür dilerim.Ben kelinize ay aman size daha hızlı ulaştırayım diye fırlattım kusura bakmayın." Nazlı ve Yeşim gülmemek için dudaklarını dişlerken Geometrici bana boktirik bakışlarını atıyordu.Bir süre sakinleşmek için çabaladıktan sonra sakinleşemeyeceğini anlayınca bağırdı.
"Sen mi çıkarsın ben mi kovayım Derin." sırıtttım."bakın hocam pişman olursunuz sonra hani bir Derin kolay bulunmaz lütfen." o iyice kızarken ben arkama keyifle yaslanmıştım.
"Dışarı çık" yerimden sırıta sırıta kalktım.Kapıyı açtım tam kapatırken "Hocam bakın bir ayağım dışarda ciddi ciddi gidiyorum." tıslar şekilde konuştu."Çık dışarı"
"bakın hocam gidiyorum gitmek üzereyim ahan da gittim eminsiniz son kararınız dimi gidiyorum gidiyorum giiit-" sabrını sınamaktan vazgeçip kapıyı kapattım. benim sayemde geometri dersinden yırtmışlardı.Bir süre sonra asıl olay gerçekleşti.Okulun hopörlerinden bütün okula yayılan ses müdürcüğümün yeni azarını beraberinde getirecekti.
"Şah şah şah dam dam dam ar ar ar şahdamar şahdamar" bir süre çaldıktan sonra kapatmayı başarabilmiş çok sevgili müdürcüğümün sesi okul koridorlarında yankılandı.
"Değriiiiin hem en odama hemen." koridorda gülen insanlara selam vererek müdürcüğümün odasına yöneldim haydi bakalım gazamız mübarek olsun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ BAŞBELASI
Mizah4 mafya abi ile birlikte büyüyen iki kız kardeş.Dünya çapında bir ün.Bir kolej.Düşman iki çete.Geçmişte kalan sırlar.Ve tehlikenin ortasında ki eğlence