Yapraklar Düşerken

33 7 4
                                    

5 yıl, koskoca 5 yıl. Aşık olduğunuz adama 5 yıl uzak kalsanız ne olurdu? Bu Berrin'e sorulmalı. Sevgilisinden nefesinden 5 yıl uzak kalmış bir genç kız. Bu gün ama 5 yılın hasreti bitecek ikisi de birbirlerine kavuşacaklardı. Genç kızın sevinçle mutlulukla bu Kasım ayında ilk tanıştıkları yere doğru yürüyordu, sevdiceğiyle orada buluşacaklardı. Yağan yağmur onunla mutluluğunu paylaşıyordu.

Düşünmeye başladı genç kız. Nasıl tanıştıklarını? Nasıl birbirlerini sevdiklerini? Yine ordaydılar. Ağlıyordu genç kız. Ailesinin ölümüne, kardeşinin ölümüne. O gün tanışmışlardı. İlk kez derdini sevgilisine hayatındaki tek ümidine anlatmıştı. Sonra buluşmuşlardı, konuşmuşlardı. En önemlisi ise aşık olmuşlardı. Birbirlerinin bu Kasım ayında nefesleri olmuşlardı. Sonra birbirlerine açılmışlardı. Birbirlerine karşı bir kopmaz bağ örmüşlerdi.

Ve bir gün bu sevdalılar ayrılmak zorunda kalmışlardı. Genç beyefendi işi yüzünden 5 yıllığına Fransa'ya gitmek zorunda kalmıştı. Sevdiğinden zorla ayrılmak zorunda kalmıştı. Ama bu ayrılık artık bitecekti. Kavuşacaklardı bugün. Hasret sonunda bitecekti. Genç kız sevdiği erkeğin kokusunu içine çekecekti.

Genç kız bastığı kuru yaprak çıtırının huzurunda yürüyordu. Yağmur ise ona eşlik ediyordu. Genç kız bu yolun yürümeyle bitmeyeceğini fark edince koşmaya başladı.

Bir anda gülüyordu. Bir yandan koşuyor, şarkılarını mırıldanıyordu. Genç erkeğin gelmesine daha vardı ve genç kız yakındaki markete girerek en sevdiği çikolatadan aldı. Yanında da sevgilisinin en sevdiği yeşil elmadan aldı.

Genç kız önce sahildeki banka oturarak denizi inceledi. Denizdeki mavilikleri, o maviliklerinin altındaki aşkları, hüzünleri, sevdaları, acıları, özlemleri, kavuşmaları, göz yaşlarını...

Genç kız aklına gelen şeyle gülümsedi. Onlar ne kadar denize benziyorlardı. Dışları soğuk umursamaz gibi görünse de içerilerinde aşk,umut,Sevda, hüzün ve özlem vardı.

Genç kız midesinde uçan Kelebekleri umursamamıştı. Annesinin sözü tutuyordu. Kasım da aşk başkaydı. Daha özeldi. Daha güzeldi. Daha nefes kesiciydi. Daha çılgındı.

Vakit yaklaşıyordu. Az kalmıştı sevdiceğiyle buluşmasına. Son 2 saatti. Genç kız sevgilisine süpriz yapmak için erkenden gidecekti. Etrafı süsleyecekti. Ona güzel bir karşılama yapmak istiyordu. Ama öyle bir dalmıştı ki denize, denizin maviliğine. Huzurdu bu onun için.

Genç kız daldığının farkına vararak hızla ayağa kalktı. Kolunda ki saate baktı. Zaman geçmiyordu sanki. Saatler durmuştu. Saliseler bile o kadar yavaş geçiyordu ki.

Genç kız yavaş yavaş yürümeye başladı. Erkenden gidebilirdi. Süslemesi yaklaşık bir saat alırdı. Diğer yarım saat ise beklerdi. Onca yıl beklemiş yarım saat mi bekleyemeyecekti? Kaygan zemin genç kızın ayaklarını kaydırıyordu ama bu onun umrunda değildi.

7 yıl önceye kadar bunları tahmin bile edemezdi. O her zaman kötü şeyleri hak ettiğini düşünürdü. Ama meğerse hayat insanlara oyun oynarmış. Ona oynanan ise en sevdiği şeyleri alıp çok seveceği birini vermekmiş. Hayat ondan ailesini almıştı ama sevgilisini , hayatını vermişti.

Ne kadar mutsuzdu eskiden oysaki. Ailesi uçak kazasında ölmüş, kardeşi ise intihar etmişti. Ne kadar zor hayat geçirmişti şimdi fark ediyordu.

Ama genç beyefendinin genç kızdan farkı yoktu. Onun da çok zor bir hayatı vardı. Önce fakir oldukları için küçümsenmiş. Sonra ise büyük bir şirket sahibi olduklarında ise züppe denmişti. Hayat onun içinde zordu. Ama bu iki kişi birbirlerini bulmuş hayatlarını güzelleştirmişlerdi.

Genç kız o yeri, ilk tanıştıkları yeri görünce genişçe gülümsedi ve adımını hızlandırdı. Ağaçlarının yapraklarının sarardığını gördü. Bu nedense onu mutlu etmişti. Ama ağaçta değişik bir şey vardı. Bu neydi böyle? Genç kız üzüntüyle dudaklarını büzdü. Ne yani ağaçlarını dilek ağacı olarak mı kullanmışlardı?

Genç kız ensesinde hissettiği nefesle neye uğradığını şaşırmıştı. "Niye üzüldün Berrin'im?" duyduğu ses gözlerini buğulanmasına neden olmuştu. Genç kız hızla arkasına döndü ve karşısında ki 5 yıldır göremediği sevdiceğini gördü.

Ne kadar özlemişti sevgilisini? O karışmış siyah saçlarını? O çikolata tonu gözlerini? Hızla sevgilisine sarıldı buğulu gözlerle. Genç kız hıçkırdığında fark etti ağladığını. Sevgilisi de hızla ona kollarını doları ve teselli edici bir ses tonuyla "Şhhh ağlama... bitti bu ayrılık. Bitti bu hüzün." Dedi. Genç kız gülümseyip hayatında en sevdiği kokuyu içine çekti.

Genç kız ondan ayrılıp kaşlarını Çatarak "Hani daha gelmen için 1 saat vardı?" Dedi. Genç erkek gülümseyip "Süpriz olmazdı başka türlü." Dedi.

Genç kız içtenlikle gülümseyip ellerini genç erkeğin boynuna sardı. Genç erkek sordu "Bunlar ne izi?" diye. Genç kız ise şarkılarından alıntı yaparak "Bunlar aşk izi." Dedi. Beyefendi de şarkıdan alıntı yaparak "Günahım ilk izi." Dedi. İkisi de gülümseyip aynı anda "Sevdik birbirimizi" dediler ve sonra devam ettiler "Herkes bilsin bizi" deyip yere düşen yaprakların altında dudaklarını birleştirdiler.

                 SONSUZ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 28, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yapraklar Düşerken Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin