# prolog #

4 4 0
                                    

 Sıcak bir ağustos günüydü. 

Bir hafta sonra okullar açılacağı için genç kadın sabah erkenden anneannesi ile vedalaşmış, otogardan otobüse binmişti.  Uzun sürecek bir yolculuktu ve bunun için telefonunun şarjını iyice doldurmuştu.  Otobüs hareket ettiğinde kafasını camdan dışarıya çevirdi ve anneannesi ile dayısının ona el salladıklarını gördü. Yüzünde beliren hoş tebessüm eşliğinde  o da el salladı ve önüne döndü. Belki mola saatine kadar biraz kestirebilirdi, bundan bir zarar gelmezdi değil mi?

Yanındaki yaşlı teyzeden mola yerine geldiklerinde onu uyandırmasını rica etmiş ve uykuya bırakmıştı...

                                                                                     ******

   Koluna uygulanan baskı ile gözlerini açamaya çabaladı Lina . Başında yaşlı bir sesin söylendiğini duyuyordu. " hadi, kızım kalksana. hay Allah bir uyandıramadım seni. yavrum kalk, bak mola yerine geldik." gözlerini ovuşturan ve kafasını yaşlı teyzeye çeviren Lina uyku sersemliği ile gülümsedi. " Teşekkür ederim teyze. size de zahmet verdim, kusura bakmayın."

"Sorun değil yavrum. hadi çabuk inelim, zaten beş dakika  kadar kaybettik. ancak yemek yersin."Demesinin ardından çantasını adlı ve teyzenin peşinden otobüsten indi. Gözü bir şeyler atıştırabileceği bir kafe arıyordu,  gözüne kestirdiği birine girerken çantasından cüzdanını çıkardı ve sipariş alan elemanın yanına doğru ilerledi. " Bir tane kaşarlı tost ve bir de karışık meyve suyu alabilir miyim?" diye sordu. Anında siparişleri alan genç çocuk "Hemen abla, sen bir masaya otur ben getiriyorum." demesinin ardından rüzgar gibi fırladı yerinden.  İki kişilik bir masaya oturmasının ardından sessize aldığı telefonundaki mesajlara göz attı. Annesi nerede olduğunu sormuştu, tam cevap verecekken masasının üstüne konulan bir el dikkatini çekti. Kafasını yavaşça yukarı kaldırdığında sırtında sırt çantası, bir kulağında kulaklığı olan kumral genci gördü. " Oturabilir miyim? Mekanda başka masa yok gibi görünüyor."  mekana bir göz attı. cidden kalan tek boş yer kendi masasıydı. bu nazik genç adama hemen tebessüm etti,

"Tabii ki. Çantamı çekeyim de sen otur." çantasını karışında ki sandalyeden aldı ve ayağının dibine koydu. "Buyur." Genç nazik bir şekilde teşekkür etti ve sandalyeye oturdu.                                   " Bu arada, ben Pinhan. tTanıştığıma memnun oldum. " kısa bir gülümsemenin ardından lina ekledi, " ben de Lina ve bende tanıştığımıza memnun oldum." duraksamadan devam etti. "Nereye gidiyorsun?" 

"Antalya, aslına bakarsan üniversite için ailemin yanına dönüyorum. sen?" gözlerinde bir samimiyet vardı pinhanın , sadece sormak için sormamıştı. Lina heyecanlı bir  gülümseme ile yerinde hafifçe zıpladı ve konuşmaya başladı. " Ciddi misin? inanamıyorum. bende Antalya'ya gidiyorum . " Pinhan omuz silkti, "Seni benim bindiğim otobüsten inerken gördüm ve ben de belki yanına oturmam sorun olmaz diye düşündüm." kafasını hafifçe eğdi ve şakağını kaşıdı. Aslında kızı otobüse bindiği ilk anda fark etmişti .  Sarı saçları adeta bir güneş gibi  parıldıyordu ve girdiği bir ortamda dikkat ekmemesi söz konusu bile olmazdı. Şimdi kafe de  bu güzel kızı görünce gelip yanına oturmak istemişti.                                                                                                                       Lina anladığını belirten bir baş hareketi yaptı ve genç garsonun önüne koyduğu tosta odaklandı. Bir süre sonra gözünü hafif kaldırdığında Pinhanın açık olan telefon ekranından Lady gaga dinlediğini gördü. kabalık yapmak istemiyordu ama dilini tutamadı. " lady gaga mı dinliyorsun? Hem de marry the night? çok güzel bir parçadır!" kızın sorusunu duyan Pinhan kafası ile onayladı ve " Ben Adam Lambert'ın cover  versiyonunu dinliyorum gerçekten güzel." dedi.

Pinhan hoş sohbet  biriydi ve insanın konuştukça konuşası geliyordu. Konuşmaya öyle dalmışlardı ki otobüs için son  uyarı yapılana kadar da konuşmaya devam ettiler. Yerlerinden kalkıp da otobüse yöneldiklerinde kaçamak bir şekilde göz süzseler  de otobüse bindiklerinde  en önde olan yerine ilerleyen Linanın arkasından baktı bir süre Pinhan. birkaç saniye sonrasında ise o da kendi yerine doğru ilerledi ve oturdu. Otobüs hareket ettiğinde , ikisi de söyledikleri yemeklerin yarısını bile yememiş ve sohbetten hiç bir şeyi önemsemediklerini fark etmemişlerdi.

                                                                                    ******

Otobüs sonunda Antalya'ya  vardığında valiz alma telaşından ikisi de birbirlerini görmedi. Lina otogarın önüne geldiğinde pinhanın sırtında çantası ve yanında valizi ile taksiye binmek üzere el kaldırdığını gördü. Yanına gitti ve bir selam verdi. Linayı gören pinhanın gülümsemesi büyüdü ve o da bir selam verdi. Tam önünde duran taksinin kapısı açıktı ve içeride ki şoför biraz sabırsız görünüyordu. açık olan kapıdan içeriyi işaret etti Linaya.

"Lütfen , sen geç. Ben bir daha ki taksiye binerim." Lina itiraz edecek gibi oldu ama pinhan buna izin vermedi. " lütfen, rica ediyorum. benim için sorun olmaz ." Lina taksiden içeri geçti ve kafasını Pinhan'a çevirdi." Teşekkür ederim bu kibarlığın için." Pinhan genç kızın ışıl ışıl parıldayan yeşil gözlerine dalmamak için çaba harcayarak göz kırptı. " Bir beyefendi her zaman centilmen olmalıdır." tekrar gülümsedi ve taksinin kapısını kapattı. Taksi harekete geçerken taksinin arkasından el salladı. Lina hoş bir kızdı ama onu bir daha nerede görecekti ki zaten? Nedense bu sıcakta beklemesine gönlü el vermemişti.  Tam bunları düşünürken yoldan geçen başka bir taksiyi durdurdu ve otogardan uzaklaşmaya başladı...




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

fevâihHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin