Çakır gözleri , gecenin karanlığıni yırtan bakışlarını , hareketligin olduğu yöne çevirdi. Usulca duvara yakın bir şekilde ses çıkarmadan yaklasabildigi kadar yakınlarına geldi. Koruduğu fabrikanın içinde yabancılar vardı. Akın biraz daha yaklaştığında hırsız olduklarını anlaması uzun sürmedi. Devriye arkadaşı ortalıkta gözükmüyordu. En az altı kişi sayabilmisti. Genç ve toydu ama gözü karaydi. Bu hırsızlara nasıl engel olabileceğini ilk anada dusunemedi. Aklına polisi aramak geldi. Saklandığı yerde ceketinin cebinden telefonu cikarip açma düğmesine bastı. Hırsızlardan biri Akın'ın bulunduğu yere yakındı. Telefon ışığını farketmesi zor olmadı. Hemen arkadaşlarının yanına giderek bir başka bekcinin olduğunu haber verdi. Hiç bir şeyden haberi olmayan akın hırsızların fabrika arka kapısına doğru ilerledini görünce gizlice takibe başladı. Takip mesafesini koruyarak gidiyordu. Biraz ilerleyince çok cılız gelen bir inleme sesi duydu. O yöne doğru gidince devriye arkadaşını yerde kanlar içinde gordü. Hemen yanına gitti , yerde yatan devriye arkadaşının göğsüne saplı bir bıçak olduğunu farketti. Acemilikle bıçağı çıkarmak istedi. Tam o esnada ensesine sert bir darbe yedi. Darbenin etkisi ile bayilarak kendinden geçti. Fabrikayı soymaya gelen hırsızlar , arkada bir kişiyi bırakarak çıktıkları imajını vermişlerdi Akın'a ve Akın onları takip ederken hırsızlardan biride Akın'ı takip ediyordu. İlk fırsatta da yerde bulduğu beşe on kalasi ensesine indirdi. Bununla yetinmeyen hırsız , Akın'ı suçlu gostermek için kalasi diğer devriyenin eline tutturdu. Yerde yaralı olan devriyeyi öldürerek bıçağı Akın'ın eline tutturdu. Ve üzerine kan bulaştırarak olay yerinden uzaklaştı.
Yaklaşık yarım saat geçtikten sonra fabrikaya iki polis ekibi geldi. Fabrikayı aradıklarında Akın'ı elinde kanlı bıçak ile diğer devriyeyi de kanlar içinde ölü buldular. Akın'ı ambulansa bindirerek hastahaneye götürdüler.
******
Ensesinde ki ağrıyla uykudan uyanan Akın yataktan doğrulmak isteyince bileğindeki kelepçeli farketti." Bu ne lan oluyor burda ? Bu kelepcede neyin nesi. Kimse yok mu " diye bağırıyordu. Hastahane odasından gelen ses tüm hastahaneyi inletiyordu. Kapıda bekliyen nöbetçi polislerden biri içeri girerek " ne bağırıyorsun, akıllı ol ağzını burnunu kirmayim şimdi senin " diyerek Akın'a sertce çıkışti. Akin " polis bey bu kelepçe neyin nesi niye kelepcelendim ben. " Diye olayları anlamaya çalışıyordu. Polis memuru." Ulan şerefsiz ne istedin adamdan iki tane küçük çocuğu vardı. Üç beş kuruşluk kablo için değer miydi adamın canını almaya?" Diyerek Akın'ın üzerine yürüdü. Diğer memur odaya girerek arkadaşını sakinleştirdi. Akın " şaşkınlık içinde " ben kimseyi öldürmedim. Ah basım "diyerek elini kafasına koydu. Gece fabrikada yaşananları pek hatırlayamıyordu. Ensesine vurulan kalas başına da isabet etmişti.
*********
İki gün sonra hastahaneden çıkarılarak, mahkeme gününe kadar ceza evine götürüldü. "İsnat edilen suç hırsızlığa teşebbüs, planlayarak adam öldürme. " Dedi Akın'ın sağında duran nöbetçi asker. Mahkum aracında " ben bir şey yapmadım , suçsuzum" desede bir faydası olamazdı o askerlerin .
Kapilar ardı ardına açılarak , elleri kelepçeli Akın koğuşa götürüldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYACILIK
ActionMafyanın içine sürüklenen Akın'ın bu bataklıkta ya entepeye çıkacak yada tepe aşağı yere çakılacak.