MAHŞERİN BİRİNCİ YANKISI (136-150. sayfalar)

14.7K 69 23
                                    

MAHŞERİN BİRİNCİ YANKISI

.........

herkesin bi kayıp sevgilisi var mı acep?
var muhakkak.
peki siz ne düşünüyorsunuz,
kalabalık otobüs camına, yanağınızı yasladığınızda?
...
insan bi garip oluyor.
gidişine alışıyorsun.
terk edilişe,
terk etmeye.
aklının başında olmayışına.
...

her gidişine yazmaya çalıştım,
olmadı.
ne kadar denesem de
alışamadım ''yazmaya'' .
gidişine alışamadım.
adını hatırıma her getirişimde,
baş harfini ''kalp'' içine aldım

bir şeylerin kıyısına vurdum.

benimle olan her şeyi,
yolun bittiği yeri ,
zarfa koyup sana attım...

.........

Onca parası olmasına rağmen aynı evde kalmaya devam ediyordu Serhan. Daha fazla parası olsa da yine kalmaya devam ederdi bu evde. Bu ev, ona ailesinden kalan tek şeydi. Üç sene öncesine uyandığı günden beri, kendini bir tek burada gerçek hissediyordu. Yaşam şartları oldukça değişse de, her gün ''bildiği'' bir sabaha uyanmak onu günden güne yormaya başlamıştı. Keşke bir an önce 2012 yılına gelsek, mayıs ayına gelsek ve ben yeni bir sabaha, hiç yaşanmamış, hakkında hiçbir fikrimin olmadığı bir güne başlasam, diye düşündü.

Saat yedi'ye gelmek üzereydi. Kış aylarını insan daha doya doya yaşıyordu sanki. Saat beş oldu mu hava kararıyor, yemek yesen, ortalıkta onca dolansan da bir bakıyordun, saat daha sekiz bile olmamış.

Aylardan aralık olmuştu. 2010 yılının son ayı.

Bir Cuma günü. 2010 yılının, son ayının, son günü hatta.

31 Aralık 2010.

Bugün yılbaşı gecesiydi.

Eski halini düşündü. Üç sene öncesine uyanmadan önceki halini. Her şey ne kadar da değişikti şimdi. Tonla parası, son model bir arabası, hayatının sonuna dek yetecek birikimi vardı. Dünyalar güzeli bir sevgilisi, Sehal'i yanındaydı. Mustafa'yla eskisinden de daha iyi bir dostluk kurmuşlardı. Her şey yolundaydı aslında. Güzide ile yaşadığı yasak aşkı ve yeni bir güne uyanma özlemini saymazsak.

Saatine baktı tekrar, tam da bu esnada kapının zili çalmıştı. Sehal, gelmiştir diye düşündü. Kapıya doğru gidince, zilin aşağıdan çalındığını anladı. Megafona doğru yönelip, düğmeye bastıktan sonra seslendi;

- Tamam, çıkıyorum hemen!

Ayakkabılarını hemencecik giydi, kapıyı açtı ve hızlı adımlarla aşağıya doğru inmeye başladı. Apartmanın çıkış kapısını da açınca karşı karşıya geldi, gül yüzlü sevgilisiyle.

- Ya, aslında ben seni almaya gelecektim, sen geldin ta buraya kadar.

- Olsun canım, ne olacak. İşim vardı hem bu tarafta. Eee Mustafa gelmiyor mu gerçekten, çocuk ne yapacak tek başına bu gece?

- Çok dedim, ama bir türlü ikna edemedim. Ne yapacağım ben sizin yanınızda sap gibi, siz yalnız kalın daha iyi, deyip duruyor.

Sehal, bu geceye günlerdir hazırlanıyordu. Serhan ise aslında yılbaşı, sevgililer günü, yıldönümleri gibi geceleri pek de önemsemezdi ama Sehal'in bu heyecanı onu da tetikliyordu. İlk buluştukları mekândan bir yer ayırtmıştı bu gece için. Mustafa'nın gelmesini, ikisi de çok istiyordu aslında. Fakat Mustafa biraz çekiniyordu sanki ve ikisinin baş başa kalmasının daha uygun olduğunu düşünüyordu.

SİYAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin