Bir elimde telefon bir elimde sigarayla yolun karşısına geçmek için bekliyorum yayalar için yeşil ışık yanınca karşıya geçmek için adımlarımı hızlandırarak karşıya vardım. Ben İdil hayatım bundan 5 sene önce annemle babamın ayrılması ile son buldu küçük bir kardeşim var ben yine ayakta durdum her olana karşı ama o okadar da sağlam değildi eksikleri vardı küçük bir erkek çocuğu babaya bağlıdır çünkü annesi onunla koşup top oynayamaz maç muhabbeti yapıp bir baba olamazdı peki 12 yaşında bir kız çocuğu babasından nefret edecek duruma gelmesi size kolay gelebilir ama o kız iletişim sorunu yaşayıp insanlarla muhabbet edemez sürekli duvarlarla konuşur kötü şeylere bağımlılık yapıp ilgi isteyebilir bende öyleyim çoğu babasından ayrı kalan kızlarında bunu yaşadığına inanıyorum babamdan görmediğim kıskançlık sahiplenme duygusunu çevremdeki insanlardan bulmaya çalışırdım hala da öyle buna hayır diyemem. Saate baktığımda okulun ilk gününden 5 dakika geç kaldığımı gördüm adımlarımı hızlandırarak hatta koşar şekilde okul yoluna saptım okul görüş açıma girince yavaşladım nefes nefese kalmıştım sigaramda çoktan yerdeydi boşa gitti zavallı oysa daha yarısı bile bitmemişti. Okul bahçesine girdiğimde çokta geç kalmadığım ortadaydı ilk dersler boş geçtiği için herkes dışardaydı öğretmenler bir köşede ellerinde kahve sandalyelerde oturup birbirleriyle tatillerini anlatıyorlardı. Öğrencilerin bir kısmı ki bu çoğunlukla on ikilerin erkekleri olur ve evet onlar banklarda oturmuş kız kesiyordu bir kısmı kantinin kapısına kadar gelen sırada bekliyordu bir kısmı futbol sahasında bir kısmı voleybol sahasında top oynuyordu bazıları sınıflardan bakıyordu ve ben kimlerin ne yaptığına dalmışken bir kaç kişi gelip geçip selam veriyordu kafamı sağ taraftaki banklara çevirdim ve onu gördüm on ikilerin yakışıklı çocuğu Atakan okula geldiğinde ona okulu tanıtmıştım o zamanlar daha onuncu sınıftım gezdirirken tanışmıştık sessiz bir tipi vardı ve gerçekten öyle hala kızlar peşinden koştuğu halde kenara çekilir kulaklığını takar kitabına gömülürdü. Atakan yüz hatları keskin ve kalemle çizilmiş kadar güzeldi kaşları ince ve biçimli saçları koyu kahve dudak yapısı en güzeliydi kırmızının en güzel tonu onun dudaklarındaydi dudakları çok kalın değil çok ince de değildi ve bugünde her zamanki gibi saçları dağınık gözleri şişti gözlerinden bahsetmek bile saçma kahverengi gözleri deniz gibiydi rengi değil tabiki sacmalamayin derindi gözleri dibine geçtikçe iyice derine batıyordunuz. Ona dalmış giderken yeliz bir anda kucağıma atladı yeliz betülden sonra ki en yakın bulduğum kişidir
"Özledim seni idil nerde kaldın"
"Beni tanımıyormuş gibi davranma" diyerek gözlerimi devirdim
"Ah evet sen okulun ilk günü geç kalmadan edemezsin"
"Aynen öyle güzelim"
"Betül seni arkada arıyordu yanına gitsek iyi olur"
Kafamı onaylarcasina salladım beraber arkaya doğru giderken yine selam verenler olmuştu
"Yine bir idil klasiği herkes selam vermek zorundadır kardeşim" diyerek güldü
"Selam versinler diye zorlamiyorum sadece kendileri istiyorlar"
Kafasını sağa sola sallayarak bilmiş sekilde kıkırdadı arka tarafa varınca betülü yerde bulmam bir oldu
"Lan mal napiyorsun yerde" ağlamaklı suratını görünce anlamak istercesine ona baktım kafasını birilerini göstermek istercesine döndürdügünde gözlerimle takip ettim emir i gösterdiğini görünce sinir kat sayım artmıştı emir okulumuzun piçi denilen çocuk piçliği Sikerim orospu çocuğunun betülle çıktılar ve betül ondan ayrılınca gururuna yediremedi kıza ya kendi ya da köpekleri saldırıyordu ve her seferinde başına bela oluyordum bunu bile bile tekrar tekrar yapıyor her seferinde özür diliyor ve rezil oluyor yani ben bu çocuğu anlamıyorum kardeşim git başkasına birak kızı düşünmeyi sona bırakarak yanına ulaştım yanına vardığımda gülerek bana bakıyordu
"Yine ne yapmışım gülüm" diyerek sırıttı
"Betül emir betül" diyerek karın boşluğuna elimi indirdim köpekleri ayaklanmaya başlayınca gözlerimle onları durdurdum o karnını tutarak edildiğinde kulağına doğru fısıldadım
"Kusura bakma tekrar rezil olacaksın ve tekrar yüzün dağılacak"
O hala kivraniyordu çevreme göz gezdirdim herkes toplanmıştı emir şimdi biraz daha iyi şekilde bana yaklaşıyordu hiç birşey yapmadım gelmesini bekledim hamle yapmasını elimi koluma atıp beni çevirince ayağımla ters şekilde tekme attım bacağı gerçekten acımış olsa gerekki ağzından
"Ahh" diye inleme çıktı
Sonrasında kafasını tutup dizime indirdim panrolonum iyiki açık renk değildi ki bu durumda kırmızı olsun istemezdim burnundan kan akmaya başlayınca diz ekleminin arkasına vurarak yere serdim insanların bazıları dağılmıştı çünkü herkes alışkın onu dövmeme sonra emiri kolundan tutup ayağa kaldırdım betül arkamda bize bakıyordu betül'e çevirdim emiri
"Özür dile."
"Dilemiyorum" dediği anda sırtına geçirdim dizimle inleyerek
"Özür dilerim betül "
"Bi daha görmeyeceğim emir defol şimdi " diyerek köpeklerinin önüne ittim o arada hocalardan ikisi bizi izliyordu onlarda alışkındi ön tarafa yönelirken hoca kolumu tuttu
"Noluyor burada" boş boş bakarak
"Sizce belli olmuyormu emiri dövüyorum"
"Sebebi" derken zeynep hoca yanımıza geldi
"Yine ne yaptı emir"
"Olay belli betül zarar görüyor siz bişey yapmadıkca ben zarar vereceğim"
"Ön tarafa geç betül yeliz sizde" yürümeye devam ettim öne geçince atakan kolumdan tuttu
"İyi misin idil" alaycı şekilde gülümseyerek
"Ben her zaman iyiyim" kolumu kurtarıp banklara yöneldim bir banka oturup tekrar telefonu elime aldım instagrama girip dm leri cevapladım keşfette biraz takıldıktan sonra kantine geçtim
"Abla bana bir çay versene"sıcak çayı alıp yandaki merdivenlere yöneldim cebimdeki paketten sigara alıp yaktım çay ve sigara bitince öne geçtim hoca defteri doldurmuş
"Hocam beni saydiniz mi"
"Aldım aldım meraketme " betül yanıma geldi
"Sarilamadik köpek özledim bee " diyerek kollarını bedenime sardı bende beline elimi koydum
"Kanka emir ağlıyor arkada"
"İlk defa değil gururuna yedirmez" gülümsedi kafamı okula doğru çevirdim ahmet yusuf ve furkan aşağı doğru iniyordu onlara doğru koştum evet neden kız arkadaşlarınla öyle kosmadin diyorsunuz belki furkana yusufa ahmete açılamıyor herşeyimi anlatamıyor olabilirim ama onları seviyorum onlarda beni görür görmez kollarını açtılar
"Güzelim bee ozlemisim" dedi yusuf
"Mal be"
"Bize sarilmayacaksın galiba"
"Furkan kanka bekle sırayla" furkanada sarıldım sıra ahmetteydi ahmet bir süre önce benden hoşlandığını söyleyip onun olmamı istemişti ve bu arkadaşlığımızın arasına sınır koymuştu ona da gülümseyerek baktım oda karşılık olarak kollarını belime sardı sadece durdum hiç birşey yapmadım bir süre sonra ayrıldı ve tekrar kucakladı saçlarıma eğildiği zaman kendim çekildim kızlarda yanımıza gelince hep beraber merdivene gittik hepsi beleşci olduğundan sigaralar benden oldu hepsine verince çakmağı çıkardım hepsini yaktım herkes içmeye başlayınca dokuzlardan bir çocuk gördüm eline para tutuşturdum çay kahve getirmesini söyledim başını onaylayarak kantine yöneldi o sırada telefonum titredi telefonu elime aldım ve gelen bildirime baktım annem akşam geç geleceğini söylüyordu onaylayan bir mesaj attım ve bizimkilerin yanına geçtim o ara çocuk geldi çayları verip sınıflara yöneldi çayları içerken yusufun komiklikleri furkanın lafları ahmetle bakışarak geçirdik sınıflara çıktığımızda son dersti öğretmen yoklama alınca serbest bıraktı bende tuvalete gitmek için izin aldım tuvalete doğru geçerken 12 lerden bir kaç kız daha tuvalete geçiyordu tuvalete onlardan erken geçip kabine girdim kızlar boya badana yapmak için gelmişlerdi hani anlamıyorum rimel sürersin parlatıcı kullanırsin falan ama bildiğin allık bordo ruj kullanıyor kızlar kızlar konuşmaya başladılar
-yaa kızım atakanla bu akşam takılacağız
-ne yaptında ikna ettin
-ders çalışmak istediğimi söyledim oda kabul etti
-yaaaa kızım senden korkulur
Sadece güldüm anlamıyorum salakları atakan atakan deyip duruyorlar atakan evet yakışıklı ama çocuk bin kere istemiyorum diyor zorluyorlar işimi bitirince çıktım ellerimi yıkamak için aynaların olduğu tarafa yöneldim suyu açıp elimi ıslattım köpükledikten sonra ellerimle oynadım kim sevmezki köpüklü elle oyalanmayi ben seviyorum şahsen iyice eğlenirken kızlar mal mal napıyor bu bakışı atıyorlardı onlara dönün önünüze bakışımı atıp ellerimi yıkadım ve sınıfa geçtim sonrasında zil çalar çalmaz herkes kendini bahçeye attı bahçeden evlere dağıldık ışte sıradan bir gün sıradan eğlenceler...
(İlk defa yazıyorum biraz acemiyim kusura bakmayın lütfen yanlışlarımı belirtin