Merhaba herkese inşallah bölümü beğenirsiniz. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalışıyorum ama yeni başladığım için bu pek mümkün değil.Ayrıca karakterim benimle aynı günde doğduğu için aynı yaştayız .
Bölüm şarkısı: Pera-Fırtına
Sanırım özel ders ders hocamı bulmuştum...
Bu beni gülümsetmişti.Aslında şaşırmamıştım. Deniz gerçekten başarılı bir öğrenciydi. Özellikle kimya demesi beni çok sevindirmişti. Zaten bu alanda çeşitli projelerde yer almasınında bunda katkısı büyüktü. Benim de en ihtiyacım olan dersti ,eh tabi kimyadan 50 alınca. Yüzümü buruşturdum, böyle not mu olurdu ya? Çantamdan not defterimi çıkararak numarayı yazdım. Servise tekrar yönelirken bizim grubu gördüm. Onların evleri okula ve birbirlerine çok yakın olduğu için okula yürüyerek gidip geliyorlardı. Arkalarından sinsice yaklaşarak hedefimi seçtim. Ali. Kıkırdayarak aramızdaki mesafeyi geri geri yürüyerek açmaya başladım ve uçuş başlasın. Koşarak Ali'nin sırtına atladığımda Çınar ve Cansu sayesinde ayakta kaldık. Alide ne kırılgan üflesen düşecek,dermişim, tam tersine yapılı bir çocuktu ama öylede bir yapı değil yani normal çocuk işte. Ama hazırlıksız yakalanmıştı.Ben sırtında kahkahalarla gülerken birden aklıma gelen şeyle sustum. Ali ben onun sırtına atladığımda küfür etmişti. Bana bana ,bihterine. Hemen kafasına bir tane patlattım.
"Ne yapıyorsun kızım ya,üstüme atladığın yetmedi mi?" O bana kızarak bakarken bende ona düz bir şekilde bakıyordum.Aslında düz bir şekilde bakmanın ne olduğunu bile bilmiyorum , çaktırmayın siz.
"Oğlum,ben sana demedim mi küfür yok diye.Hiç anneni dinlemiyorsun.Bu gidişle kimse seni almaz. Ah benim dertli başım." Ben ondan yakınırken o da beni sırtından atmıştı.Bunca konuşmayı sırtında yapmıştık çocuğun resmen.
"Ala'cım, annecim ,canım benim sen sakın üzülme, bir daha kötü söz yok. Yoksa acı biber gelir.Değil mi ?" Bunları söylerken ellerini yanaklarıma koymuş suratımı balık yapmış, bu yaptığına gülüyordu.
"Bir de gülüyorsun Ali ya. Siz ne gülüyorsunuz kızım, at mı oynuyor burada.Arkadaşınız burada Ali canisinin elinde balık olmuş siz hiçbir şey yapmıyorsunuz."Onlar bu söylediklerimi hiç takmadan direk yan yana dizilerek yanaklarını uzattılar.Sırayla Çınar,Evren,Ali,Cansu . Bu artık bizi öpte servisine defol hareketiydi.Hepsini teker teker öptüğümde elimi sallayarak yanlarından uzaklaştım.Servise bindiğimde en arka cam kenarına adımladım. Burası benim mekandı. Kulaklıklarımı takıp kafamı cama yasladığımda hava durumunda gösterilenleri düşünüyordum.Çarşambadan sonrasını karlı gösteriyordu. Karların tatlılığını düşünürken birden aklıma Selim geldi. Şu son iki haftadır onu görmüyor ve düşünmüyordum.Neden böyle olduğuyla alakalı bir fikrim yoktu.Kafamdan bu düşünceleri atarak uyumaya başladım.
Eve geldiğimde annem akşam için yemek yapıyordu.Gidip yanaklarından öptüm.
"Oo ,Nermin Hanım ne pişiriyorsun ?"
"Yemek hazır olunca görürsün Ala,hadi git Yusuf'la ilgilen.Çocuk ağladı tüm gün ablam ne zaman gelecek diye? Artık nasıl alıştırmışsan kendine beni bile dinlemiyor." Ay benim Yusuf'um beni özlemiş ya. Yusuf benim küçük kardeşimdi. Annemler benden uzun mu uzun bir süre sonra bana sürpriz yapmışlardı. Daha 4 yaşındaydı. Birbirimize benziyorduk aslında o da kahve göz ve kumral saçlara sahipti. Tabi onun suratı daha hiç oturmadığı için ileride nasıl bir şey olacağını tahmin edemiyordum. İnşallah benim gibi burnunun ucu uzamazdı. Aslında o kadar takılmıyordum bu ayrıntıya ama sinirlerimin bozulduğu zamanlar çok oluyordu.Yusuf'un odasına girdiğimde Yusufcuk oyuncaklarıyla oynuyordu. Beni gördüğünde hemen ayağa kalkıp yanıma geldi. Kollarını bana uzattığında kucağıma aldım onu. İstediğini yapmış olmam onu memnun etmiş görünüyordu.
