selam :)) bu zeyker ile ilgili yeni senaryom eğer tutulursa yeni bölüm gelir :)))
Odaya girdiğimde pencerden sızan ışık fazlasıyla gözümü kamaştırmıştı elimle gözümü kapayarak ışığın gelmesini engelledim bir süre, sonra üzerimde bir karanlık hissedince güneşin yönünü değıştirdiğinı anladım. Elimi gözümden çekince sanırım sabah erken kalkmanın verdiği yorgunlukla uyuya kalan yeni patronumu gördüm .Dikkatimi oraya yoğunlaştırrınca patronunmun düzenli nefes alış verişlerini duyumsadım, nefesi sessiz odada yankılanıyordu adeta. Sonra birden dosyayı masaya bırakmam gerektiğini hatırlayarak yavaş ve temkin adımlarla patronumun uyuya kaldığı masaya yöneldim ki topuklu ayakkabı ile bu biraz zor olmuştu. Elimde ki dosyayı masaya bırakınca gitmek için tekrardan yavaşça yürümeye başladım ama arkadan gelen ses durmama sebep oldu
" Bir daha asla uyurken beni rahatsız etme "
Aniden gelen tepkinin karsısında iki lafı bir araraya getirmem biraz zaman almıştı. Duyduğum sesin komutu ile patronuma dönerek sanki bir suç işlemiş çocuk gibi boynumu eğdim.
"afedersiniz efendim ,ben dosyanızı getirmiştimde " dedim
" sen burda yeni misin? "
dedi o da uyku mahmurluğundan arınmış hırçın bir ifade ile "yeniyim efendim "
" ne kadar yeni? "
" bu -bugün işe başladım "
" iyi bak ilk gün den yanlışını gördün işte'' dedi . megolaman yaratık
" evet efendim "
dedim bende kısa kestirerek çünkü daha fazla bu adamı çekemeyecektim " izininizle efendim ben gidiyim "
" müsade sizin "dedi ukalalığını bozmayarak
Ertesi gün yeni kurduğum alarmım ile uyandım. Alışkın değildim bu saatlerde kalkmaya.
Artık yeni bir işim ve de sinir bozucu bir patronum vardı hiç geç kalıp onun diline düşemezdim
Her neyse bir an önce aklımdakilerden arınarak banyoya yönelttim adımlarımı kısa bir duştan sonra özen ile hazırlandım yoksa bu bay ukala giyinişimede bir şey diyebilirdi. hazırlandıktan hemen sonra bir kaç bir şey atıştırıp işe doğru yol aldım
işe geldiğimde hemen işlerime koyuldum nerdeyse öğle arasına kadar başımı kaldırmadım diyebilirim öğle arası ise işlerimin bitmesinin verdiği rahatlıkla şu çok konforlu olan koltuğuma yaslandım
k.b.a (Kerem 'in bakış açısı)
İşlerimin verdiği yorgunluğumu şüphesiz hayatımda ki tek kişi, tek değer verdiğim kişi kızım alabilirdi. Yaslandığım koltuktan doğrularak telefona yeltendim
" Alo Nurgül "
" Buyrun Kerem bey "
" Ufuğa söyler misin Denizi getirsin "
" Tabii efendim"
Telefonu kapattıktan sonra tekrardan arkasına yaslandı Kerem düşündü sonra Denizi kendini nasıl bu hale geldiğini hakikaten nasıl bu kadar gaddarlaşmıştı nasıl bir maskenin altında saklanabilmişti yıllarca o sadece güvenmişti aslında ve de sadece bir kez güvenmek onu binlerce güvenden yoksun bırakmıştı. Oysa ki tekrardan bir yaşam kurabilirdi kendine aşık olabilirdi mesela belki de ölene kadar bu maskenin altında saklanırdı kendi olarak değil bir başkası olarak kapardı gözlerini dünyaya belki de aşk kapının ardındaydı diyorum ya kim bilebilir ki?
şimdilik bu kadar bu arada Deniz Kerem 'in gerçek kızı değil . Zaten ayrıntısını diğer bölümlerde görüceksizniz .:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON (zeyker)
FanfictionGüneşi beklerken fan hikayesi olan Patron aşk ile geçmiş arasında kalan bir adam ile imkansıza aşık olmuş bir kadının hikayesini anlatıyor... Bakalım seçilen şey aşk mı olacak yoksa her şey olduğu gibi devam mı edecek ?