1 × ❝closed envelope❞

251 25 218
                                    


Apartmanın kapısını örttüğünde, sıcaklığın yüzüne vurması ile dışarının ne kadar soğuk olduğunu daha iyi anlamıştı. Yüzü sıcak hava ile buluştuğunda teni okşanmıştı ve bu his hoşuna gitmişti.

Bu havada dışarı çıkmak pek hoşuna gitmiyordu çünkü salonda yanan kalorifer ile birlikte battaniyenin içinde ısınmaya çalışmak daha cazibeliydi ama dışarıya çıkıp biraz ihtiyacı olan yiyecekleri ve bu soğukta iyi gelecek meyveleri alması gerekti.

Kendi dairesinin olduğu kata çıktığında biraz da olsa yorulmuştu. Genellikle dairesine çıkması için asansör kullanırdı ama Bayan Katharine'nın çocukları asansörü bozacak kadar yaramazdılar. Geçen hafta kendi aralarında bir oyun bulup asansörün en son ve en alt katlarına inip inip çıkıyorlardı. Asansör sürekli kullanılmaktan dolayı bozuldu ve çocuklar asansörün içindeyken mahsur kaldılar. Bucky, onların çığlıkla bağırmasını hatırlayarak yüzünü ekşitti. Bu hiç hoş değildi, çocukların çığlıkları her zaman sinirini bozardı.

Dairesinin önüne geldiğinde, anahtar için ceplerini karıştırmaya başladı. Sağ cebine koyduğuna emin olsa da elini iki cebine de daldırdı ama anahtar orada yoktu. Arka ceplerine koyacağını tahmin etmese de oraya da bakmayı ihmal etmedi ama sonuç değişmedi. Anahtarı almadan çıkmış olabilir miyim diye düşünmeye başlamanın manasız olduğunu düşünerek yedek anahtarını koyduğu paspasa doğru eğildi. Anahtarı buraya koymanın ne kadar güvensiz olduğunu bilse de bazen işe yarıyordu.

Paspası kaldırdığında yedek anahtarını görmesiyle yüzü gülmeye başladı. Anahtarı aldığında, kağıt gibi bir şeyin gözüne çarptığını hissetti. Paspası tekrar kaldırdığın da bu kağıdın aslında mektup zarfı olduğunu anladı. Kaşlarını çatarak mektubu incelediğinde "S." harfi dışında yazının olmadığını fark etti. Bunu zaten bir postacı buraya koymazdı ama apartmanda çocuklardan biri posta kutusunu karıştırarak buraya atmış olabilirdi. Posta kutusu aslında kilitliydi ama Bayan Katherine'nın oğullarının gazabına uğrayana kadar. Tamir ettirememişti ama bu mektubu gördükten sonra ilk işi tamir ettirmek olacaktı.

Ama bunu çocuklar posta kutusundan almış olamazlardı, bundan emindi. Üstünde de adres yoktu ve bunu postacı getiremezdi. Bunu özellikle biri koymuş olmalıydı.

Anahtarı kapının deliğine soktuğunda içeri girdi. Mektuba bakmak ve çabucak ısınmak için kapıyı hemen kapattı.  

Anahtarı portmantonun yanında ki komidinin üzerinde duran kaseye attığında diğer anahtarının da orda olduğunu fark etti. Ah, onu gerçekten aldığını sanmıştı ama unutkan bir insan olduğunu biliyordu. Onun için çocukluktan gelen travmatik bir olaydı unutmak. Buna alışsada bazen yaşantısını etkiliyordu. Faturaları unuttuğu için mahkemeye çağrıldığı zaman, kira için ev sahibinin kapıya dayandığı zaman, sosyal medya hesaplarının şifrelerini unuttuğu zamanlarda hayatına ne kadar etki ettiğini anlamıştı.

Üzerinde ki montu askılığa asıp elinde ki mektubu, salonda ki kanepenin önünde duran masaya bıraktı.

Kahve yapmak için mutfağa girdiğinde kahve makinesini çalıştırdı. Bardağı geri çekerek kahveden bir yudum aldığında sıcaklığı içinde hissetmesi battaniyeye sarılmış gibi hissettiriyordu.

Mektubu birden hatırlayarak salona gittiğinde, koltukta duran battaniyeyi üstüne almak için bardağını masaya bıraktı. İyice üstüne örttüğünde mektubu almak için masaya uzandı ama ilk önce evde her yalnız olanın yaptığı gibi sırf ses olsun diye televizyonu açmak için kumandaya uzandı.

Kanalda TV şovlarından biri olan Jimmy Kimmel vardı. Konuğu Robert Downey Jr. olunca izlemek istese de mektup beni oku diye bağırıyordu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 24, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

To My Bucky | StuckyWhere stories live. Discover now