Please Don't Tell

199 21 5
                                    


Medyadaki şarkıyı dinlemenizi öneririm. Melodisi aklıma bu iki çocuğu getiriyor. İyi okumalar. 


"Aman Tanrım!! Buna inanamıyorum Nini!!! Bi-biz sahile geldik!!" dedi Sehun kendini tutamayarak bağırdı. Hemen atkısını ve şapkasını çıkarttı ve Jong In'e atarcasına verip soğuk suya doğru koştu. Jong In elindeki atkı ve şapkaya anlamsız bakışlar attı. 


Sehun suyun kenarına kadar gelmişti.
"Hey hey, Nini. Şuna bak deniz kocaman! Byu kadar büyük olduğu kimin aklına gelirdi!!" kollarını kocaman açarak söyledi Sehun.

"Ne? Sahile ilk kez mi geliyorsun.. Sehunnie, neden albinolu gibi olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.." dedi yüksek sesle Jong In Sehun'a ulaşmak için adımlarını hızlandırdı.

"Evet! Ahh, kalbim güm güm atıyor! Hey, normalde sahile gelince ne yaparsın? Deniz kabuğu mu ararsın?" diye sordu Sehun. Küçük çocuklar gibi minik mutluluk çığlıkları atıyordu. Gözlerinin içi gülümsemekten parlıyordu. 

..Böyle tepki vereceği kimin aklına gelirdi...

Jong In Sehun'un yanına ulaşmıştı ama biraz yüzü düşmüştü. Kendini suçlu gibi hissediyordu. Sehun soğuktan burnu kızarmış bir halde gülümseyerek baktı Jong In'in suratına.

"Şey.. Gerçekten bir sorun yok gibi Nini? Yüzünü neden astın? Hmm?" sakin daha bir sesle sordu Sehun.

"Aslında.. sana yardım edeceğimi söyledim.. Ama eğer kalbin böyle atıyorsa... Acaba doğru şeyi mi yapıyorum?" endişeli bir sesle sormuştu Jong In. Gerçekten kendini suçlu hissediyordu.

"Hahahaha..." Sehun yine küçük bir çocuk gibi gülmüştü. Bu Jong In'in midesini kelebeklerle doldurmaya yetiyordu bile. ".. Merak etme er ya da geç yapacağım zaten." sohbetin havasını değiştirmek ister bir tonla devam etti Sehun, "Bu iyi bir fırsat, ayrıca durumumun farkında olan tüm insanlar arasında bana bunu diyen ilk kişi sensin. Normalde insanlar kendileriyle ilgili olmadığı için umursamazlardı. Eğer hislerimi göz önünde bulundurmasaydın böyle demezdin..." kocaman gülümsedi yanakları kızarmıştı, " bu yüzden teşekkürler, Jong In.. Gerçekten senin sayende mutluyum.." dedi. Daha çok kızarmıştı. Bu sefer soğuktan değildi. Jong In bunun farkına varmış bir halde gözlerini kocaman açmış Sehun'a bakıyordu. 

"Demek Oh Sehun.. utanınca böyle görünüyorsun.." Jong In bu zaferinden gurur duymuştu. Bu Sehun'u daha çok utandırdı ve konuyu değiştirmeye yöneltti:

"V-ve ayrıca.. Dış dünyayı pek bilmiyorum. Bu yüzden ilk başta ne yapacağımı bilmiyorum. Biri bana yardım ettiği için çok mutluyum." Sehun kıkırdayarak söyledi. 

Jong In, Sehun'a moment veren coupleını izleyen minik fangirller gibi gülümsüyordu. Birden dayanamadı ve sımsıkı sarıldı. 

"Tabii ki edeceğim!! Eğer yapmak istediğin bir şey varsa bana söylemen yeterli!! Tanrım seni çok seviyo.." birden durdu öksürük krizine girmiş gibi yaptı ve yüzünü görmesin Sehun'a daha sıkı sarıldı. Sehun'un kıkırtılarının yerini melodik bir kahkaha almıştı. 

"Yaaa Jong In! Bıraksana beni.. İçine alacak gibi sıkıştırma. Demek ki beni seviyorsun ha!" Sehun kahkahalarla karışık söyledi. Jong In onu biraz daha kendine yapıştırdı ve kafasını boynuna gömdü. Sehun'da sarılmaya karşılık verdi ve yüzünü Jong In'in saçlarına yasladı.

_________

Birçok kalp attıran anlar tecrübe ettik. Aklımıza gelen her şeyi yaptık. 

That Day Was A Happy Day // Christmas Special Gift SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin